Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Ne Kadar Sağlıklı O Kadar İyi: Mikrobiyota

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
19 Nisan 2018
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’den ve dünyadan uzmanların buluştuğu PRİMO 2018 Kongresi Nevşehir’de gerçekleştirildi. Kongrede önemli uzmanlar, yeni gelişen kanser tedavi trendi olarak immünoterapiyi ve kişiye özel moleküler tedavileri, kişiselleştirilmiş tedavide nelere dikkat edilmesi gerektiğini, immünoterapi ile ilgili olarak elimizdeki enstrümanların neler olduğunu konuştu ve bilgilerini paylaştı.

Kongreye katılan İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Mikrobiyoloji Anabilim Başkanı Prof. Dr. Hakan Abacıoğlu, yaptığı sunumunda immünoterapilerde mikrobiyotanın rolüne ilişkin bilinenlerden bahsetti. Konu ile ilgili yapılan araştırmaları aktaran Abacıoğlu şunları vurguladı:

microbiota ile ilgili görsel sonucu

Mikrobiyota, 2007 yıllarında başlayan ve ABD ve Avrupa’da yürütülen iki büyük çalışma sonucunda anlayabildiğimiz bir noktaya geldi. Bu çalışmalardan önce normal flora diye bildiğimiz ama sonra bunun bildiğimizin çok ötesinde çok farklı türler içerdiğini, inanılmaz bir çeşitliliği olduğunu ve birçok sağlık ve hastalık durumuyla da ilişkili olduğunu öğrendik. Bu çalışmaların yapılmasını mümkün kılan şey aslında teknolojideki gelişmeler oldu.

Mikrobiyotanın ilişkili olduğu durumlar arasında metabolik durumlar ve hastalıklar var; diyabet, obezite, kardiyovasküler hastalıklar, bir takım sinir sistemini ilgilendiren davranış ve bilişsel bozuklukları ilgilendiren durumlar gibi. Bunların arasında otizm, depresyon, anksiyete de yer alıyor. Ayrıca bir takım romatizmal hastalıklar, bağ dokusu hastalıkları da var ilişkili olduğu düşünülen. Ama benim hep uyardığım bir konu var; ilişkili olmak her zaman nedensel olmak demek değildir. İnsan çalışmalarında sebep-sonuç ilişkisini göstermek zor. İnsanlarda deneyler yapılamıyor. İlişkileri toplayıp güçlü ilişkiler elde edip burada nedensellik olabilir diyorsunuz. Nedensellik çalışmalarının çoğu hayvanlarda yapılıyor. Bu çalışmalarda ciddi nedensellik ilişkileri var. Ama uyarmak lazım, hayvan deneylerinde elde edilen her şey insanlarda yüzde yüz çalışacağını söyleyemeyiz. Ama bugün elimizde, en azından mekanizmalarını açıklayabilecek kadar bilgimiz var. Neden metabolik hastalıklarla ilişkili olabileceğini artık daha iyi biliyoruz.

microbiota ile ilgili görsel sonucu

Öncelikle bildiğimiz bir şey var; çevresel faktörler bağırsaktaki mikropları şekillendiriyor. Doğum sırasında anneden, hastanede doğduysak hastaneden, yakın çevrede temasta olunan insanlardan aldıklarımız bizim mikroorganizmamızın şekillenmesine katkıda bulunuyor. Bunlar aslında genetikten daha önemli faktörler. Yani bu anlamda eğer doğru bir çevrede büyüyorsanız mikrobiyotanız için iyi bir durum oluyor. Ama doğru mikroorganizmaları almazsanız iyi bir sonuç olmayabilir. Mesela hastanede doğum iyi bir etki yaratmayabilir.

Esas kritik ve bilinen şey ise, bizim perinatal dediğimiz dönemdir. Bu, doğumdan önceki 15 gün ve doğumdan sonraki 1 ayı kapsar. Yapılan çalışmalara göre bu süre kritik görünüyor. Bu dönemde kullanılan antibiyotikler ya da anne tarafından alınan başka ilaçların bebeğin mikrobiyotasını etkileyip onda kalıcı metabolik bir takım bozukluklara neden olma olasılığı var. Bunların arasında diyabet, obezite gibi bir takım bozukluklar sayılıyor. Dolayısıyla bu dönemdeki antibiyotik kullanımına çok dikkat edilmeli. Doktor tarafından önerilmedikçe ve kesinlikle gerekli olmadıkça o dönemde ilaç kullanımından kaçınmak gerekiyor.

microbiota ile ilgili görsel sonucu

Gıdalar ise ana şekillendirici faktörlerden bir tanesi. Çünkü yediğiniz gıdalar onlardaki mikropların da besin kaynaklarıdır. Siz onları seçiyorsunuz aslında. Dolayısıyla eğer doğru beslenebilirseniz, doğru ve sağlıklı bir mikrobiyotaya sahip olma ihtimaliniz yüksek.

Doğru ve sağlıklı beslenmek ne demek? Aslında bunu tam olarak bilmiyoruz. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Bildiğimiz bir takım veriler var; bazı belirli bakterilerin bulunmasının sağlıklı bir şey olduğunu biliyoruz. Bir de bu bakteriler tarafından sentezlenen bazı metabolikler var; kısa zincirli yağ asitleri gibi. Bunların miktarı fazla ise bunun sağlıklı bir şey olduğu düşünülüyor. Bunlar bildiğimiz şeyler ama onun dışında çok fazla şey bilmiyoruz henüz.

Yediğimiz içtiğimiz şeylerin nasıl bir etkisi oluyor? Örneğin lifli gıdalar, içerisinde dirençli nişasta bulunan gıdalar, ki baklagiller, nohutgiller aslında dirençli nişasta içerirler, ve diğer lifli gıdalar vücut tarafından sindirilemez. Bunlar kalın bağırsağa kadar gelirler ve oradaki bakteriler bunları sindirebilecek enzimler lifli gıdaları sindirip kısa zincirli yağ asitleri üretiyorlar. Bu kısa zincirli yağ asitleri de bizim sağlığımız açısından yararlı olduğunu biliyoruz. Ya da örneğin içerisinde indol içeren, triptofan denilen aminoasitten zengin gıdalar olan karnabahar, brokoli, soğan gibi gıdaların da belli aril hidrokarbon reseptörleri denilen reseptörler var. Bu bakterileri sindirince ortaya çıkan metabolikler bu reseptörlere bağlanıp olumlu etkilere neden oluyor. Bunların deneysel kanıtları var.

microbiome ile ilgili görsel sonucu

Ters yönde de kanıtlar var. Kırmızı ette ve deniz kabuklularındabulunan kolin yine bu bakteriler tarafından metabolize edilip trimetil aminlere çevriliyorlar. Bunların kardiyovasküler sistemde damar sertliğine yol açtığına yönelik bulgular var elimizde. Bu nedenle tüketilmeli ama dengeli bir şekilde tüketilmeli. Eti mangal yapar da onu karbonize ederseniz, onların da kanser etkisi var. Yani eti nasıl pişirdiğiniz, ne kadar tükettiğiniz önemli. Ama genel izlenim şu yönde, bitkisel kökenli beslenme sağlığınız açısından yararlı olabilir. Hatta bu beslenme dünya açısından da daha yararlı olabilir. Bir hekim olarak bildiğim şey, bitkisel kökenliden zengin beslenirsek, eti az tüketirsek, alkolden uzak durursak bunun yararlı olduğunu söyleyebilirim.

microbiome ile ilgili görsel sonucu

Kolon kanseri, aslında önlenebilir kanserlerin başında kabul ediliyor ve bu kanser türü beslenme ile ve aslında mikrobiyota ile de ilişkili olan bir kanser türü. Dolayısıyla düzenli beslenme, lifli gıdalar tüketme ve belli bir yaştan sonra yapılacak kontrollerle, bu kanserden korunmanız mümkün. Bu sadece beslenme de değil, bu bir yaşam biçimi ile ilgili. Egzersiz yapmanın mikrobiyotada olumlu etkilerinin olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda bu bakterilerin ürettiği metabolikler, hücrelerin içerisine girip mitokondrileri de etkiliyor. Mitokondriler bizim enerji fabrikalarımız hücrelerdeki ve bu nedenle de sağlıklı olma, dinç olma durumu ile de ilişkili biraz. Çünkü bağırsağınızdaki mikroorganizmalar, örneğin o kısa zincirli yağ asileri üretiyorsa olumlu yönde etkileniyor ve daha enerjik oluyorsunuz. Ya da kötü bakterileriniz varsa onların metabolikleri onu baskılıyor, bu kez bitkin hissediyorsunuz kendinizi.

Bağırsaklarımız, incecik hücrelerin bariyer gibi koruduğu bir organ. O bariyerdeki hücreler birbirlerine çok sıkı bir şekilde tutunuyor, adeta aralarından su sızmıyor. Ama doğru beslenmezseniz o hücrelerin araları açılıyor, sızdırma ortaya çıkıyor. Oradaki bazı mikroorganizmalar, maddeler kana karışabiliyor ve karaciğere giderek orada sistemik bir yangıyı başlatıyorlar, yani vücutta iltihabi olayları başlatıyorlar. Karaciğer yağlanması gibi olayların bir bölümünün arkasında bunlar var. Dolayısıyla bağırsak epitelinizi ne kadar sıkı tuttuğunuz da önemli. Bu da yine doğru beslenme ile ilişkili.

Stres mikrobiyotayı olumsuz etkileyen faktörlerden biri. Çünkü bağırsak ve beyin arasında sinir ağları aracılığı ile bir haberleşme söz konusu. Mesela bağırsaktaki hücrelerin saldığı seratonin gibi bir takım hormonlar var. Seratonin çoğu bağırsakta salgılanıyor ve bu salınımı da mikrobiyota kontrol ediyor. O hücreleri uyararak, seratonin salgılanmasını kontrol ediyor. Seratonin de beyne gidiyor ve beyindeki bir takım şeyleri değiştirebiliyor ya da beyinde salgılanan bir takım moleküller bağırsağa erişip bağırsaktaki bakterileri etkiliyor. Yani bağırsak ve beyin sürekli haberleşiyor. Bu nedenle stres önemli bir faktör; stres buradaki o düzgün haberleşmeyi bozuyor. Bağırsaktaki zararlı bakteriler çoğalıyor mesela. Bunlar da hastalıkları tetikliyor. Stresliyseniz, adrenalin ve noradrenalin salınır. Normalde de salınır bunlar ama bunlar kronik stres gibi durumlarda, sürekli salgılanıyorsa bunlar bakterilerin kötü özelliklerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Normalde belki hastalık yapmayacak bakteriler, hastalık yapmaya başlıyor. Bunların mekanizmalarını anlayabileceğimiz çalışmalar yapılıyor.

microbiome ile ilgili görsel sonucu

Soluduğunuz hava, içtiğiniz su bunlar ne kadar kirleticilerden arınmışsa sağlık için de mikrobiyota için de iyi.

Mikrobiyota ile ilgili yapılan çalışmalar Türkiye’de de yapılıyor ama çok emekleme aşamasında. Yurt dışındaki çalışma benzeri çalışmalara henüz başlayamadık. Bizim kendi toplumumuzun profilini de bilmemiz gerekiyor. Bunun için öncelikle insan kaynağı lazım, bunlar bir takım çalışmasıdır. Finansal kaynak yaratılır ama insan kaynağı daha önemli. Biz tıbbi mikrobiyoloji alanının gelişmesi için çalışıyoruz.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/ne-kadar-saglikli-o-kadar-iyi-mikrobiyota-2346497/

Paylaş
Önceki Yazı

Savaş Köpeği İsrail’in Suriye Saldırısı

Sonraki Yazı

Eğitim ve Köy Enstitüleri

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

Eğitim ve Köy Enstitüleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap