Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Çocuklara Sakinleşmeleri İçin Verilen Yiyecekler Yeme Bozukluğuna Yol Açabilir

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
22 Haziran 2018
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
İngiltere’de yapılan bir araştırma, stresli ya da üzgün olduğunda daha fazla veya daha az yemek yiyen çocukların, bu davranış biçimini kalıtsal olarak edinmediğini, ev ortamında geliştirdiğini ortaya koydu.

Londra Üniversitesi Akademisi tarafından yürütülen araştırmada, duygusal yeme kasa fişibozukluğunun ana nedeninin ev ortamı olduğu kaydediliyor.

Araştırmaya göre, çocukların bu davranışı geliştirmesinin nedenlerinden biri, ebeveynlerin üzgün ya da stresli çocuklarını yatıştımak için onlara en sevdikleri yiyeceği vermeleri.

Ancak İngiltere’de yeme bozuklukları üzerine çalışan hayır kuruluşu Beat, çocukların yeme sorunları nedeniyle ailelerin suçlanmaması gerektiğini söylüyor.

Kuruluş, “Yeme bozuklukları çok karmaşık ruhsal hastalıklar ve hiçbir zaman tek bir nedeni olmuyor” diyor ve devam ediyor:

“Önceki araştırmalar bazı insanların genetik yapılarının onları yeme bozukluklarına daha açık hale getirdiğini ortaya koyuyor. Ve bu kişiler için stres ya da üzüntü en büyük tetikleyici olabiliyor.”

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Duygusal yeme obezite için de risk faktörü’

Önde gelen araştırmacı Clare Llewellyn ise, “Duygusal yeme bozukluğu, gıda ile kurulan sağlıksız ilişkiye işaret ediyor” diyor.

Llewellyn şöyle konuşuyor:

“Duygularını düzenlemek için daha olumlu yöntemler geliştirmek yerine yiyecekleri kullanıyorlar.

“Olumsuz duygulara yanıt olarak daha fazla yemek yemeyi istemek obezitenin ortaya çıkması için bir risk faktörü olabilir. Ve duygusal nedenlerle fazla ya da az yemek anoreksiya ya da aşırı yeme gibi yeme bozukluklarının gelişiminde önemli rol oynayabilir.

“Bu tür eğilimlerin nasıl ortaya çıktığını anlamak hayati, çünkü bunları nasıl engelleyecekleri ya da değiştirecekleri ve bir sonraki araştırmada nereye odaklanmaları gerektiği konusunda araştırmacılara fikir veriyor.”

Tek yumurta ve çift yumurta ikizleri

‘Pediatric Obesity’ isimli dergide yayımlanan araştırma için, İngiltere’de yaşayan 4 yaşındaki 398 ikiz çocuk incelenmiş.

İkiz çocukların yarısı obez ebeveynlerin çocukları arasından seçilmiş. Bu da onların obez olma konusunda daha fazla risk taşıdıkları anlamına geliyor.

Çocukların diğer yarısı ise sağlıklı kiloda olan ailelerden seçilmiş.

Ebeveynler çocuklarının yeme alışkanlıkları ve duygusal yemeye eğilimleri konusunda araştırmacıları bilgilendirmiş.

Çocukların sinirli ya da üzgün olduklarında daha fazla ya da daha az yemek yiyip yemediklerinin takip edilmesi istenmiş.

İkizlerin duygusal yeme alışkanlıklarıyla birlikte anket verilerini karşılaştıran araştırmacılar, tek yumurta veya çift yumurta olsun ya da olmasın ikizler arasında çok az davranış farkı olduğunu gözlemlemişler.

Bu da araştırmacıları, genlerden ziyade çocukların yetiştikleri ortamın daha önemli olduğu sonucunu düşünmeye itiyor.

Daha önceki araştırmalar ise küçük yaştaki çocukların yeme alışkanlıklarını genlere bağlıyorlardı.

Araştırmacılar, çalışmanın geçen yıl yürütülen başka bir araştırmanın sonuçlarını da desteklediğini kaydediyorlar.

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Ömür boyu sürebilir’

Araştırmacılar, duygusal değişim kaynaklı yeme alışkanlığının ömür boyunca sürebileceğine de dikkat çekiyor.

Genlerle aktarılmasa da, araştırmacılar bir çocuğu yatıştırmak ya da ödül veya ceza olarak yiyecekleri kullanmanın bir jenerasyondan diğerine aktarılabileceğine dikkat çekiyor.

Llewellyn, “Ebeveynlere verilecek tavsiye şu olurdu: Çocuğunuzu sakinleştirmek için yiyecekleri kullanmayın. Üzgün olduklarında, daha farklı olumlu stratejiler deneyin” diyor.

Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-44530194

İngiltere’de yapılan bir araştırma, stresli ya da üzgün olduğunda daha fazla veya daha az yemek yiyen çocukların, bu davranış biçimini kalıtsal olarak edinmediğini, ev ortamında geliştirdiğini ortaya koydu.

Londra Üniversitesi Akademisi tarafından yürütülen araştırmada, duygusal yeme kasa fişibozukluğunun ana nedeninin ev ortamı olduğu kaydediliyor.

Araştırmaya göre, çocukların bu davranışı geliştirmesinin nedenlerinden biri, ebeveynlerin üzgün ya da stresli çocuklarını yatıştımak için onlara en sevdikleri yiyeceği vermeleri.

Ancak İngiltere’de yeme bozuklukları üzerine çalışan hayır kuruluşu Beat, çocukların yeme sorunları nedeniyle ailelerin suçlanmaması gerektiğini söylüyor.

Kuruluş, “Yeme bozuklukları çok karmaşık ruhsal hastalıklar ve hiçbir zaman tek bir nedeni olmuyor” diyor ve devam ediyor:

“Önceki araştırmalar bazı insanların genetik yapılarının onları yeme bozukluklarına daha açık hale getirdiğini ortaya koyuyor. Ve bu kişiler için stres ya da üzüntü en büyük tetikleyici olabiliyor.”

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Duygusal yeme obezite için de risk faktörü’

Önde gelen araştırmacı Clare Llewellyn ise, “Duygusal yeme bozukluğu, gıda ile kurulan sağlıksız ilişkiye işaret ediyor” diyor.

Llewellyn şöyle konuşuyor:

“Duygularını düzenlemek için daha olumlu yöntemler geliştirmek yerine yiyecekleri kullanıyorlar.

“Olumsuz duygulara yanıt olarak daha fazla yemek yemeyi istemek obezitenin ortaya çıkması için bir risk faktörü olabilir. Ve duygusal nedenlerle fazla ya da az yemek anoreksiya ya da aşırı yeme gibi yeme bozukluklarının gelişiminde önemli rol oynayabilir.

“Bu tür eğilimlerin nasıl ortaya çıktığını anlamak hayati, çünkü bunları nasıl engelleyecekleri ya da değiştirecekleri ve bir sonraki araştırmada nereye odaklanmaları gerektiği konusunda araştırmacılara fikir veriyor.”

Tek yumurta ve çift yumurta ikizleri

‘Pediatric Obesity’ isimli dergide yayımlanan araştırma için, İngiltere’de yaşayan 4 yaşındaki 398 ikiz çocuk incelenmiş.

İkiz çocukların yarısı obez ebeveynlerin çocukları arasından seçilmiş. Bu da onların obez olma konusunda daha fazla risk taşıdıkları anlamına geliyor.

Çocukların diğer yarısı ise sağlıklı kiloda olan ailelerden seçilmiş.

Ebeveynler çocuklarının yeme alışkanlıkları ve duygusal yemeye eğilimleri konusunda araştırmacıları bilgilendirmiş.

Çocukların sinirli ya da üzgün olduklarında daha fazla ya da daha az yemek yiyip yemediklerinin takip edilmesi istenmiş.

İkizlerin duygusal yeme alışkanlıklarıyla birlikte anket verilerini karşılaştıran araştırmacılar, tek yumurta veya çift yumurta olsun ya da olmasın ikizler arasında çok az davranış farkı olduğunu gözlemlemişler.

Bu da araştırmacıları, genlerden ziyade çocukların yetiştikleri ortamın daha önemli olduğu sonucunu düşünmeye itiyor.

Daha önceki araştırmalar ise küçük yaştaki çocukların yeme alışkanlıklarını genlere bağlıyorlardı.

Araştırmacılar, çalışmanın geçen yıl yürütülen başka bir araştırmanın sonuçlarını da desteklediğini kaydediyorlar.

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Ömür boyu sürebilir’

Araştırmacılar, duygusal değişim kaynaklı yeme alışkanlığının ömür boyunca sürebileceğine de dikkat çekiyor.

Genlerle aktarılmasa da, araştırmacılar bir çocuğu yatıştırmak ya da ödül veya ceza olarak yiyecekleri kullanmanın bir jenerasyondan diğerine aktarılabileceğine dikkat çekiyor.

Llewellyn, “Ebeveynlere verilecek tavsiye şu olurdu: Çocuğunuzu sakinleştirmek için yiyecekleri kullanmayın. Üzgün olduklarında, daha farklı olumlu stratejiler deneyin” diyor.

Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-44530194

İngiltere’de yapılan bir araştırma, stresli ya da üzgün olduğunda daha fazla veya daha az yemek yiyen çocukların, bu davranış biçimini kalıtsal olarak edinmediğini, ev ortamında geliştirdiğini ortaya koydu.

Londra Üniversitesi Akademisi tarafından yürütülen araştırmada, duygusal yeme kasa fişibozukluğunun ana nedeninin ev ortamı olduğu kaydediliyor.

Araştırmaya göre, çocukların bu davranışı geliştirmesinin nedenlerinden biri, ebeveynlerin üzgün ya da stresli çocuklarını yatıştımak için onlara en sevdikleri yiyeceği vermeleri.

Ancak İngiltere’de yeme bozuklukları üzerine çalışan hayır kuruluşu Beat, çocukların yeme sorunları nedeniyle ailelerin suçlanmaması gerektiğini söylüyor.

Kuruluş, “Yeme bozuklukları çok karmaşık ruhsal hastalıklar ve hiçbir zaman tek bir nedeni olmuyor” diyor ve devam ediyor:

“Önceki araştırmalar bazı insanların genetik yapılarının onları yeme bozukluklarına daha açık hale getirdiğini ortaya koyuyor. Ve bu kişiler için stres ya da üzüntü en büyük tetikleyici olabiliyor.”

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Duygusal yeme obezite için de risk faktörü’

Önde gelen araştırmacı Clare Llewellyn ise, “Duygusal yeme bozukluğu, gıda ile kurulan sağlıksız ilişkiye işaret ediyor” diyor.

Llewellyn şöyle konuşuyor:

“Duygularını düzenlemek için daha olumlu yöntemler geliştirmek yerine yiyecekleri kullanıyorlar.

“Olumsuz duygulara yanıt olarak daha fazla yemek yemeyi istemek obezitenin ortaya çıkması için bir risk faktörü olabilir. Ve duygusal nedenlerle fazla ya da az yemek anoreksiya ya da aşırı yeme gibi yeme bozukluklarının gelişiminde önemli rol oynayabilir.

“Bu tür eğilimlerin nasıl ortaya çıktığını anlamak hayati, çünkü bunları nasıl engelleyecekleri ya da değiştirecekleri ve bir sonraki araştırmada nereye odaklanmaları gerektiği konusunda araştırmacılara fikir veriyor.”

Tek yumurta ve çift yumurta ikizleri

‘Pediatric Obesity’ isimli dergide yayımlanan araştırma için, İngiltere’de yaşayan 4 yaşındaki 398 ikiz çocuk incelenmiş.

İkiz çocukların yarısı obez ebeveynlerin çocukları arasından seçilmiş. Bu da onların obez olma konusunda daha fazla risk taşıdıkları anlamına geliyor.

Çocukların diğer yarısı ise sağlıklı kiloda olan ailelerden seçilmiş.

Ebeveynler çocuklarının yeme alışkanlıkları ve duygusal yemeye eğilimleri konusunda araştırmacıları bilgilendirmiş.

Çocukların sinirli ya da üzgün olduklarında daha fazla ya da daha az yemek yiyip yemediklerinin takip edilmesi istenmiş.

İkizlerin duygusal yeme alışkanlıklarıyla birlikte anket verilerini karşılaştıran araştırmacılar, tek yumurta veya çift yumurta olsun ya da olmasın ikizler arasında çok az davranış farkı olduğunu gözlemlemişler.

Bu da araştırmacıları, genlerden ziyade çocukların yetiştikleri ortamın daha önemli olduğu sonucunu düşünmeye itiyor.

Daha önceki araştırmalar ise küçük yaştaki çocukların yeme alışkanlıklarını genlere bağlıyorlardı.

Araştırmacılar, çalışmanın geçen yıl yürütülen başka bir araştırmanın sonuçlarını da desteklediğini kaydediyorlar.

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Ömür boyu sürebilir’

Araştırmacılar, duygusal değişim kaynaklı yeme alışkanlığının ömür boyunca sürebileceğine de dikkat çekiyor.

Genlerle aktarılmasa da, araştırmacılar bir çocuğu yatıştırmak ya da ödül veya ceza olarak yiyecekleri kullanmanın bir jenerasyondan diğerine aktarılabileceğine dikkat çekiyor.

Llewellyn, “Ebeveynlere verilecek tavsiye şu olurdu: Çocuğunuzu sakinleştirmek için yiyecekleri kullanmayın. Üzgün olduklarında, daha farklı olumlu stratejiler deneyin” diyor.

Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-44530194

İngiltere’de yapılan bir araştırma, stresli ya da üzgün olduğunda daha fazla veya daha az yemek yiyen çocukların, bu davranış biçimini kalıtsal olarak edinmediğini, ev ortamında geliştirdiğini ortaya koydu.

Londra Üniversitesi Akademisi tarafından yürütülen araştırmada, duygusal yeme kasa fişibozukluğunun ana nedeninin ev ortamı olduğu kaydediliyor.

Araştırmaya göre, çocukların bu davranışı geliştirmesinin nedenlerinden biri, ebeveynlerin üzgün ya da stresli çocuklarını yatıştımak için onlara en sevdikleri yiyeceği vermeleri.

Ancak İngiltere’de yeme bozuklukları üzerine çalışan hayır kuruluşu Beat, çocukların yeme sorunları nedeniyle ailelerin suçlanmaması gerektiğini söylüyor.

Kuruluş, “Yeme bozuklukları çok karmaşık ruhsal hastalıklar ve hiçbir zaman tek bir nedeni olmuyor” diyor ve devam ediyor:

“Önceki araştırmalar bazı insanların genetik yapılarının onları yeme bozukluklarına daha açık hale getirdiğini ortaya koyuyor. Ve bu kişiler için stres ya da üzüntü en büyük tetikleyici olabiliyor.”

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Duygusal yeme obezite için de risk faktörü’

Önde gelen araştırmacı Clare Llewellyn ise, “Duygusal yeme bozukluğu, gıda ile kurulan sağlıksız ilişkiye işaret ediyor” diyor.

Llewellyn şöyle konuşuyor:

“Duygularını düzenlemek için daha olumlu yöntemler geliştirmek yerine yiyecekleri kullanıyorlar.

“Olumsuz duygulara yanıt olarak daha fazla yemek yemeyi istemek obezitenin ortaya çıkması için bir risk faktörü olabilir. Ve duygusal nedenlerle fazla ya da az yemek anoreksiya ya da aşırı yeme gibi yeme bozukluklarının gelişiminde önemli rol oynayabilir.

“Bu tür eğilimlerin nasıl ortaya çıktığını anlamak hayati, çünkü bunları nasıl engelleyecekleri ya da değiştirecekleri ve bir sonraki araştırmada nereye odaklanmaları gerektiği konusunda araştırmacılara fikir veriyor.”

Tek yumurta ve çift yumurta ikizleri

‘Pediatric Obesity’ isimli dergide yayımlanan araştırma için, İngiltere’de yaşayan 4 yaşındaki 398 ikiz çocuk incelenmiş.

İkiz çocukların yarısı obez ebeveynlerin çocukları arasından seçilmiş. Bu da onların obez olma konusunda daha fazla risk taşıdıkları anlamına geliyor.

Çocukların diğer yarısı ise sağlıklı kiloda olan ailelerden seçilmiş.

Ebeveynler çocuklarının yeme alışkanlıkları ve duygusal yemeye eğilimleri konusunda araştırmacıları bilgilendirmiş.

Çocukların sinirli ya da üzgün olduklarında daha fazla ya da daha az yemek yiyip yemediklerinin takip edilmesi istenmiş.

İkizlerin duygusal yeme alışkanlıklarıyla birlikte anket verilerini karşılaştıran araştırmacılar, tek yumurta veya çift yumurta olsun ya da olmasın ikizler arasında çok az davranış farkı olduğunu gözlemlemişler.

Bu da araştırmacıları, genlerden ziyade çocukların yetiştikleri ortamın daha önemli olduğu sonucunu düşünmeye itiyor.

Daha önceki araştırmalar ise küçük yaştaki çocukların yeme alışkanlıklarını genlere bağlıyorlardı.

Araştırmacılar, çalışmanın geçen yıl yürütülen başka bir araştırmanın sonuçlarını da desteklediğini kaydediyorlar.

CHİLD ApPETİTE ile ilgili görsel sonucu

‘Ömür boyu sürebilir’

Araştırmacılar, duygusal değişim kaynaklı yeme alışkanlığının ömür boyunca sürebileceğine de dikkat çekiyor.

Genlerle aktarılmasa da, araştırmacılar bir çocuğu yatıştırmak ya da ödül veya ceza olarak yiyecekleri kullanmanın bir jenerasyondan diğerine aktarılabileceğine dikkat çekiyor.

Llewellyn, “Ebeveynlere verilecek tavsiye şu olurdu: Çocuğunuzu sakinleştirmek için yiyecekleri kullanmayın. Üzgün olduklarında, daha farklı olumlu stratejiler deneyin” diyor.

Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-44530194

Paylaş
Önceki Yazı

Yönetim, Algı ve Stratejik Akıl

Sonraki Yazı

Dikili Merada İzlenimlerim

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

Dikili Merada İzlenimlerim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap