Her şey tersine döndü. Eskiden solcular: NATO’ya hayır derdi. Şimdi eski tüfek solcuların bazıları NATO bize lazım diye tepinmeye başladılar.
Televizyonda, tanıdığım eski tüfek bir solcuyu dinlerken, ağzım açık kaldı. Şöyle söylüyordu; “İngiltere’nin Avrupa birliğinden çıkması için iki yıl geçti, gerçekleşemedi. Türkiye’de, hükümete yakın bazı çevreler, NATO’dan çıkalım diye slogan atıyorlar. Türkiye 25 yılda NATO’dan çıkamaz. Ordunun yapısı NATO yapısıdır. Silahı, uçağı Amerikan malıdır. Bu silah ve uçakları yapmamız için bize 25 yıl lazım. NATO’dan çıkmak mümkün değil” diye fetva verdi.
İngiltere AB’den çıkamıyor. Biz de NATO’dan çıkamayız diye mantık geliştirmek, Amerikan emperyalizmine teslim olalım demenin bir başka şeklidir.
Bu ağızlar bir zamanlar, Dolmabahçe’de Amerika’ya “go home” Amerika diyorlardı. Doğru da yapıyorlardı.
Elbette tüm 1968’lire aynı eleştiriyi yapamayız. Onların çoğu Amerikan emperyalizmine karşı mücadele ederken can verdiler. Hapishanelerde çürüdüler. Hayatları zindan oldu.
Anlamaya çalıştığım; 1968 yılında, yılmaz bir ABD ve NATO karşıtı kişinin, nasıl olurda, NATO’dan çıkılmasının konuşulduğu bir sürece girilmiş olmasından rahatsızlık duyar.
Buradan şu sonucu çıkarıyorum. 1968 yılından bu yana sürdürülmüş olan Amerikan ideolojik saldırısı, eski devrimcilerin bile aklını başından almış olmasıdır.
İnönü, NATO’ya başvuru dilekçesinin yazılması sürecinde, danışmanlarına sormuş, NATO’ya gireceğiz ama istediğimiz çıkabilir miyiz? Evet denilince, girmeye karar vermiş.
NATO’ya girdiğimiz günden bu yana, Mustafa Kemal devrimlerine karşı sürdürülen, bir karşı devrimle karşı karşıyayız. Türkiye içindeki, Amerikan ideolojik varlığı, kültürel varlığı, askeri varlığı, istihbarı varlığı ve ekonomik varlığı Türkiye’de tüm değerlerimizi alt üst etmiştir.
Hala bazılarında, Amerika Türkiye’yi kurtarabilir düşüncesi var. 60 yıldır süren ağır ideolojik saldırının sonucudur.
Amerika Türkiye’yi kurtaramaz ama bölebilir. Eğer direnmezsek, direnmemek için, Erdoğan’ın varlığını kendi varlığımıza karşı gibi düşünerek yola çıkarsak, Amerika’nın kucağına gene düşeriz.
Ve bu kez hiç kurtulamayacak bir yere geliriz.
NATO bize değil Amerika’ya lazım. Türkiye’ye faydası olsa önce bizler savunuruz.
NATO’dan çıkma tartışmalarının yapılıyor olması bile büyük bir kazançtır. NATO ve Amerikan gerçeği ile yüzleşmemiz çok büyük bir sıçramadır.
Guardion, “Erdoğan Trump’a teslim olmak zorunda kalacak” diye manşet atıyor. Erdoğan’ın teslim olması ne demek; Türkiye’nin teslim olması demektir. Guardion’un bu manşetinden memnunluk duyanlar, Türkiye’nin teslim olmasından memnuniyet duyuyor demektir.
İşler maalesef, tüm uyarılarımıza karşın buralara kadar geldi. Bakalım nerelere kadar gidecek? Ve bu mandacı mantık nerede son bulacak?
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusal.com.tr
