Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Eğitimde Bir Öğretim Yöntemi Olarak Sokratik Metot

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.) Yazar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
26 Aralık 2019
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
2
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kimi görüşlere göre, felsefe tozlu raflardaki kitaplarda  kalmış, sıkıcı, gerçek yaşamda karşılığı olmayan  gereksiz bilgilerden oluşur. Üstelik ağır ve ulaşılmaz bir şeydir.  Herhangi bir konuda  tartışmaların boyutu  biraz derinleşince, gereksiz bir şey yapılıyormuş gibi “ felsefe yapma şimdi” biçiminde bir tepki alınabilir. Oysa ki, felsefe bir tür düşünme etkinliğidir ve her insanın yaşamında filozof olduğu anlar  da vardır. Niye olmasın ki?  İnsan bir yanıyla akıl sahibi bir varlık olduğuna göre, bir tür akıl ürünü olan felsefenin dışında nasıl kalabilir? Konuyu, şimdilik Eski Yunan felsefesinin bir parçasını sınırlayarak  açmaya çalışalım. Önce ilk filozofların doğaya ilişkin görüşlerine yer verelim.

Felsefe deyimi, Yunanca philosophia sözcüğünden geliyor. Kısaca, philosophia; bilgiyi ve bilgeliği sevmek demektir. “Batı felsefesi  kimle başlar?” sorusu için, hemen akla geometrici Miletli Thales  gelir. Antik Yunan’da filozofların öncelikle doğadaki her şeyin ana maddesini sorguladıklarını öğreniyoruz. Thales’e göre  “su her şeyin anamaddesidir, her şey sudan türer ve suya döner”. Thales’den sonra, Anaximenes, Heraktleitos, Pythagoras ve diğerlerini görüyoruz. Anaximenes’e göre “ilk madde havadır, çünkü hava bütün evreni kuşatır”. Heraktleitos’da ise evren ateşten meydana gelmiştir. Evrendeki değişme belli bir düzen ve akıla (logos’a) göre gerçekleşir. “Aynı ırmakta iki kez yıkanamayız” diyen Heraktleitos,  evrende başı sonu olmayan bir değişmenin olduğunu, bu akan süreç içinde hiçbir şeyin durup aynı kalmadığını söylüyor. Pythagoras ise, her şeyin başlangıcında sayının olduğundan, ayrıca evrendeki çokluk ve karmaşada matematiksel bir düzenin ve sayısal bir gerçekliğin  varlığından söz etmektedir.  Şurası açık ki, Antik Yunan felsefesinde ilk filozoflar önce doğayı anlamaya çalışmışlar. Bu amaçla,  doğa hakkında doğru bilgilere ulaşmak gibi bir işlev yüklenmişler felsefeye. Sonra da felsefenin konusu insan olmuş ve insana yönelmiş yüzyıllarca… Yazılı kaynaklardan Thales’in M.Ö. 6. yüzyılda yaşadığını anlıyoruz. Demek ki batı felsefesi de yaklaşık 2600 yıllık bir geçmişe sahip.

Yunan toplumunda  M.Ö. 5.yüzyılın ortalarına doğru gerçekleşen siyasi ve ekonomik gelişmeler bilginin bir değer ve güç  olmasına yol açar. “Başarılı bir yurttaş nasıl yetiştirilir?” sorusu o dönemin Atinasın’da mevcut eğitim sisteminin enine-boyuna sorgulanmasına ışık tutacaktır. Sofistler (bilgili kişiler) olarak bilinen kimi düşünürler şehir şehir dolaşarak para karşılığında çeşitli konularda eğitim verirler. Sofistlerin  öncülerinden Protagoras’a göre, iyi bir yuttaş yetiştirmede en önemli şey “gençlere söz söyleme sanatını (rhetorik’i) öğretmek olmalıdır”.  Bu sanat, kişinin her türlü başarıya ulaşmasında çok önemli bir adımdır. Sofistler, “her şey kesindir, yanılma diye bir şey yoktur” biçimindeki eğitim görüşleriyle bilgi boyutunda şüpheyi dışarıda bırakırken, “insan her şeyin ölçüsüdür” anlayışıyla da etik değerler alanında herkesin kabul edebileceği bir  doğru ya da bir ölçünün bulunamayacağını iddia ederler. Sofistlerin bu  göreceli yaklaşımları ilkçağın en büyük düşünürlerinden biri olan Sokrates tarafından  kıyasıya eleştirilir. Bu iki görüşün bilgi ve etik boyutunda taban tabana zıt ayrılıklarını görmek mümkün.

Sokrates’e göre insan düşünürse, araştırırsa gerçeği görebilir, herkes için genel-geçer olan sağlam  bilgiye ve değerlere ulaşılabilir. Fakat bu kolay bir iş değildir, araştırmayı ve sorgulamayı öğenmek gerekir. Sokrates, çarşı-pazar dolaşarak kendine özgü diyaloglarıyla düşüncelerini yayabiliyor ve  insanları etkileyebiliyordu. “Ben bir şey bilmiyorum, bir şey bilmediğimi biliyorum” biçimindeki yaklaşımıyla insanları düşünmeye cesaretlendiriyor, öğrenmede çok önemli adım olan sorgulama aşamasını kazandırıyordu. Böylelikle hem halkın  sevgisini kazanıyor, hem de fikirleri kabul görüyordu. Tam bir eğitimciydi Sokrates, büyük kişiliği, etkileyici diyalogları çok büyük hayranlık uyandırmıştı. Ne yazık ki bu büyük filozof  sofistlere karşı koymanın kurbanı olur. Yaşamının sonlarına doğru yaklaşırken gençliği baştan çıkarmak ve Atina’ya yeni Tanrılar getirmeye kalkışmak gibi bir iddia ile suçlanır, yargılanır  ve   M.Ö. 399 yılında da zehirlenerek hayatına son verilir.

Bu trajik olaydan sonra, Sokrates’in öğrencileri onun görüşleri çizgisinde okullar oluşturur. Bu okullarda Yunan felsefesinin sistematik dönemini oluşturan kimi düşünürlerin yetiştiğini görüyoruz. Bunlardan, Platon’un ve Aristoteles’in o döneme damgasını vurmuş ve ayrıca  felsefenin bütününde de çok önemli temel taşlar olduğu belirtelim. Platon, Sokrates’in öğrencisi, hocasına çok derin  saygısı ve hayranlığı var. Bü yüzden bütün diyaloglarını hocasının adıyla yazmış. Bu  problem düşünürü büyük filozof, Sokrates’in kaldığı yerden devam eder,  hatta olgunluk döneminde hocasının öğretisini aşar ve kendi özgün yöntemiyle  felsefi söylemini oluşturur. Bir başka anlatımla, Platon, Sokrates’in sofistlerle mücadelesinin temelinde olan bilgi sorununa açıklık getirir: Şöyle ki; bilginin nesnesinin varlıksal özelliklerini dikkate alarak bigiyi türlerine ayırır. Böylece, bilgi felsefesinde görülenlerin, düşünülenlerin tür olarak bilgi  farklılıklarını ortaya koymuş ve Sokrates’in yarım bıraktığı bir şeyi tamamlamış olur. Görünen şeylerin bilgisi, yapısal özellikleri bakımından bir tür tasarım, kanı ya da fenomendir. Bu tür bilgiler insanı yanıltabilir, dolayısıyla genel-geçer bilgi olamaz. Peki, insan nasıl bir yöntemle  doğru bilgiye ulaşılabilir? Günümüzde etkili bir öğretim tarzı olarak bilinen “Sokratik Metot”, Platon’un felsefesinde kişinin filozof olurken yürüdüğü ve bir  filozofunda kişiyi yürüttüğü yoldur. Bu yürüyüşte, yolu yürüyen kadar yürüten, eğitilen kadar eğitenin de önemli görevleri vardır. Böyle bir yürüyüş,  ancak iyi bir yol göstericiyle yapılabilir.

Bir tür soru sorma ve cevap verme – verdirme ustalığıdır Sokratik Metot. Öyle bir ustalıktır ki bu, eğiticinin sorduğu sorularla ve verdiği yanıtlarla, eğittiği insanın bildiği sandığı şeyleri bilmediğini göstermesindeki ya da bildiklerinin yanlış olduğunun anlamasındaki ve doğru olanı buldurmasındaki ustalığıdır. Sıkı bir akıl yürütme biçimi olan bu yöntemle; eğitici, önce eğittiği kişinin yanlış inançlarını ortaya çıkarmakla işe başlar, sonra bu tür yanlışları tek tek zihinden temizler. Daha sonra da, kişiye doğru bilgiyi buldurmak için ip ucu verir, onu cesaretlendirir ve araştırmaya yöneltir. Eğitilenin doğru bilgiye ulaşması elbette yetmez, ayrıca  doğrunun neden doğru olduğunu ispat etmesi gerekir. İşte, kişi bu aşamaları yerine getirerek  araştırmanın, sorgulamanın ve doğru olana ulaşmanın yolunu yöntemini öğrenecektir.

Aradan çok uzun bir  zaman geçse de, insanlık Sokrates’in doğruluk ve hak yolunda ölüme gittiğini unutmadı. Onun onurlu savuması dillere destandır. Platon bir Sokratesçiydi, eğitimin en temel kavramı olan bilgiyi ele aldı ve temellendirdi. Amacı, “başarılı bir yurttaş” deyimiyle doğrudan ve bire bir ilişkili olan  bilginin doğasını açıklamaktı. Platon’dan sonra öğrencisi Aristoteles, Platon’un bıraktığı yerden devam etti. Eğitimde bir  diğer önemli konunun, yani  erdem  kavramının felsefi dayanaklarını ortaya koydu. Bu parlak dönemde, eğitimin merkezinde her zaman  felsefe oldu ve eğitim  felsefeyle birlikte yol aldı. Ne zamanki felsefe eğitimin dışında kaldı, insanlar “eleştirel akla”  değer vermedi ve toplumlar da geri kaldı.

Paylaş
Etiketler: Eğitimeğitim felsefesifelsefesorgulama
Önceki Yazı

Yaz Aşkı

Sonraki Yazı

Vitamin D Yoğun Bakımda da İşe Yaramıyor

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

İlişkili Yazılar

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”
Eğitim

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”

14 Şubat 2023
5k
Anma

Yaşasın Cumhuriyet

31 Ekim 2022
5k
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Neden Laiklik…

20 Eylül 2022
5k
Neden Karma Eğitim?
Eğitim & Kültür

Neden Karma Eğitim?

15 Ağustos 2022
5k
Sonraki Yazı

Vitamin D Yoğun Bakımda da İşe Yaramıyor

Yorumlar 2

  1. admin says:
    6 yıl önce

    Mehmet Bey, Aramıza hoşgeldiniz.
    Kaleminize sağlık, yorucu gibi görülse de doyurucu bir yazı olmuş.

  2. Nezahat GÖÇMEN says:
    6 yıl önce

    Mehmet bey, Eğitim ve felsefe paylaşımınız bilgilendirici bir yazı olmuş. Tebrikler… Hoş geldiniz.
    .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap