Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 7, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Bir Toplumu Anlamada Anekdotların Katkısı

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
29 Ağustos 2019
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu ve benzer anekdotlar, kimliklerine hapsolmuş topluluklardan oluşan toplumumuzda yerel ile evrenselin buluşmasının, bir başka anlamda demokrasinin inşasının önünde ne büyük engeller olduğunun resmidir.

Toplum, birey, devlet, siyaset, din üzerine bir yığın teorik tezler var. Toplum dediğimiz bu çok katmanlı, çok yönlü, girift ilişkilerden oluşmuş yapıların gerek tarihsel dönemlere göre gerekse günümüzde anlaşılması, açıklanması, toplumbilimleri başlığı altında toplanan çok sayıda disiplinin konusudur.

Böyle olmakla birlikte tarihi seyri içerisinde dönemlerine göre insanı, toplumu, sistemi anlamada edebiyatın da büyük katkısı bulunur. Örneğin 19. yy. Rusya’sının edebiyatı, bunun tipik örneklerindendir. Hatırladığım kadarıyla Marx’a yazdığı bir mektupta Engels şöyle der: “Fransa’yı anlamak için binlerce sayfa istatistik okuyacağıma Balzac okumayı tercih ederim.”

Edebiyatın bir türü olan biyografiler, anılar, atasözleri ve terimler sözlüğü, mizah, fıkra masallar bile, ilgili topluma dair bize epeyi bilgiler, ipuçları sunar. Anekdotların da küçük de olsa, böylesine katkılar sunduğu kanısındayım.

Günümüz Türkiye’sinde Batı’ya, Batı özelinde Almanya’ya ve bütün bunların bir toplamı olarak ‘gâvur’ gördüklerine nasıl bakılıyor? Bu bakış, İslam dünyasının kendi sorunlarının nedeni olarak Haçlı seferlerini gösteren paranoyak düşüncelerle sınırlı değil. Bununla birlikte devletin 20. yüzyılın başından beri devam ettirdiği milliyetçiliğin, faydalandığı ölçüde ideolojisi haline gelen Türk-İslam sentezi gibi görüşlerin devlet desteğiyle topluma enjekte edilmesi ve bunun gelenekle desteklenmesi sonucunda toplumda genel olarak bir zihinsel çarpıklık ve sığlık yaygınlaştı.

Devletin başat bir rol oynadığı bu zihinsel yapı, kişinin dünyayla kurduğu ilişkiyi belirliyor. Bu gerçekliğin toplumsal boyuttaki (siyaset, devlet, eğitim vb.) ilişkileri ve etkileşimleri üzerine binlerce sayfa yazılabilir, yazılanlar da var.

Toplumumuzu anlamakta yardımcı olacak biri kendime, diğeri de Prof. Ahmet Arslan’a ait iki anekdot aktaracağım. Belirtmeliyim ki bu her iki anekdota benzer, aynı konularda binlercesi vardır. Dolayısıyla önemli olan bunların orijinal olup olmaması değil, toplum yapımıza dair bir önem arz etmeleridir.

“Yahu hemşerim, hiç karılarını kıskanmıyorlar be!”

Geçen yıl Geyikli tarafında tatildeydim. Sabah erkenden denize girdim, çıkıp kumsala uzandım. Kumsalda benden başka kimse yok, zaten küçük bir yer. Kısa bir süre sonra yanı başımda peydahlanan birisi “Yokarıdaki deniz daha temiz, daha iyi” dedi.

Kafamı kaldırdığımda başımda dikilen 65 yaşlarında birini gördüm. “Yokarıda” demesi dikkatimi çektiği için, dedim ki, “Sen Sivaslı mısın?”

“Niye ki?” dedi.

“Sivaslılar yukarı yerine yokarı derler de” dedim.

Uzun bir haaaaa çektikten sonra “Ben Yozgatlıyım” dedi.

Başladı anlatmaya. Almanya’dan emekli olmuş. Çocuklarının Almanya’da işi varmış. Yazları 2-3 ay Türkiye’ye geliyormuş. Yozgat’ta bir evi, Ankara’da kiralık iki evi, bir de yazlığı varmış. Gelirinin iyi olduğunu, gül gibi geçinip gittiğini anlattı.

“YİMPAŞ’a para kaptırdın mı?” dedim.

“Ben deli miyim, onlara zırnık vermedim. Camilerden çıkmazlar, hep anlatır, para toplarlardı. Benim bacanağım varını yoğunu verdi. Ulan oğlum sen deli misin, sakın bunlara para verme dedimse de dinletemedim. Elindeki, avcundakini verdi, şimdi de sürünüyor” dedi.

Ayakta dikilerek anlatmaya devam etti.

Almanya’da çalışma koşulları ağırmış ama temiz ve disiplinlermiş. Kesinlikle hakkını yemezler, hak ettiğin her kuruşu sonuna kadar verirlermiş. Dürüstlermiş. Sigorta sistemleri çok iyiymiş, Türkiye’ye dönmezmiş, işte böyle yazları gelip gezermiş, Almanya’da yaşamak hem güvenliymiş hem de orada insana insan gibi davranılıyormuş vb.

Irkçılık, Neonaziler dediğimde de “evet, öyle kötü durumlarda var ama yaygın değil” dedi.

Bu plaj komşum Yozgatlı bana Almanya’yı ve Alman insanını övdü.

Fakat bir şeyleri çok kötü deyince,  bu kadar övgüden sonra ne diyecek diye merakla yüzüne baktım.

“Yahu hemşerim, hiç karılarını kıskanmıyorlar be!” dedi.

“Neden?” dedim.

“Domuz eti yiyorlar da ondan” dedi!

Bir şey söylemeden kalkıp denize yürüdüm. Ona en iyi cevabın bu olacağını, çünkü ona artık bir şey anlatmanın pek yararının olmayacağını düşündüm.

“Ama ne yapalım ki onlar gene de gâvur”

“Bir Ömür Düşünmek” adlı söyleşi kitabında felsefeci Prof. Ahmet Arslan da öfkelendiği bir olayı anlatıyor. Uzun yıllar Almanya’da işçi olarak çalışmış ve sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapmış bir yakınını Urfa’da ziyarete gidiyor.

Adam Almanya hatıralarını anlatmaya başlıyor. “Almanya’ya ilk gittikleri zaman karısı ağır hastalanmış ve uzun süre bir hastanede yatmak zorunda kalmış. Evde farklı yaşlarda bakıma muhtaç dört beş çocuğu vardı. Gündüzleri işte çalıştığı için onlara ilgilenmiyordu. Yaşadığı köyde bunu gören Almanlar aileye acımışlar ve köy papazının liderliğinde bir yardım kampanyası başlatmışlar. Evlerini derlemişler toplamışlar, gerekli eşya, mobilya almışlar, bir bakıcı kadın tutmuşlar, çocukların beslenmesi, okula gitmeleri, ödevleri konusunda kendilerine yardımcı olmuşlardı. Sözünü ettiğim kişi bana bunları uzun uzun anlattıktan sonra durdu ve ben kendisinden ‘Gördün mü Ahmet Bey, bizim bu Almanlar hakkında duyduğumuz o kulaktan dolma şeyler ne kadar yanlışmış; onlar da bizim gibi insan, hatta bizden daha fazla insanmışlar. Bak bize ne iyilikler yaptılar’ tarzında bir cümle beklerken ‘ama ne yapalım ki onlar gene de gâvur’ tarzında bir şeyler söyledi. Çocukluğumda sokak ortasında kafası ezilerek öldürülmüş olan kedimi gördüğüm anki kadar kendimi çaresiz hissettim.” (Ahmet Arslan, Bir Ömür Düşünmek, syf. 167-168, Eksikitaplar)

Bu iki anekdotun genelle ve teoriyle ilişkisini Arslan’ın şu sözleriyle kurabiliriz: “Çünkü bu bizim dünyayla nasıl ilişki kurduğumuzla, başka toplumları, milletleri nasıl gördüğümüzle, genel olarak insan türüne nasıl baktığımızla ve yine bir bütün olarak insanlıktan ne tür bir şeyi anladığımızla ilgili bir şeydi.” (age. Syf.168)

İdeolojilerin, dinlerin, geleneklerin insanı ne denli etkin bir kuşatmaya ve bir yanıyla körleşmeye tabi tuttuğunun küçük bir hikâyesi. Özellikle dinin ve geleneğin kuşatılmışlığında insanın ve toplumun bugünden yarına değişmesini beklemenin ne denli yanıltıcı olduğunun tarihte birçok örneği de görüldü. Ayrıca bunlar Marksist toplum tahlilindeki altyapı-üstyapı ilişkisi üzerinde doğrusal ya da paralel (Marx her ne kadar üst yapının da alt yapıyı etkilediğini söylemiş olsa da) bir işleyişin olmadığını ve üzerinde yeniden düşünmeyi gerektiren örnekleri oluşturmakta. Bu ve benzer anekdotlar, kimliklerine hapsolmuş topluluklardan oluşan toplumumuzda yerel ile evrenselin buluşmasının, bir başka anlamda demokrasinin inşasının önünde ne büyük engeller olduğunun resmidir.

Bütün bunlardan bir umutsuzluk, karamsarlık sonucu çıkarılmamalı. Toplumdaki değişimlerin yavaş, zorlu ve zaman zaman sancılı olduğunu ifade etmeye çalıştım. Demokratikleşme, sabırlı ve istikrarlı bir mücadeleyi gerekli kılıyor. (HŞ/AS)

Paylaş
Etiketler: bireydevletdinSiyasettoplum
Önceki Yazı

Kitap Okumayın! Çünkü…

Sonraki Yazı

Ahlaksızlık Tavan Yaptı, İnsanlar Cinnet Geçiriyor!

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Ahlaksızlık Tavan Yaptı, İnsanlar Cinnet Geçiriyor!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Angarya Değil Bu İş

07 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Eller Taşın Altında

07 Aralık 2025
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap