2BÖLÜM, 8.KISIM
Adıgüzel ile Gülçiçek’in aşklarının devamı.
Dün bir Han kızın sevdasına yakalandığını, bu dörtlüklerle anasına anlatır. Ana can, eğer bu sevdam izdivaca dönüşmese ben ne yaparım. İnan bu sevdama ana can, ben bundan sonra onsuz yaşayamam.
Güzel oğlum, ciğerparem sen bizi çok büyük bir müşküle soktuğunun farkında mısın? O Han kızıysa o Hıristiyan’dır. Babası kızını bir Müslüman’a verir mi zannediyorsun? Gel kendine kıyma, bizi de ateşe atma, güzel oğlum. Olmayacak bir işe ne kendini bulaştır, nede bizi? Sonucu belli olan bir işe girişmenin akıllı bir yanı olmaz. Ben senin böyle bir ateşin içine düşmene gönlüm razı gelmez. Her ikinizde bu sevdadan vaz geçin. Han’ın hışmını üzerinize ve üzerimize çekmeyin, derim.
Sözü ağzında bitmeden, oğlu Parabaş Süleyman içeri girer. İçerde ne konuşulduğunu ve ne olup bittiğini öğrenmeye çalışır. Sonuç itibariyle yaşanan durum hakkında her şeyi öğrenmiş olur.
Bak kardeşim, sana kız mı kalmadı bu ülkede? Akıllı ol, gel bu sevdadan vaz geç. Han bu izdivaca asla ve asla izin vermez. Durup dururken hem kendini, hem de ailemizi müşkül duruma sokarsın.
Canım annem, canım abim ne olur beni anlayın. Benim bu sevdadan vaz geçmemi istemeyin. Ben bu sevdadan asla ve asla vaz geçmeyeceği mi bilmenizi istiyorum? Bu sözleri söyledikten sonra, yanlarından ayrılıp gider.
Parabaş Süleyman ve anası baş başa kaldıktan sonra, Adıgüzel hakkında ne yapmaları gerektiğini düşünmeye ve analiz etmeğe çalışlar. Hatta endişe ettikleri durumu, enine boyuna tartışılar. Sonuç itibariyle, Adıgüzel’i bu sevdadan vaz geçirmenin zor olacağına karar verirler. Ama yinede bu sevdadan vaz geçmesi için, gerekenin yapılması adına, uğraşmaya çalışalım derler.
Ana oğul almış oldukları kararla hareket ederken, ilerleyen zaman içinde Adıgüzel’in sevdası daha da ilerlemiş ve yemekten, içmekten kesilmiştir. Gülçiçek’le her buluşması sonrasında, her türlü durum değerlendirmesi yaparak, durumu nasıl çözebileceklerine, kafa yormaya çalışırlar.
Adıgüzel, son buluşmaları sonucunda yapmış olduğu durum değerlendirilmesinde, artık ailemizde kararını verdi, seni istetmenin zamanı geldi diyorlar. Eğer baban evlenmemize razı gelmez ise, gerisi sana bağlıdır. Sen ne istersen ben onu yapmaya hazırım, diyor.
Bu söz üzerine Gülçiçek, son çare olarak kaçarız, der.
Böylece iki sevgili ne yapacaklarının planını yapar ve kararlarını verirler. Bir birlerine sarılarak vedalaşıp ayrılırlar.
Adıgüzel Gülçiçek’le vedalaşıp ayrıldıktan sonra doğruca evin yolunu tutar ve eve geldiğinde, anası ve ağabeysisinin kendisini beklediklerini görür. Atını ahıra götürüp bıraktıktan sonra, doğruca gidip yanlarına oturur.
O anda her ikisi birden Gülçiçek’ten vaz geçip geçmediğine dair son kararını sorarlar. Ancak Adıgüzel’den olumlu bir yanıt alamazlar. Vaziyetin bu şekilde olması nedeniyle, son çare olarak gidip Han’dan kızını istemekten başka çareleri kalmadığına karar verirler.
O günden sonra Parabaş Süleyman, bölgenin sayılı kişilerine durumu anlatır ve kendilerinden gereken yardımı ister. Birlikte gidip Han’dan kızını isteyelim, der.
DEVAM EDECEK.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar Şair