Toplumun gündeminde; ajanlar, ispiyoncular, yalakalar, suçlamalar ve iklim var.
Siyasi iklim, toplumsal iklim gibi deyimler kullanılır. Bu deyimlerde de siyasi partilerdeki hava, toplumsal katmanlardaki hareketlenmeler ifade edilir.
Kaos, darbe, fırtına, dehşet, felaket, panik, kaçış, istikrar, sakinlik gibi kavramlarla siyasi hava tanımlanmaya çalışılır.
Özellikle medya da yer alan çığırtkanlar reyting amaçlı manüple edilen olay haber ve demeçleri bu gibi toplumsal hafızada etki yapacak deyimleri kullanmayı severler.
Manşetler, gazetelerde bu amaçla verilirken, TV’ler flash haber adı altında izleyiciye kitlelere duyururlar.
Her olgu; yandaş, candaş ve yoldaş medyada veya ağızlarda farklı yer alır.
Parti liderleri ve sözcüleri ağızlarını bozmaya başladılar. Halk arasında kullanılan sözcükler artık parti yetkililerin dilinde!
Türkiye’de gerginlikler artmış durumda! Suçlamalar, kirli ilişkiler deşifreleri aratacak.
Wikileaks belgeleri ülkelerde sarsıntı meydana getirirken, Türkiye’de pek yankı yapmamış görünüyor. İşbirlikçiler, ülkeye ihanet, döneklik, dansözlük, kimliksizlik, kişiliksizlik ABD raporlarında yer alıyor. Utanmadan sıkılmadan ülkelerini yönetenler, teşhir ediliyor.
Oysa ABD’nin tespitlerini, öngörülerini, olan bitenlerin perde arkasını aktaran raporlar halkların nasıl uyutulduğunu, ülke liderlerinin kendi halklarına farklı nasıl göründüklerinin somut örnekleriyle dolu.
Dünyanın istihbarat alanında önde gelen ülkelerinde, görevini kötüye kullanan ajanların yargılanmalarında izin gerekiyor. İstihbarat elemanlarının yargılandığına dair özel bir vakaya da rastlanmıyor. O nedenle de, siyasetçi, profesör, gazeteci en iyi ajan kabul edilir.
Önümüzdeki günlerde yayınlanacak belgeler kaos dalgasının her yere ulaşacağını gösteriyor.
Bilim adamları uyarıyor.
Binlerce kişinin öldüğü sel felaketleri sonrası bilim adamlarından çarpıcı bir yorum geldi.
Dünya kötü hava koşullarının yol açtığı felaketlerle boğuşurken, bilim adamları iklim ısındıkça aşırı hava koşullarının şiddetinin ve sıklığının artacağını bildiriyorlar.
İngiliz yardım kuruluşu Oxfam‘dan iklim değişikliği uzmanı John Magrath; Dünya bize bir mesaj gönderiyor. Bu mesaj, aşırı hava koşullarının istisna olmaktan ziyade rutin hale geleceğidir, diyor.
Magrath, küresel ısınmanın daha yüksek sıcaklıklar anlamına geldiği şeklinde bir yanlış anlayış olduğunu belirtiyor ve aslında bu, iklim sisteminde daha fazla enerji birikmesi ve bunun da aşırılıkları ve kaotik durumu harekete geçirmesi anlamına geliyor, diyor.
Bilim adamları, küresel ısınmayla, kuraklıkların ve sellerin daha şiddetli olmasının beklendiğini söylüyorlar.
Avustralya’daki seller, Pasifik okyanusunun bazı bölgelerinde deniz yüzeyi ısısının normalden daha soğuk olması anlamına gelen La Nina hava olgusuna bağlanıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü‘nden Ömer Baddur, La Nina’nın doğal olarak oluştuğunu ve bunun iklim değişikliğiyle bağlantısının belirsiz olduğunu söylüyor.
Baddur, Ancak bildiğimiz gibi, sebebi ister La Nina, ister El Nino isterse başka bir faktör olsun, aşırı hava olayları iklim değişikliği çağında daha yoğun görülecek, diyor.
Sigorta şirketi Munich Re’nin istatistiklerine göre, 2010’da onda dokuzu hava koşullarıyla bağlantılı olmak üzere 1000 kadar doğal felaket meydana geldi.
Peki Türkiye’de çevre konunda neler oluyor? Kıyılar yağmalanırken, imara açılırken, ormanlık alanlar yerleşim yerleri haline getirilirken, duyarlı insanlar ne yapıyor dersiniz. Bir avuç, çevreci seslerini duyuramıyor bile.
Günün Sözü: Kendine aşırı güvenme, beklenmedik değişime uğrarsın.
Nurullah AYDIN
1 Mart 2012-ANKARA
