Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Mucizeler Yaratan Yeni Tedavi Yöntemi: İnsandan İnsana Dışkı Nali

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
27 Mart 2018
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Kendilerine “sayın” diye hitap edilenler yanlış anlamasınlar, alınmasınlar ama ben bağırsaklarımızda yaşayan mikroplara “sayın mikrobiyota” diye hitap etmeyi uygun buluyorum.Sayın mikrobiyotanın sağlıklı bir hayat için ne kadar önemli olduğunu, hatta bazılarının bunu başlı başına bir organ, bazılarının modern klozetise ikinci beyin olarak isimlendirdiklerini daha önce anlatmıştım.

Bugün de sıra “sayın mikrobiyotanın” tedavide kullanımında.

Sayın mikrobiyota, sadece bağırsak hastalıkları için değil Parkinson’ dan multipl skleroza; obezite, metabolik sendrom ve diyabetten astım ve alerjilere kadar birçok hastalık için bir tedavi yöntemi olarak da umut veriyor.

Özellikle de ‘Clostridium difficile’ isimli bakterinin sebep olduğu tekrarlayıcı bağırsak enfeksiyonlarının (psödomembranöz kolit) tedavisinde ‘vankomisin’ isimli antibiyotiğe üstün olduğu kabul ediliyor.

Sayın mikrobiyota ile yapılan bu tedavilere fekal bakterio-terapi, fekal transfüzyon, fekal transplantasyon, fekal enema, fekal mikrobiyota transplantasyonu ve insan probiyotik enfüzyonu… gibi isimler veriliyor.

Ben daha havalı olduğu için “fekal mikrobiyota transplantasyonu” (FMT) tabirini tercih edeceğim; buna herkesin anlayacağı bir dille “dışkı nakli” de diyebiliriz.

FMT, sağlıklı biri kişiden elde edilen mikrobiyotanın tedavi amacıyla ve daha çok da “lavman” yoluyla başka birinin kalın bağırsağına nakli manasına geliyor.

Tedavinin mantığı

FMT, aslında çok yeni bir tedavi yöntemi değil; tavuklarda ‘salmonellozis’ hastalığını önlemek için uzun zamandan beri zaten kullanılıyordu.

Yöntemin C. difficile’ nin psödomembranöz kolitin etkeni olduğunun bilinmediği dönemde 4 hastada başarılı olduğu 1958’ de yayınlandı ve o zamandan beri de yüzlerce hastaya uygulandı.

Bu tedaviyle, bağırsaklardaki patojenik yani hastalık yapan bakterilerin ‘zararsız’ bakterilerle yer değiştirmeleri amaçlıyor.

C. difficile enfeksiyonlarında iyileşmenin bağırsak florasında eksik olan ‘bacteroides’ ve ‘firmicute’ türü bakterilerin verilmesiyle sağlıklı insanlardaki gibi bir ‘mikrobiyotanın’ tesisinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Bir başka teoriye göre de FMT ile verilen bakterilerden antimikrobiyal etkili ‘bakteriosin’ lerin salgılanması C. difficile bakterilerini ortadan kaldırıyor; toprak bakterilerinden elde edilen vankomisinin de benzer bir etki mekanizması var.

Nasıl yapılıyor?

FMT, sağlıklı bir insanın dışkısındaki mikrobiyotanın, lavman, kolonoskopi, nazo-gastrik veya nazo-duodenal tüpler aracılığıyla tek veya birkaç defada kalın bağırsaklara verilmesi suretiyle gerçekleştiriliyor.

Bunlar içinde uygulaması en kolay olanı lavman yolu; etkinlik bakımından yöntemler arasında bir fark bulunmuyor.

Mikrobiyota çoğu zaman hastanın bir akrabasından temin ediliyor ama bu şart değil; önemli olan vericinin bağırsaklarında başta C. difficile olmak üzere patojen bakteri ve parazitlerin bulunmaması.

FMT artık yeni bir tedavi yöntemi

Bir zamanlar başka tedavilerden sonuç alınamadığında başvurulan FMT, artık klinik tablosu kötüleşen ve tekrarlayan ağır C. difficile enfeksiyonu olan hastalar için “ilk tedavi yöntemi” olarak tavsiye ediliyor.

FMT sayesinde, antibiyotik direncinin ve psödomembranöz kolitli ağır hastalarda yüksek ölüm oranlarının azalacağı ileri sürülüyor.

C. difficile’ nin etken olduğu psödomembranöz kolitli hastalarda vankomisin ile yüzde 31 FMT ile yüzde 94 başarı elde edilmesi üzerine daha uzun sürmesi planlanmış olan araştırmanın diğer hastaların da bu tedaviden faydalanabilmeleri için yarıda bırakılması FMT’ nin değerini çok iyi vurguluyor.

FDA, FMT’ yi henüz “araştırılan yeni ilaç” (investigational new drug) olarak kabul ediyor ve tedavinin uygulanması için kurumdan izin alınması gerekiyor.

Gelelim neticeye

BİR: İlaç endüstrisi yakın bir zamanda “sayın mikrobiyota” nın ruhsatını alırsa şaşırmam.

İKİ: Umumi tuvalet sahipleri bundan böyle kendilerini “ilaç fabrikatörü” işletmelerini de “ilaç fabrikası” olarak ilan edebilirler.

ÜÇ: Ayakyolu, helâ, WC, 00, memişhane gibi bin bir türlü ismi olan tuvaletlerin yeni bir ismi daha oluyor: İlaç imalâthanesi.

DÖRT: “Fekal transplantasyon“ tabirine halkımızın vereceği ismi ise herkesin tahmin ettiğini sanıyorum.

KAYNAK

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3365524/

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23323867

Kendilerine “sayın” diye hitap edilenler yanlış anlamasınlar, alınmasınlar ama ben bağırsaklarımızda yaşayan mikroplara “sayın mikrobiyota” diye hitap etmeyi uygun buluyorum.Sayın mikrobiyotanın sağlıklı bir hayat için ne kadar önemli olduğunu, hatta bazılarının bunu başlı başına bir organ, bazılarının modern klozetise ikinci beyin olarak isimlendirdiklerini daha önce anlatmıştım.

Bugün de sıra “sayın mikrobiyotanın” tedavide kullanımında.

Sayın mikrobiyota, sadece bağırsak hastalıkları için değil Parkinson’ dan multipl skleroza; obezite, metabolik sendrom ve diyabetten astım ve alerjilere kadar birçok hastalık için bir tedavi yöntemi olarak da umut veriyor.

Özellikle de ‘Clostridium difficile’ isimli bakterinin sebep olduğu tekrarlayıcı bağırsak enfeksiyonlarının (psödomembranöz kolit) tedavisinde ‘vankomisin’ isimli antibiyotiğe üstün olduğu kabul ediliyor.

Sayın mikrobiyota ile yapılan bu tedavilere fekal bakterio-terapi, fekal transfüzyon, fekal transplantasyon, fekal enema, fekal mikrobiyota transplantasyonu ve insan probiyotik enfüzyonu… gibi isimler veriliyor.

Ben daha havalı olduğu için “fekal mikrobiyota transplantasyonu” (FMT) tabirini tercih edeceğim; buna herkesin anlayacağı bir dille “dışkı nakli” de diyebiliriz.

FMT, sağlıklı biri kişiden elde edilen mikrobiyotanın tedavi amacıyla ve daha çok da “lavman” yoluyla başka birinin kalın bağırsağına nakli manasına geliyor.

Tedavinin mantığı

FMT, aslında çok yeni bir tedavi yöntemi değil; tavuklarda ‘salmonellozis’ hastalığını önlemek için uzun zamandan beri zaten kullanılıyordu.

Yöntemin C. difficile’ nin psödomembranöz kolitin etkeni olduğunun bilinmediği dönemde 4 hastada başarılı olduğu 1958’ de yayınlandı ve o zamandan beri de yüzlerce hastaya uygulandı.

Bu tedaviyle, bağırsaklardaki patojenik yani hastalık yapan bakterilerin ‘zararsız’ bakterilerle yer değiştirmeleri amaçlıyor.

C. difficile enfeksiyonlarında iyileşmenin bağırsak florasında eksik olan ‘bacteroides’ ve ‘firmicute’ türü bakterilerin verilmesiyle sağlıklı insanlardaki gibi bir ‘mikrobiyotanın’ tesisinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Bir başka teoriye göre de FMT ile verilen bakterilerden antimikrobiyal etkili ‘bakteriosin’ lerin salgılanması C. difficile bakterilerini ortadan kaldırıyor; toprak bakterilerinden elde edilen vankomisinin de benzer bir etki mekanizması var.

Nasıl yapılıyor?

FMT, sağlıklı bir insanın dışkısındaki mikrobiyotanın, lavman, kolonoskopi, nazo-gastrik veya nazo-duodenal tüpler aracılığıyla tek veya birkaç defada kalın bağırsaklara verilmesi suretiyle gerçekleştiriliyor.

Bunlar içinde uygulaması en kolay olanı lavman yolu; etkinlik bakımından yöntemler arasında bir fark bulunmuyor.

Mikrobiyota çoğu zaman hastanın bir akrabasından temin ediliyor ama bu şart değil; önemli olan vericinin bağırsaklarında başta C. difficile olmak üzere patojen bakteri ve parazitlerin bulunmaması.

FMT artık yeni bir tedavi yöntemi

Bir zamanlar başka tedavilerden sonuç alınamadığında başvurulan FMT, artık klinik tablosu kötüleşen ve tekrarlayan ağır C. difficile enfeksiyonu olan hastalar için “ilk tedavi yöntemi” olarak tavsiye ediliyor.

FMT sayesinde, antibiyotik direncinin ve psödomembranöz kolitli ağır hastalarda yüksek ölüm oranlarının azalacağı ileri sürülüyor.

C. difficile’ nin etken olduğu psödomembranöz kolitli hastalarda vankomisin ile yüzde 31 FMT ile yüzde 94 başarı elde edilmesi üzerine daha uzun sürmesi planlanmış olan araştırmanın diğer hastaların da bu tedaviden faydalanabilmeleri için yarıda bırakılması FMT’ nin değerini çok iyi vurguluyor.

FDA, FMT’ yi henüz “araştırılan yeni ilaç” (investigational new drug) olarak kabul ediyor ve tedavinin uygulanması için kurumdan izin alınması gerekiyor.

Gelelim neticeye

BİR: İlaç endüstrisi yakın bir zamanda “sayın mikrobiyota” nın ruhsatını alırsa şaşırmam.

İKİ: Umumi tuvalet sahipleri bundan böyle kendilerini “ilaç fabrikatörü” işletmelerini de “ilaç fabrikası” olarak ilan edebilirler.

ÜÇ: Ayakyolu, helâ, WC, 00, memişhane gibi bin bir türlü ismi olan tuvaletlerin yeni bir ismi daha oluyor: İlaç imalâthanesi.

DÖRT: “Fekal transplantasyon“ tabirine halkımızın vereceği ismi ise herkesin tahmin ettiğini sanıyorum.

KAYNAK

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3365524/

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23323867

Kendilerine “sayın” diye hitap edilenler yanlış anlamasınlar, alınmasınlar ama ben bağırsaklarımızda yaşayan mikroplara “sayın mikrobiyota” diye hitap etmeyi uygun buluyorum.Sayın mikrobiyotanın sağlıklı bir hayat için ne kadar önemli olduğunu, hatta bazılarının bunu başlı başına bir organ, bazılarının modern klozetise ikinci beyin olarak isimlendirdiklerini daha önce anlatmıştım.

Bugün de sıra “sayın mikrobiyotanın” tedavide kullanımında.

Sayın mikrobiyota, sadece bağırsak hastalıkları için değil Parkinson’ dan multipl skleroza; obezite, metabolik sendrom ve diyabetten astım ve alerjilere kadar birçok hastalık için bir tedavi yöntemi olarak da umut veriyor.

Özellikle de ‘Clostridium difficile’ isimli bakterinin sebep olduğu tekrarlayıcı bağırsak enfeksiyonlarının (psödomembranöz kolit) tedavisinde ‘vankomisin’ isimli antibiyotiğe üstün olduğu kabul ediliyor.

Sayın mikrobiyota ile yapılan bu tedavilere fekal bakterio-terapi, fekal transfüzyon, fekal transplantasyon, fekal enema, fekal mikrobiyota transplantasyonu ve insan probiyotik enfüzyonu… gibi isimler veriliyor.

Ben daha havalı olduğu için “fekal mikrobiyota transplantasyonu” (FMT) tabirini tercih edeceğim; buna herkesin anlayacağı bir dille “dışkı nakli” de diyebiliriz.

FMT, sağlıklı biri kişiden elde edilen mikrobiyotanın tedavi amacıyla ve daha çok da “lavman” yoluyla başka birinin kalın bağırsağına nakli manasına geliyor.

Tedavinin mantığı

FMT, aslında çok yeni bir tedavi yöntemi değil; tavuklarda ‘salmonellozis’ hastalığını önlemek için uzun zamandan beri zaten kullanılıyordu.

Yöntemin C. difficile’ nin psödomembranöz kolitin etkeni olduğunun bilinmediği dönemde 4 hastada başarılı olduğu 1958’ de yayınlandı ve o zamandan beri de yüzlerce hastaya uygulandı.

