‘SKYWALKER’ UÇUYOR AMA YÜKSELEMİYOR
– 42 yıl boyunca adından söz ettirmeyi başaran ‘Star Wars’ efsanesinin noktayı koyduğu bölümün bir diğer aksaklığı Palpatine’ın hikâyedeki mevcudiyeti. Snoke’un da yaratıcısı olduğunu ve pek çok kez ölüp dirildiğini söyleyen bu kadim kötünün ölümden nasıl döndüğü bir yana, kendisine yüklenen misyon fazlasıyla basite indirgenmiş halde. Nostaljik takılmak uğruna yazık edilmiş Palpatine’ın anısına.
–Geçmişteki ‘Star Wars’ tadının yerlerde süründüğü filmde eksikliği hissedilen bir diğer olgu ‘Jedi’ inandırıcılığı! İçindeki karanlık tarafın kaygısını yaşayan Rey’in kendine güvensizliğini ve ruhsal karmaşasını bir yere kadar hoş görmek mümkün. Lakin çoğu sahnedeki tutukluğuna ve duygu gerektiren sahnelerde dahi boşluğa bakıyormuşçasına rol kesmesine anlam vermek imkânsız… Misal en basitinden androide yaklaşımında ya da kum bataklığındaki yılanla muhabbetinde etkileyici bir yön bulabilene aşk olsun. Anlayacağınız Rey’in her yaptığı laf olsun diye yapılmış sanki. Ren de onun bir tık fazlası.
–Kadın kadına öpüşme sahnesini iyiliğin galip gelme sevincinin arasına sıkıştırarak LGBTİ kesimine ‘Sizi de unutmadık’ mesajı verme modasına uyan ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’ filminde altlarında gezegen yok edebilen güçte toplar bulunan imparatorluk kruvazörlerinin çarpışmadaki yetersizliği de dikkat çekici. Karanlık tarafı bu denli güçlü gösterirken savaş alanında güdükleştirmek hiç mantıklı olmamış açıkçası
SONUÇTA; Evrenin kaderinin kadınlar elinde olduğunu vurgulayan… Kan bağının her şey demek olmadığını, tercih durumunda içindeki iyiliğe ve hislere kulak vermek gerektiğini söyleyen… Her türlü kötülüğün, birlikle güçlenen iyilik karşısında boyun eğeceği mesajını veren… Kötülükle mücadelede, geçmişin tecrübelerinden ve içimizdeki anılardan güç almanın önemini işaret eden… Ve nihayetinde ‘anne-aile fedakârlığı’nın her türlü silahın ve kötülüğün üstesinden gelebileceğini göstererek aile olgusunu yükselten ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’, kimine göre hayal kırıklığı kimine göre mükemmel bir final olabilir.
‘SKYWALKER’ UÇUYOR AMA YÜKSELEMİYOR
– 42 yıl boyunca adından söz ettirmeyi başaran ‘Star Wars’ efsanesinin noktayı koyduğu bölümün bir diğer aksaklığı Palpatine’ın hikâyedeki mevcudiyeti. Snoke’un da yaratıcısı olduğunu ve pek çok kez ölüp dirildiğini söyleyen bu kadim kötünün ölümden nasıl döndüğü bir yana, kendisine yüklenen misyon fazlasıyla basite indirgenmiş halde. Nostaljik takılmak uğruna yazık edilmiş Palpatine’ın anısına.
–Geçmişteki ‘Star Wars’ tadının yerlerde süründüğü filmde eksikliği hissedilen bir diğer olgu ‘Jedi’ inandırıcılığı! İçindeki karanlık tarafın kaygısını yaşayan Rey’in kendine güvensizliğini ve ruhsal karmaşasını bir yere kadar hoş görmek mümkün. Lakin çoğu sahnedeki tutukluğuna ve duygu gerektiren sahnelerde dahi boşluğa bakıyormuşçasına rol kesmesine anlam vermek imkânsız… Misal en basitinden androide yaklaşımında ya da kum bataklığındaki yılanla muhabbetinde etkileyici bir yön bulabilene aşk olsun. Anlayacağınız Rey’in her yaptığı laf olsun diye yapılmış sanki. Ren de onun bir tık fazlası.
–Kadın kadına öpüşme sahnesini iyiliğin galip gelme sevincinin arasına sıkıştırarak LGBTİ kesimine ‘Sizi de unutmadık’ mesajı verme modasına uyan ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’ filminde altlarında gezegen yok edebilen güçte toplar bulunan imparatorluk kruvazörlerinin çarpışmadaki yetersizliği de dikkat çekici. Karanlık tarafı bu denli güçlü gösterirken savaş alanında güdükleştirmek hiç mantıklı olmamış açıkçası
SONUÇTA; Evrenin kaderinin kadınlar elinde olduğunu vurgulayan… Kan bağının her şey demek olmadığını, tercih durumunda içindeki iyiliğe ve hislere kulak vermek gerektiğini söyleyen… Her türlü kötülüğün, birlikle güçlenen iyilik karşısında boyun eğeceği mesajını veren… Kötülükle mücadelede, geçmişin tecrübelerinden ve içimizdeki anılardan güç almanın önemini işaret eden… Ve nihayetinde ‘anne-aile fedakârlığı’nın her türlü silahın ve kötülüğün üstesinden gelebileceğini göstererek aile olgusunu yükselten ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’, kimine göre hayal kırıklığı kimine göre mükemmel bir final olabilir.
‘SKYWALKER’ UÇUYOR AMA YÜKSELEMİYOR
– 42 yıl boyunca adından söz ettirmeyi başaran ‘Star Wars’ efsanesinin noktayı koyduğu bölümün bir diğer aksaklığı Palpatine’ın hikâyedeki mevcudiyeti. Snoke’un da yaratıcısı olduğunu ve pek çok kez ölüp dirildiğini söyleyen bu kadim kötünün ölümden nasıl döndüğü bir yana, kendisine yüklenen misyon fazlasıyla basite indirgenmiş halde. Nostaljik takılmak uğruna yazık edilmiş Palpatine’ın anısına.
–Geçmişteki ‘Star Wars’ tadının yerlerde süründüğü filmde eksikliği hissedilen bir diğer olgu ‘Jedi’ inandırıcılığı! İçindeki karanlık tarafın kaygısını yaşayan Rey’in kendine güvensizliğini ve ruhsal karmaşasını bir yere kadar hoş görmek mümkün. Lakin çoğu sahnedeki tutukluğuna ve duygu gerektiren sahnelerde dahi boşluğa bakıyormuşçasına rol kesmesine anlam vermek imkânsız… Misal en basitinden androide yaklaşımında ya da kum bataklığındaki yılanla muhabbetinde etkileyici bir yön bulabilene aşk olsun. Anlayacağınız Rey’in her yaptığı laf olsun diye yapılmış sanki. Ren de onun bir tık fazlası.
–Kadın kadına öpüşme sahnesini iyiliğin galip gelme sevincinin arasına sıkıştırarak LGBTİ kesimine ‘Sizi de unutmadık’ mesajı verme modasına uyan ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’ filminde altlarında gezegen yok edebilen güçte toplar bulunan imparatorluk kruvazörlerinin çarpışmadaki yetersizliği de dikkat çekici. Karanlık tarafı bu denli güçlü gösterirken savaş alanında güdükleştirmek hiç mantıklı olmamış açıkçası
SONUÇTA; Evrenin kaderinin kadınlar elinde olduğunu vurgulayan… Kan bağının her şey demek olmadığını, tercih durumunda içindeki iyiliğe ve hislere kulak vermek gerektiğini söyleyen… Her türlü kötülüğün, birlikle güçlenen iyilik karşısında boyun eğeceği mesajını veren… Kötülükle mücadelede, geçmişin tecrübelerinden ve içimizdeki anılardan güç almanın önemini işaret eden… Ve nihayetinde ‘anne-aile fedakârlığı’nın her türlü silahın ve kötülüğün üstesinden gelebileceğini göstererek aile olgusunu yükselten ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’, kimine göre hayal kırıklığı kimine göre mükemmel bir final olabilir.
‘SKYWALKER’ UÇUYOR AMA YÜKSELEMİYOR
– 42 yıl boyunca adından söz ettirmeyi başaran ‘Star Wars’ efsanesinin noktayı koyduğu bölümün bir diğer aksaklığı Palpatine’ın hikâyedeki mevcudiyeti. Snoke’un da yaratıcısı olduğunu ve pek çok kez ölüp dirildiğini söyleyen bu kadim kötünün ölümden nasıl döndüğü bir yana, kendisine yüklenen misyon fazlasıyla basite indirgenmiş halde. Nostaljik takılmak uğruna yazık edilmiş Palpatine’ın anısına.
–Geçmişteki ‘Star Wars’ tadının yerlerde süründüğü filmde eksikliği hissedilen bir diğer olgu ‘Jedi’ inandırıcılığı! İçindeki karanlık tarafın kaygısını yaşayan Rey’in kendine güvensizliğini ve ruhsal karmaşasını bir yere kadar hoş görmek mümkün. Lakin çoğu sahnedeki tutukluğuna ve duygu gerektiren sahnelerde dahi boşluğa bakıyormuşçasına rol kesmesine anlam vermek imkânsız… Misal en basitinden androide yaklaşımında ya da kum bataklığındaki yılanla muhabbetinde etkileyici bir yön bulabilene aşk olsun. Anlayacağınız Rey’in her yaptığı laf olsun diye yapılmış sanki. Ren de onun bir tık fazlası.
–Kadın kadına öpüşme sahnesini iyiliğin galip gelme sevincinin arasına sıkıştırarak LGBTİ kesimine ‘Sizi de unutmadık’ mesajı verme modasına uyan ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’ filminde altlarında gezegen yok edebilen güçte toplar bulunan imparatorluk kruvazörlerinin çarpışmadaki yetersizliği de dikkat çekici. Karanlık tarafı bu denli güçlü gösterirken savaş alanında güdükleştirmek hiç mantıklı olmamış açıkçası
SONUÇTA; Evrenin kaderinin kadınlar elinde olduğunu vurgulayan… Kan bağının her şey demek olmadığını, tercih durumunda içindeki iyiliğe ve hislere kulak vermek gerektiğini söyleyen… Her türlü kötülüğün, birlikle güçlenen iyilik karşısında boyun eğeceği mesajını veren… Kötülükle mücadelede, geçmişin tecrübelerinden ve içimizdeki anılardan güç almanın önemini işaret eden… Ve nihayetinde ‘anne-aile fedakârlığı’nın her türlü silahın ve kötülüğün üstesinden gelebileceğini göstererek aile olgusunu yükselten ‘‘Yıldız Savaşları: Skywalker’ın Yükselişi’’, kimine göre hayal kırıklığı kimine göre mükemmel bir final olabilir.


















