Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Anibal GÜLEROĞLU

Diren! Gücünün Yettiği Yere Kadar…

Anibal GÜLEROĞLU Yazar Anibal GÜLEROĞLU
22 Mayıs 2017
Anibal GÜLEROĞLU
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
‘Adalet hissi insanlarda doğuştan mevcuttur’ demiş Çiçero… Lakin kendi çıkarlarını tehlikede gördükleri durumda insanlarda ne hak, ne adalet, ne de özgürlük kavramlarından eser kalmıyor. Bunları talep edenlere karşı takınılan tavır bir başkalaşıyor nedense. ‘Hakkımızı isteriz’ diyenler, en masum söylem şeklinde bile siyasetçilerin ve onların yönlendirdiği güvenlik güçlerinin hışmına uğrayıveriyor.
Bu üzücü hakikati pek çok taze örnekle aktarmak mümkün. Ancak yazımızın konusu günümüz dünyasındaki baskıcılığı dile getirmek değil. Yüz yıl öncesinden bir direniş hareketi üstüne sözümüz. Yüzyıl dedikse, sanılmasın ki tamamen tarihe mal olmuş bir öyküyü anlatacağız… Aksine bu direniş çabası, hâlihazırda tam çözüme ulaşmış sayılmayacağından ve sorunların tamamen çözümü için daha yıllar geçmesi gerektiğinden, tazeliğinden hiçbir şey kaybetmiş sayılmaz. Dolayısıyla lafı fazla uzatmadan gelelim konumuza.
KADININ VARLIK SAVAŞINDA ‘SUFFRAGETTE’ DİRENİŞİ
Kadın hakkı dendiğinde ilk akla gelen sözcük ‘feminist’ olmakta. Üstelik çoğu zaman aşağılayıcı veya dışlayıcı-ötekileştirici bir bakış açısıyla kullanılmakta. Ancak ‘kadın hakları’ olayı çağdaş yaşam adına, kadınları olduğu kadar erkekleri de ilgilendiren önemli bir durum. Ama dizginleri elinden bırakmak istemeyen erkekler ve ezilmişliği yaşam biçimi sayan kadınlar için değeri yok. Bu nedenle kadının sahip olduklarını gasp ederek onun kişiliğini de yok saymayı yani bir nevi köleleştirmeyi hak bilen erkeklerin gözünde yersiz ve kışkırtıcı bir çaba, kadının hak arayışı. Tıpkı İngiliz kadınının uğradığı haksızlıklara başkaldırıp seçme ve seçilme haklarını talep etmek için başlattığı ‘Suffragette’ hareketinde olduğu gibi! Şimdi ‘Suffragette/Süfrajet’ hareketi nedir diye soracak olursanız…
Burada bir parantez açıp ‘‘Erkeklere duydukları anda rahatsızlık hissettiren veya gülüp geçirten ‘kadın hakları’ hareketini irdelerken başlangıç noktası bana göre Fransız Devrimi ve ‘Mavi Çoraplılar’ olmalıdır’’ demek isterim. Lakin süfrajet olayı, kadın haklarını entelektüel çevreden sıyırıp orta sınıfın işçi kadınlarına indirgediği için daha genele hitap gücüne sahip bir örgütlenme konumunda olduğundan kadınların hak arayışındaki yeri ayrı!
Bu saptamanın ardından gelelim süfrajet olayına… İngiltere’de ‘bulaşıcı hastalıklar yasası’ karşıtlarının 1903’te Emmeline Pankhurst liderliğinde başlattığı bir hareket. Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’nin kurulmasıyla gelişen bu hareketin liderliğini annesinden devralan Christabel Pankhurst sayesinde süfrajetler İngiltere’deki kadınların seçme ve seçilme hakkı için pasif direnişlerini laftan eyleme dönüştürerek haklarını alana kadar mücadele etmişler.
1910’da kadın haklarının genişletilmesine yönelik yasa tasarısının kabul edilmemesiyle birlikte kendilerini aldatılmış sayan kadınlar tarz değiştirip, bombalı saldırılar da dâhil olmak üzere, şiddeti direnişlerine katmışlar. Ama tüm bu çabalar orantısız güçle karşılık bulmuş ve gerek İngiltere’de gerekse dünyada istenen etkiyi sağlayamamış. 1913’te Emily Davison’ın, farkındalık yaratmak için, kendini V. George’un atının önüne atmasıyla bu çember bir parça kırılmış ve dikkatler süfrajet hareketine, kadın haklarına çevrilmiş. Ancak araya Birinci Dünya Savaşı’nın girmesi bu hareketin önünü kesmiş. Öte yandan bu savaşı kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanması adına bir nimet olarak da görmek lazım. Zira erkek nüfusun azalmasıyla kadınların ön plana çıkması, kamusal alandaki güçlerini de artırmış ve isteklerinin kabulüne yol açmış.
Böylece 1920’de ABD’nin kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermesinin ardından 1928’de İngiliz kadınları da yıllar boyu süren süfrajet hareketinin amacına ulaşmışlar. Türkiye’deki kadınlar, Atatürk Devrimleri sayesinde 1934’te seçme ve seçilme hakkını kazanırken bu hakkın Suudi Arabistan’daki yansıması ne acıdır ki, 2015 yılında verilen söz!
Kadının varlık savaşında bu özet bilginin ardından gelelim Abi Morgan’ın senaryosunu kaleme aldığı, Sarah Gevron’ın yönettiği ‘Suffragette’ filmine…
HAKKINI ALMAK İÇİN ‘LAF DEĞİL İCRAAT’…