Bu tedaviyle, bağırsaklardaki patojenik yani hastalık yapan bakterilerin ‘zararsız’ bakterilerle yer değiştirmeleri amaçlıyor.

C. difficile enfeksiyonlarında iyileşmenin bağırsak florasında eksik olan ‘bacteroides’ ve ‘firmicute’ türü bakterilerin verilmesiyle sağlıklı insanlardaki gibi bir ‘mikrobiyotanın’ tesisinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Bir başka teoriye göre de FMT ile verilen bakterilerden antimikrobiyal etkili ‘bakteriosin’ lerin salgılanması C. difficile bakterilerini ortadan kaldırıyor; toprak bakterilerinden elde edilen vankomisinin de benzer bir etki mekanizması var.

Nasıl yapılıyor?

FMT, sağlıklı bir insanın dışkısındaki mikrobiyotanın, lavman, kolonoskopi, nazo-gastrik veya nazo-duodenal tüpler aracılığıyla tek veya birkaç defada kalın bağırsaklara verilmesi suretiyle gerçekleştiriliyor.

Bunlar içinde uygulaması en kolay olanı lavman yolu; etkinlik bakımından yöntemler arasında bir fark bulunmuyor.

Mikrobiyota çoğu zaman hastanın bir akrabasından temin ediliyor ama bu şart değil; önemli olan vericinin bağırsaklarında başta C. difficile olmak üzere patojen bakteri ve parazitlerin bulunmaması.

FMT artık yeni bir tedavi yöntemi

Bir zamanlar başka tedavilerden sonuç alınamadığında başvurulan FMT, artık klinik tablosu kötüleşen ve tekrarlayan ağır C. difficile enfeksiyonu olan hastalar için “ilk tedavi yöntemi” olarak tavsiye ediliyor.

FMT sayesinde, antibiyotik direncinin ve psödomembranöz kolitli ağır hastalarda yüksek ölüm oranlarının azalacağı ileri sürülüyor.

C. difficile’ nin etken olduğu psödomembranöz kolitli hastalarda vankomisin ile yüzde 31 FMT ile yüzde 94 başarı elde edilmesi üzerine daha uzun sürmesi planlanmış olan araştırmanın diğer hastaların da bu tedaviden faydalanabilmeleri için yarıda bırakılması FMT’ nin değerini çok iyi vurguluyor.

FDA, FMT’ yi henüz “araştırılan yeni ilaç” (investigational new drug) olarak kabul ediyor ve tedavinin uygulanması için kurumdan izin alınması gerekiyor.

Gelelim neticeye

BİR: İlaç endüstrisi yakın bir zamanda “sayın mikrobiyota” nın ruhsatını alırsa şaşırmam.

İKİ: Umumi tuvalet sahipleri bundan böyle kendilerini “ilaç fabrikatörü” işletmelerini de “ilaç fabrikası” olarak ilan edebilirler.

ÜÇ: Ayakyolu, helâ, WC, 00, memişhane gibi bin bir türlü ismi olan tuvaletlerin yeni bir ismi daha oluyor: İlaç imalâthanesi.

DÖRT: “Fekal transplantasyon“ tabirine halkımızın vereceği ismi ise herkesin tahmin ettiğini sanıyorum.

KAYNAK

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3365524/

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23323867

Kendilerine “sayın” diye hitap edilenler yanlış anlamasınlar, alınmasınlar ama ben bağırsaklarımızda yaşayan mikroplara “sayın mikrobiyota” diye hitap etmeyi uygun buluyorum.Sayın mikrobiyotanın sağlıklı bir hayat için ne kadar önemli olduğunu, hatta bazılarının bunu başlı başına bir organ, bazılarının modern klozetise ikinci beyin olarak isimlendirdiklerini daha önce anlatmıştım.

Bugün de sıra “sayın mikrobiyotanın” tedavide kullanımında.

Sayın mikrobiyota, sadece bağırsak hastalıkları için değil Parkinson’ dan multipl skleroza; obezite, metabolik sendrom ve diyabetten astım ve alerjilere kadar birçok hastalık için bir tedavi yöntemi olarak da umut veriyor.

Özellikle de ‘Clostridium difficile’ isimli bakterinin sebep olduğu tekrarlayıcı bağırsak enfeksiyonlarının (psödomembranöz kolit) tedavisinde ‘vankomisin’ isimli antibiyotiğe üstün olduğu kabul ediliyor.

Sayın mikrobiyota ile yapılan bu tedavilere fekal bakterio-terapi, fekal transfüzyon, fekal transplantasyon, fekal enema, fekal mikrobiyota transplantasyonu ve insan probiyotik enfüzyonu… gibi isimler veriliyor.

Ben daha havalı olduğu için “fekal mikrobiyota transplantasyonu” (FMT) tabirini tercih edeceğim; buna herkesin anlayacağı bir dille “dışkı nakli” de diyebiliriz.

FMT, sağlıklı biri kişiden elde edilen mikrobiyotanın tedavi amacıyla ve daha çok da “lavman” yoluyla başka birinin kalın bağırsağına nakli manasına geliyor.

Tedavinin mantığı

FMT, aslında çok yeni bir tedavi yöntemi değil; tavuklarda ‘salmonellozis’ hastalığını önlemek için uzun zamandan beri zaten kullanılıyordu.

Yöntemin C. difficile’ nin psödomembranöz kolitin etkeni olduğunun bilinmediği dönemde 4 hastada başarılı olduğu 1958’ de yayınlandı ve o zamandan beri de yüzlerce hastaya uygulandı.

Bu tedaviyle, bağırsaklardaki patojenik yani hastalık yapan bakterilerin ‘zararsız’ bakterilerle yer değiştirmeleri amaçlıyor.

C. difficile enfeksiyonlarında iyileşmenin bağırsak florasında eksik olan ‘bacteroides’ ve ‘firmicute’ türü bakterilerin verilmesiyle sağlıklı insanlardaki gibi bir ‘mikrobiyotanın’ tesisinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Bir başka teoriye göre de FMT ile verilen bakterilerden antimikrobiyal etkili ‘bakteriosin’ lerin salgılanması C. difficile bakterilerini ortadan kaldırıyor; toprak bakterilerinden elde edilen vankomisinin de benzer bir etki mekanizması var.

Nasıl yapılıyor?

FMT, sağlıklı bir insanın dışkısındaki mikrobiyotanın, lavman, kolonoskopi, nazo-gastrik veya nazo-duodenal tüpler aracılığıyla tek veya birkaç defada kalın bağırsaklara verilmesi suretiyle gerçekleştiriliyor.

Bunlar içinde uygulaması en kolay olanı lavman yolu; etkinlik bakımından yöntemler arasında bir fark bulunmuyor.

Mikrobiyota çoğu zaman hastanın bir akrabasından temin ediliyor ama bu şart değil; önemli olan vericinin bağırsaklarında başta C. difficile olmak üzere patojen bakteri ve parazitlerin bulunmaması.

FMT artık yeni bir tedavi yöntemi

Bir zamanlar başka tedavilerden sonuç alınamadığında başvurulan FMT, artık klinik tablosu kötüleşen ve tekrarlayan ağır C. difficile enfeksiyonu olan hastalar için “ilk tedavi yöntemi” olarak tavsiye ediliyor.

FMT sayesinde, antibiyotik direncinin ve psödomembranöz kolitli ağır hastalarda yüksek ölüm oranlarının azalacağı ileri sürülüyor.

C. difficile’ nin etken olduğu psödomembranöz kolitli hastalarda vankomisin ile yüzde 31 FMT ile yüzde 94 başarı elde edilmesi üzerine daha uzun sürmesi planlanmış olan araştırmanın diğer hastaların da bu tedaviden faydalanabilmeleri için yarıda bırakılması FMT’ nin değerini çok iyi vurguluyor.

FDA, FMT’ yi henüz “araştırılan yeni ilaç” (investigational new drug) olarak kabul ediyor ve tedavinin uygulanması için kurumdan izin alınması gerekiyor.

Gelelim neticeye

BİR: İlaç endüstrisi yakın bir zamanda “sayın mikrobiyota” nın ruhsatını alırsa şaşırmam.

İKİ: Umumi tuvalet sahipleri bundan böyle kendilerini “ilaç fabrikatörü” işletmelerini de “ilaç fabrikası” olarak ilan edebilirler.

ÜÇ: Ayakyolu, helâ, WC, 00, memişhane gibi bin bir türlü ismi olan tuvaletlerin yeni bir ismi daha oluyor: İlaç imalâthanesi.

DÖRT: “Fekal transplantasyon“ tabirine halkımızın vereceği ismi ise herkesin tahmin ettiğini sanıyorum.

KAYNAK

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3365524/

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23323867

Paylaş
Önceki Yazı

‘Bizim Çiftliğe’ Destek Yok!

Sonraki Yazı

Karapapaklar ve Öykülerim

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

Karapapaklar ve Öykülerim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap