Ne yalan söyleyeyim eski ve yeni yıl ifadelerini oldum olası kavrayamadım. Sahi yıl ne zaman eskir?
Her aralık ayı geldiğinde yeni yıl teraneleri ayyuka çıkar. Önüne gelen konuşur, temenni ve dileklerde bulunulur, kim bilir belki de söylediklerine inanan olur.
Ben ise bu söylenen olumlu temennilere inananları pek anlayamam. Yahu bu kadar güzel temennilerde bulunmak için bula bula aralık ayını mı buldunuz? Hiç şubat ayında topluca mart ayının ülke ve dünya açısından iyi geçmesini dileyen olmaz.
Her şey takvimlerdeki rakam mı?
Her gün yıl hariç rakam değişiyor zaten. Mesela yılda sadece bir tane mayıs ayının ikisi ver. Bütün suçu bir yılın, hatta bir ayın ilki olmayışı mı?
Herkes yeni bir yılda olduğumuzu söylüyor. Peki, yeni yıl ocak ayından ibaret mi? Mesela 2018 yılının Şubat ayı yeni yıldan mı eski yıldan mı?
Buna yeni yıldan cevabını verene birkaç sorum daha olacak. Öyleyse haziran ayı yeni yıla mı ait eski yıla mı? Az eskimiş yıl var mı? Şimdi sıkı durun aralık ayının yenisi olur mu? Şayet olur derseniz bazılarının ulurcasına her aralık ayında yeni yıl temennilerinde bulunmasına ne denir?
Bu durumda yeni yıldan kasıt nedir? Elbette bir sonra girecek yıl. Burayı anladık. Güzel temennilerde bulunmak için yılın son ayını niye seçiyoruz? İyi olacak şeyler için niye bekliyoruz? Hem sadece temenni ve dua bir şeyin iyi olması için yeterli mi? Biz bir şey yapamaz mıyız? Neden bizim dışımızda birileri gelip dünyayı ve bizi düzeltmesini istiyor veya bekliyoruz?
Bize sabit fikirli olmayı kim öğretti?
Bir şeylere ulaşmak için belli bir süreyi beklemek ne kadar makul. Elbet bazı şeyler için beklenmesi gerekir. Fakat değiştirebileceğimiz o kadar şey varken sadece millete uymak, başkalarıyla beraber olmak yani sıradan ve sürüden biri olmak için bazı fırsatları ya tepiyor ya da erteliyoruz.
Konumuz yazının girişine göre biraz dağılmış gibi dursa da tolu inanış veya toplumsal gelenek icabı bir şeyleri aynı anda yapmayı bize öğretmişler.
Güzel şeyler için birer tarih belirlemişler.
Şu günden sonra sigarayı bırakacağım, şu zamandan sonra okumaya başlayacağım, şu vakitten sonra kendime zaman ayıracağım der, yapacağımız onca iyi şeylerin süresini uzatırız. Yeni yıl mantığı da buna benziyor. Herkes aralık ayının son haftası girince bir hafta sonra şunu yapacağım, bir hafta sonra böyle yapacağım diyerek bir an evvel yapmamız gereken işleri ertelemiş olmuyor muyuz?
Bu şahsi olmasa bile toplumsal bir “takıntı” haline gelmiş.
Hayırlı şeylerde acele etmek lazım.
Yoksa yapılacak güzel şeyler için kendimize tarih verirsek o zamana kadar araya onlarca olumsuzluk girebilir. Biz de yapmamız gereken şeyleri yapamaz hale gelebiliriz.
Siz siz olun şayet aklınızda ve gönlünüzde yapacağınız işler varsa kendinize tarih belirlemeyin ve bir an evvel harekete geçin. Yoksa yarın çok geç olabilir.
Sahi aralık ayı yeni yıldan mı eski yıldan mı?
Neyse öğreniriz bir gün.
Son olarak şöyle bitirmek istiyorum:
Ertelemek ya kaçmak veya kendini hazır hissetmemektir.
Aralık mı? Arada kalmış garibim.
