Barış dönemlerinde insanlar siyasetle pek ilgilenmezler. Böyle dönemlerde siyaset sanki sadece entelektüellerin ve siyasetçilerin işidir.
Sokaktaki kişinin tek siyaseti vardır. O da yaşam siyasetidir.
Siyasi partiler de, barış günlerinde, ‘yaşam siyaseti’ne göre siyasetler üretirler.
Gelişme, büyüme, kentleşme barış döneminin siyasetleridir.
Barış döneminin sürmesini herkes ister. Ancak dünya, ila nihaiye barışı yaşayacak bir dünya değildir.
Barış dönemi savaş dönemine doğru evirildikçe, eski siyasetler yerini yeni siyasetlere terk eder.
Artık yeni siyasetler güvenlik esasına dayanmak zorundadır. İktidarlar da, muhalefetler de güvenlik siyasetlerine yönelmek zorundadırlar.
Siyaset artık savaşın soğuk devamı değil, kendisidir.
Hayrola… savaşa mı gidiyoruz, sorusunu soracak olanlar, gelişmeleri yeterince takip etmeyip, günlük siyasetine devam edenlerdir.
Avrupa’dan, Amerika’dan ülkemize yönelik tehditlerin artık askeri boyut kazandığını söylemeye gerek yoktur.
Suriye’nin kuzeyinde, emperyalizm tarafından kurulmak istenen terör devletinin, düzenli bir orduya evrildiğini görmek gerekir.
25 Eylül 2017 tarihinde kuzey Irak’ta yapılacak Bağımsız Kürdistan Referandum ısrarı sürmektedir.
Amerika ve Avrupa’nın, Türkiye’ye dolaylı dolaysız saldırısına karşı, ülkemiz Avrasya ittifakına doğru yönelmek zorunda kalmıştır.
Eski dostlar düşman olmuş, yeni ittifaklar kurulması zorunlu hale gelmiştir.
İran Rusya ve hatta Irak, bir araya gelmenin, acı ihtiyacını duymuşlardır.
Emperyalizmin bölgeye ve nihayetinde ülkemize saldırıları içerde savunma siyasetlerinin üretilmesini zorlamaktadır.
Ülkemizin yeni mecburiyeti savunmadır.
Emperyalizme karşı siyaset üretmeyen siyasi partiler ayakta kalamazlar.
Yeni dönemin anlayışı ve siyaseti antiemperyalist bir zemine oturmak zorundadır.
Önümüzdeki dönemin siyaseti budur.
Kendini antiemperyalist zeminde tanımlamayan partiler, boşlukta kalacaklar ve polemiklerin içinde boğulacaklardır.
Emperyalizm, eski alışkanlıklarını başarısız darbe girişimi ile en üst düzeye taşımış, ancak sonuç alamamıştır.
Emperyalizm, sonuç almak için siyasi girişimlerine devam edecektir. Siyasi yeni oluşumlar oluşturmak, yeni ittifak formülleri üretmek, emperyalizmin devşirmeleri için yeni görev alanları olacaktır.
Emperyalizmle mücadele etmeyen hiçbir siyasi akım önümüzdeki dönemde itibar kazanamaz.
Bir yanda örtülü veya açık emperyalizm ile savaş sürerken, öte yanda Amerika ve AB yanında siyaset yapmak artık mümkün olmayacaktır.
Batının değerlerinin, Batı ile savaşırken hiçbir işe yaramayacağı açıktır. Demokrasi ve insan hakları siyaseti, savaş döneminin siyaseti olamaz. Batının değerleriyle Batıya karşı savaş, sadece barış dönemlerinin işidir.
Emperyalizmle savaş sürecinde, ne ‘mezhepçilik’ bir işe yarar ne de ‘laikçilik’ işe yarar. Düşmana karşı kim karşı koyuyorsa onların birliği işe yarar.
Avrasya Otobanındaki yolculuk bu yolculuktur.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com


















