Mossad Türkiye’de Çuvalladı

MOSSAD TÜRKİYE’DE ÇUVALLADI

Bildiğiniz gibi ülkemiz ERGENEKON terör örgütü, darbe planları ve en son BALYOZ adlı davayla yeni bir sürece girdi. Aslında bu süreçte yaşadıklarımız durup dururken ortaya çıkmadı. Bilinmeyen sebepler bu durumun ortaya çıkmasına vesile oldu.Öncelikle ifade etmem gerekir ki İsrail/MOSSAD’ın Ak Parti iktidarını devirme isteğinin ortaya çıkması aklı başında herkesi derin düşünmeye sevk etti. Aynı zamanda bu çirkinliğin nasıl ve ne ile yapılacağını sorgulamaya götürdü. Yapılan çok gizli ve hassas çalışmalarda MOSSAD fitne üretim merkezinin çirkin oyunları ortaya çıktı. Şamil TAYYAR ve Fehmi KORU ne zaman yazacaklar bilmiyorum ama sanırım bazı şeylerin bilinmesinin zamanı geldi.

İki yıl önceden kesinleşen bir bilgiyle “hiç kimsenin bilmediği” ve nasıl olduysa yetkililerin öğrendikleri bir gerçek hükümetin kendine gelmesini sağladı;

O gerçek MOSSAD’ın haddinin çok ötesinde bir girişimle Ak Parti hükümetini devirmek için hazırlık yaptığı, bunun için yerel ve ulusal bazda hazırlıklarını tamamladığı ve son emirle birlikte ülkenin kan gölüne çevrilerek hükümeti istifaya zorlama çabasıdır.

Sonra mı?

Kimin umurunda…

Her zaman nasıl olmuş ise yine öyle olacaktı.

Bir Mesut YILMAZ ya da Tansu ÇİLLER bulunurdu elbet.

“Raydan çıkan halkın egemenliği” tekrar rayına sokulacaktı,

Amaç;

Kukla bir “Milli Mutabakat Hükümet”, sağlanan finansal destek, bir seçim hazırlığı ve demokrat, sivil, halka dayanan iktidarı engellemek…

Sorduğunuzu duyar gibiyim;

İsrail neden böyle bir şey istesin ki?

Soruya soru ile cevap vermeyi sevmem ama neden istemesin ki?

İsrail öteden beri en başta Türkiye olmak üzere bütün çevre ülkelerde, kendisine problem oluşturacak iktidarları şu veya bu şekilde bertaraf etmek için en tehlikeli oyunlara başvurmuştur. İsrail geleceğini bu ülkelerdeki iktidarlara dayanarak belirler. Yani mesele bu ülkelerdeki hükümetler İsrail’e yakın mıdır değil midir?

Eğer yakınsa sorun yok. Yok, eğer İsrail’in menfaatlerini ölümüne savunmuyorlar ise o iktidarın değişmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

İşte İsrail bu kirli oyununu Türkiye üzerinde de denemek isteyince olanlar oldu.

Türkiye bunu zamanında fark edip önlemini aldı. Öncelikle olabilecek tehlikeleri masaya yatırarak gerekli hamleleri sıraladı.

Kim, nereden, nasıl, ne ile ve kimleri vuracak?

Kimlere şantajlarda bulunacak?

Hangi elemanlarını ne için hazırlayacak?

Eleman ihtiyacını nasıl karşılayacak?

Genç kızlara, olgun bayanlara nasıl ulaşacak?

Hazırladıkları erkekleri bu kızlarla bayanlarla nasıl bir ilişkiye hazırlayacak?

Bu kızları kirli işlerinde kullanmak için nasıl mecbur bırakacak vs. vs.

(Bu sebeple basına da kısmen sızan pornoya varan görüntülerin ele geçirilmesi iğrençliğinin yanı sıra nelerin planlandığını anlamış olursunuz. Benim ayrıca izah etmeme gerek yok)

Evet,

MOSSAD fesat cephesi bu hazırlıklarını yaparken her zaman ki gibi büyük bir hataya düştü;

Bir başka, hem de bambaşka hesabın yapıldığını göz ardı ediyordu;

O da Allah ve onunla yolculuk halinde olanların hesabı…

Şimdi diyeceksiniz ki bir bildiğin mi var?

Mütevazilik yapmayacağım;

Evet

Bir bildiğim var, hem de inanılmaz bir bildiğim…

Bunu çeşitli vesilelerle paylaştık. Ama son hamleler yaklaştıkça sızı kemiklere inince hangi taraf: “ah, vah, ay, of” diyecek onu bekliyoruz. Bizden “oh”tan başka ses duyulmayacaktır. Biliniyor…

Şimdi başa dönelim;

MOSSAD ’70’li yıllarda yükselişe geçti, ‘80’lerde tırmanışını sürdürdü. Soğuk savaş sonrası Araplar arasında sıkışan MOSSAD “açılım”larla bölgemizi etkisi altına almayı başardı.

Bu meyanda istediği eylemi, cinayeti, manipülasyonu gerçekleştirdi. Yıllar önceden CAI ve Alman istihbaratı destekli MOSSAD Ortadoğu bölgesini tam cirit atacak alan olarak belirledi.

MOSSASD’ın kendisine olan aşırı güveni ona inanılmaz hatalar yaptırdı. Eylemlerinde istemediği halde acayip izler bıraktı.

Bölgemizde de aynı hatalarla paçayı ele verdi.

Bir “erler” grubunun alanına girenlerin “gör başına neler gelir”i hesaba katmayan MOSSAD mütevazi, kendi halinde, ama onurlu yaşamayı herkes için isteyenlerin “en değerlilerine” karşı iğrenç bir hesaba girmek isteyince işler değişti. MOSSAD haddini bilmeliydi. Ama bilmeyince de haddi bildirilmeliydi. Ardı ardına hamlelerle MOSSAD nasıl gafil avlandığını, bölgeden kendilerine “iş” çıkmayacağını, bu sebeple tarumar olacağını anladı ve bunun üzerine tavizler vermeye başladı. Bu tavizlerin kendilerinden yeni tavizler kopartacağını anlamadı. İşte burada MOSSAD işe yaramayan “kırıklarını” cezalandırma yoluna gitti. Bu cezalandırmanın hesabı düzelteceğini sanarak bir kez daha yanıldığını fark etti.

Nasıl mı?

Eğer bir gizli servis kendi elemanlarını deşifre/feda ediyorsa bunun bir “yem” olduğunu fark etmek zor değil. Bu “yem”in yeni “yem”lerle yer değiştireceğini de bilmek için özel eğitim almaya gerek yoktur. Ömürlerinde bir kere bile cinayete bulaşmamış insanların “değer ve en değerlileri” için her şeyi göze alan “kahramanların” olabileceğini göz ardı eden MOSSAD tuzağa düştüğünü fark edince de iş işten geçmişti. Bütün bunlar MOSSAD gibi uyumuş ajanlara sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Bunlar üzerinden neler planlandığı ortaya çıkınca kıyamet koptu. MOSSAD’ın ülkemizle ilgili bilgileri hükümetin bilgisine sunulunca İsrail’i bir telaş sardı. “Hesab”ın en büyüğünü göz ardı edince de yanlışlar halkası büyüdü.

Geçen yıl Gazze’ye saldırırken aslında yanlışını düzeltmek istedi. Hem de masum insanların kanıyla. “En iyi savunma saldırıdır” felsefesine sahip İsrail bundan bin pişman olduysa da “ONE MINUTE” bombasından kurtulamadı. “Köşeye sıkışan boksör” gibi yalpaladı. Yalpalayınca da “döküntüler” fark edildi.

Hükümet olabilecek kirli planların önlemini alıp restini çekti.

Çünkü MOSSAD hükümetin elinde kendilerine ait inanılmaz kirli bilgilerin varlığından endişe duymaya başladı.

MOSSAD bunu hesaba katmayınca kelimenin tam anlamıyla afalladı. Ve hala sersem…

Devam etsin diyen?..