Londra’nın 1912 atmosferinden görüntülerini ‘Zihin dengesi, politika algısı kadınlarda yok’ şeklindeki aşağılayıcı erkek söylemiyle buluşturarak açılışını yapıp oy hakkı verilmek istenmeyen kadınların yaşamdaki ezilmişliğinden yansımalar sunan ‘Suffragette’, çamaşırhanede anneden kız çocuğuna mirasa dönüşen sefil işçilik tablosundan, hemcinslerini direnişe çağırıp vitrinleri taşlayan süfrajet kadınlarının polisin kaba kuvvetine maruz kalışına geçerek gelişimini başlatmakta…
West End’de alevlenen hareketin açlık grevleri, pasif direnişler ve eylemsiz hak arayışından nasıl şiddetçi icraata dönüştüğünü özet aşamalarla geçen yapımın bu evresinde ‘etki-tepki’ gerçeği giriyor devreye. Kadınlar bu direnişlerle ne derece etkili olabilir erkek dünyasında?
Nitekim olamıyorlar da. Ama sanıldığının aksine sinmiyor, pes etmiyorlar. Kadınların samimiyet ve inançla dile getirdikleri problemleriyle adeta dalga geçercesine yaşanan yasa reddi, bardağı taşıran son damla oluyor. O andan itibaren iki katlı otobüsten, sokak kameralarına dek günümüzde kullanılan modern araç gereçlerin ilk hallerini izletip İngiltere’nin yenilikçi yüzünü sunan filmde, kadının mal varlığının kontrol hakkını ve çocukların sahipliğini üstlenen erkeklerin din-dil-ülke ayrımı olmaksızın dünyanın her yerinde ne denli bencil, çıkarcı, gaddar ve istismarcı olduklarına tanıklık ederken her şeye rağmen ‘Diren’ diyebilen kadınların güçlü profillerini tanımaya başlıyoruz.
Oğlunun üstüne titreyen, patronunun tacizini bildiği halde susan kocasını olduğu gibi kabullenmekten başka çaresi olmayan… Kısacası kralın resmine ‘İyi geceler’ dilenerek uyunan evde mevcut sisteme harfiyen uyarak yaşayan Maud da bu profillerden biri olarak çıkıyor karşımıza. Sonra bir tesadüf giriyor devreye ve Avam kamarasında konuşma zorunluluğu doğuyor. O andan itibaren de Maud için hayat eskisi gibi olamıyor artık. Oy hakkının lafla değil icraatla alınacağına inanan kadınların yani süfrajetlerin dünyasında ilerlemeye başlayan Maud’la birlikte yol alan filmde, bu hak arayışının yanı sıra siyasetin çirkin ikiyüzlülüğünü ve güvenlikçilerin ‘kraldan çok kralcı’ oluşuna da tanıklık ediyoruz. Dahası tuzu kuru kadınların ya da erkek egemen sistemin ezikliğini kabullenenlerin hemcinslerine karşı takındıkları umursamazlık-dışlayıcılık da, tarihten günümüze, ayan beyan çıkıyor ortaya.
Asil İngiltere’nin karanlık yüzünden aktarılanlar bu kadarla sınırlı kalmıyor tabii… Hapishane koşullarındaki kötü muameleyle uygulanan yıldırma politikasının bariz göstergesi olan ‘Suffragette’ filminde sadece seçme ve seçilme hakkının peşinde koşan kadınların öyküsü yok çünkü. İlaveten o dönemdeki kadın çalışanların uğradığı tacizlerin erkeksi rezilliğini ve çocuk işçi gerçeğinin sömürücü yüzü de sırıtıveriyor İngiltere’nin burnu havada asaletinden!
7 yaşında yarı zamanlı işçi olarak çamaşırhanelerde çalışmaya başlayan kız çocuklarının 9 yaşında tam zamanlı tempoya geçtiklerini ve o yaştan itibaren de başlarındaki şefin cinsel isteklerine malzeme olduklarını izlerken, tarihler ve ülkeler değişse bile kadının makûs kaderinin değişmediğini düşünüyorsunuz ister istemez.
Sonuçta; Özgürlük, hak, hukuk sıkça bahsedilen… Söylevlere, sömürülere malzeme yapılan… Buna karşılık pratikte elde edilmesi kolay olmayan kavramlar. Lakin söz konusu kadınlar olduğunda, daha bir zorlaşıyor bunların elde edilip hayata geçirilmesi. Erkeklerin baskıcı dünyasından çıkıp gelen ve ‘Diren’ Gücünün yettiği yere kadar’ mesajcılığıyla gösterimde olan ‘Suffragette’ de bunungerçeğe dayalısinemasal göstergesi.
‘Suffragette’ ile temeli atılan bu çabanın sonu ne zaman gelir? Cevap vermek imkânsız. Erkek dünyasında kadın olmak ve insanca-hakça yaşama bilincini taşımak zor vesselam.
Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

Paylaş
Önceki Yazı

Amerikancılar Neden Boşlukta Kaldılar?

Sonraki Yazı

Hormonlu Etlere Dikkat!

Anibal GÜLEROĞLU

Anibal GÜLEROĞLU

İlişkili Yazılar

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil
Anibal GÜLEROĞLU

Kıvanç ve Serenay’ın Aile’si Asla The Sopranos Ayarında Bir Dizi Değil

29 Mart 2023
5k
Anibal GÜLEROĞLU

En Derin Deri Dönüş

26 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Hayat Bugün’ Yüz Güldürür mü?

14 Ekim 2022
5k
Anibal GÜLEROĞLU

‘Gecenin Ucunda’ Işık Var!

19 Eylül 2022
5k
Sonraki Yazı

Hormonlu Etlere Dikkat!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap