Eğitim derken bir ülkenin sosyal, ekonomik ve demokratik gelişmesini ana ögesi eğitimdir denir.
Bu söz doğru bir sözdür. Gel de görelim ülkemizdeki eğitim-öğretim bu kategoriye mi göre düzenlenmiş ve uygulanıyor?
İşte kendi kendimize bu soruyu sorduğumuzda, işin öyle olmadığı çeşitli uygulamalarla ortaya çıkıyor. Ben bu uygulamaları bu yapılan bir sürü anlamsız değişiklikten sonra düzeltilip, çağdaş bir düzeye ulaştırılacağını san mı yorum? Nedenine gelince dünya ölçekli eğitimimize baktığımızda dibe vurduğumuzu görüyorum.
Bakın Dünya Ekonomik Forumu, ülkeleri eğitim kalitesine göre sıraladı. Türkiye’ye baktığımız da 137. ülke içinde 99’uncu sırada yer almaktadır. İlköğretim kalitesinde ise 7 üzerinden 3.1 puan alabildik.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Eğitim Kalitesi 2018 raporu yayınlandı. Bu rapora bakıldığında Türkiye eğitim kalitesi bakımından sınıfta kalmıştır. Çünkü 137 ülkenin eğitim sıralamasına baktığımızda 99. Sırada yer almamız korkunç ve ürkütücüdür. Düşünün Türkiye, Katar, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan gibi ülkelerin bile gerisinde kalmaktadır. Böyle olunca doğrusu diğer ülkeleri yazmayı içim el vermedi.
Eğer ülkemizin gelişip zenginleşmesini istiyorsak, formül basit. Bir eğitimci olarak, gördüğüm odur ki, içine düşürülmüş olduğumuz eğitim- öğretim durumuna içim acıyor. Hepimiz refah içinde yaşamak isteriz. O zaman refahı tabana yayacak olan beyinlerdir. Eğer bu beyinleri yetiştiremiyorsak, her zaman emperyalist güçler karşımıza çıkarak sorun yaratırlar. Böyle gereksizlik içinde olmamak adına kolları sıvamalı ve yapılan yanlışlıklardan tez elden dönmeliyiz. Çağdaş bir program yaparak, derhal onarımına başlamalıyız. Başlamalıyız ki eğitimde kayıp ettiğimiz yılları bir an önce telafi edebilelim. Beyin göçünü tersine çevirerek ülkemizin geleceğini parlatalım.
Aslında yazacak çok sözler var ama, “kısadan hisse” buda anlayana ne demek istediğimi anlatmasına yeter.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar Şair





















