RTÜK en fazla şikayet alan ve reyting rekoru kıran Aşk-ı Memnu dizisine yine ceza vermiş. Bu kez ceza “ihanet” meselesinin kendisine kesilmiş! Romanın adı bu zaten, demek ki RTÜK tarafından kitap yasaklanmalı.Yani H.Ziya Uşaklıgil de bir ceza yemeli bu hesaba göre! Uşaklıgil yasak bir aşkı neden anlattı acaba? 1945’te kaybettiğimiz yazar bugün olsa ceza yer miydi? RTÜK kurmayları büyük edebiyatçımızdan daha fazla toplumu düşünüyorlar demek ki!!!!
Hükümetin RTÜK’ü olduğuna göre bu kurumda çalışanlar “ihanet” konusunda fenomen olmuş “sanatçı” takımının her gün televizyonlarda fink atmasını engellemelerini isteseler daha mantıklı olmaz mıydı? Hükümetin bir çok gecesine, gündüzüne, etkinliğine de bu isimler katılıp duruyorlar. “İhanet” normaldir diyenler de var, yapanlar da. Seve seve dinledikleri,gördükleri bu “sanatçı”lar rol model değil de diziler mi sadece rol model halkımıza acaba?
Kavramların birbirine karıştırıldığı, anlamların yer değiştirdiği dönemler ideolojik dönemlerdir. İdeolojik bakış her şeyi kendine göre eğip büker. Kendinden başka kuş tanımaz!
Toplum sorunlara boğulmuş durumda. Şiddet almış başını gidiyor,aile içi şiddet ve kadına dönük saldırganlık kara delik durumunda, cinayetlerin haddi hesabı yok, ihanet desen başı kapalı,evli, doğulu batılı demeden her günün onlarca haber konusu, yoksulluk ve sonucu oluşan ahlak sorunları,aile kavramının sallanması sorunlardan sayılmıyor. Aileden sorumlu Bakanlık boşanma istatistiği yapıyor. Nedenleri sıralıyor.nedenleri bilmiyorduk sanki. Çözümleri kim bulacak? Çözümlerle ilgili ne yapılıyor?Bu konuda bilgisi olan var mı?
RTÜK bu konuda yapılan programları destekleyin falan diyor mu televizyonlara? Madem Uşaklıgil’in roman konusuna bile ceza kesiyor,buna da karışabilir bence. Almış başını gidiyor nasılsa….
Televizyon yöneticilerine aklı başında, toplumu olumlu etkileyecek programlar sunduğunuzda ne cevap aldığımızı biliyor mu acaba RTÜK? Televizyon programları ortada! TRT dahil herkes şaklabanlık peşinde. Ya da fiks menü tartışma programı kadrolarıyla baş başa!
Toplumun kafasını karıştır karıştır.Sonra bilgi vermeden ortada bırak. Sonra kendi ideolojik söylemini enjekte et. Sonra cezaları kes ve herkese ahkam kes!
Yok öyle yağma….Cehaletin de bir sonu vardır. Toplumu hiç bilgilendirmeyen, faydalı rol modellere yer vermeyen, medyasını kontrol altında tutup yazılıp çizilene el koyan zihniyet şikayet edemez.
Toplumu zihni yoksulluğa ve yoksunluğa mahkum edenler sadece ideolojik bakanlar değil, korkaklar diye ayırdığım grup. Korkaklar da “aman laf gelmesin” mealinde ve statüsünde durarak toplumu dışlamaktadır. Gazetecilik artık uzak ülkelerin işi galiba.
Fikrini söylemek ve yazmak ise ender rastlanan bir erdem .
Eğer bir ülkede gücü elinde tutanlara karşı kendi gücümüzle karşı koyamıyorsak orada demokrasiden söz edilemez demektir.
Artık ortada korkak bir toplum vardır. Korkak aydınlar sağda solda dururlar. Kıpırdamadan.
Bireysel gücümüz ve bireysel duruşumuz varsa , bunu kullanabiliyorsak gelişen bir toplumdan söz edebiliriz ancak.
Yoksa ihanet sadece bir kadınla erkeğin sevişmesinden daha öte anlamlar taşır. Toplumuna, milletine ihanet edenler unutulmaz.
Olay hep aynı
Hükümete yalakalık yapıldığında buna vatanseverlik derler
Toplumsal bir gerçeği hükümete rağmen dillendirdiğinizde hain ilan eder taşlarlar.
İhanet olayını çok güzel anlatan bir dizi ve ben zevkle ibretle seyrediyorum.
Hayat dersleri çıkarılabilir bir dizi olduğunu düşünüyorum