Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Kentlilik Kültüründe Yaya Trafiği

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
23 Ocak 2010
Dr. Ahmet FİDAN
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İnsanlar bazen yürürken karşıdan gelen kişiyle kesişirler, her iki kişi aynı yönde hareket ederler birkaç kez aynı yöne gittikten sonra 3. veya 4. seferde yola devam edilebilir. Bu durum hemen hemen, bütün insanların mutlaka yaşamış olduğu bir durumdur.

Tarih içinde insanlar hep bir mükemmelleşme sürecinin içinde olmuşlardır. Dünyaya geldikleri çağlardan beridir hep daha iyiye ve daha mükemmele varmanın arayışı içinde olmuşlardır. Bu mantıkla bakıldığında insanoğlunun evcilleşmesine kentlileşme süreci demiştik.

Bu evcilleşme sürecinde bazı davranışları insanlar toplumdan alır. Bu davranış kalıplarından büyük bir bölümü yaşam içinde taklit edilmek suretiyle öğrenilir. Trafik kurallarına saygı, yayaların da trafik akışına göre (kaldırımdan) yürümeleri, vb. İnsanoğlunu evcilleşmeye iten asıl neden topluluk halinde yaşamasının bir sonucudur.

Topluluk halinde yaşayan ve en temel özelliği düşünme olan insan, bir arada barınma ihtiyaçlarını karşılayarak antik çağlarda olsun bilgi çağında olsun KENTLERİ oluşturmuştur.

Kentte yaşayan bu insanlar birlikte yaşamaları gereği birtakım davranış kalıplarını yönetim ve ticaret kalıplarını ve değerlerini kendileri oluşturmuştur kendiliğinden. Zaman içinde bu oluşum da karşımıza KÜLTÜR kavramını ortaya çıkarmıştır.

Çünkü toprağı ekip biçmek anlamına gelen kültür aslında insanların dünya üzerindeki artı ve eksi katkısıdır. İktisadi tabirle dışsallıklarıdır.

1, Yayaların kaldırımdan yürümesi, 2, Yollara ve yerlere tükürmeme, 4, Araç ve yaya trafiği değerlerine uyma, 8, Kendi özgürlük sınırının diğerinin özgürlük sınırının başladığı yerde bittiği erdemini kabul etme, 9, Sorunlarını barışçı ve hukuksal zeminlerde çözme eğilimleri vb. Kentlilik bilinci uzun zaman süreci içinde kendiliğinden ortaya çıkmış değerleridir.

Kentli insanların beynindeki trafik açık olursa insanların para, mal, ve zaman kaynakları israf edilmemiş olur. Kentlilik kültürü, kette yaşayan insanların öncelikle empatik bir davranış sergilemesini gerektirmektedir.

Kentiçi ulaşım ve trafik konusunda örgün eğitim kurumlarında verilen dersler bizzat branşı trafik olan eğitimciler tarafından verilmeli ve mutlaka bu dersin üçte biri uygulamalı olarak yapılmalıdır. Uygulamalı olarak yapılan dersler kentlilik kültürünün oluşturulmasında ve trafik değerlerinin edinilmesinde son derece önemlidir.

Kentlilik Kültüründe Yaya Trafiği

Yayalar da tıpkı araçlar gibi kendi trafik kurallarına uymaları gerekmektedir. Bu ne demek tabi ki sadece kırmızı ışıkta yayaların geçmemesinden bahsetmiyoruz. Bu zaten bir mecburiyet. Burada söz konusu olan yayaların da yani insan trafiğinin araçlar gibi yolun gidişe göre sağ bloğunu kullanılmaları, yavaş gidenlerin de sağ bloğun sağında hızlı gidenlerin de yine soldan yollarına seri bir şekilde gidebilmesine imkan verilmelidir.

Yaya yollarında gidişe göre sağdan, yavaş gidenlerin de yine gidiş yönünün en sağından gitmeleri yürüyen merdiven veya bantta olanların ise duracaksa sağda konumlanmaları yürüyecek ise soldan yoluna devam etmeleri gerekmektedir.

Gidişe göre sağdan yürümek kalabalık yaya yollarında kaldırımlarda pazar aralarında çok önem taşımaktadır. Aksi durumda insanlar sürekli araçlar gibi birbirine çarpıp durmaktadır. Bu açıdan yaya trafiği bilinci, kentlilik bilincinin değer yargısı haline gelmelidir. Ancak böyle bir ortamda ne yaya çarpışmaları ne yürüyen merdiven tıkanıklığı meydana gelecektir.

Kaldırım, Refüj; Ayrım Bantları ve Kentlilik Kültürü

Refüjler ve kaldırımlar yayalar ile araçlar veya yönleri farklı olan araçları birbirinden ayırmak amacıyla kullanılan, aynı zamanda ulaşım araçlarının eksi dışsallıklarını artıya çevirmek için yeşillendirilerek kent estetiği kapsamında kullanılan bir dokudur.

Bu yapılar kentte yaşayan insanlar tarafından kentlilik bilincini taşımayanlar,  hor kullanılmakta ve tahrip edilmektedir. Yolcu bilgilendime trafik uyarı tabelalarında olduğu gibi kaldırım taşlarının bile yerlerinden sökülerek alındığı görülmektedir.

Engellilerin Kentiçi Araçlı ve Yaya Trafiği ve Kentlilik Kültürü

Kentte yaşayan her on kişiden biri engellilerdir. Bu açıdan kentiçi ulaşım sistemlerinin altyapısından, orer yönetimine, konumlandırmadan, iç dizayna kadar bütün alanlarda engellileri düşünme zorunlu olmalıdır. Kentsel hizmetlerden toplu ulaşım, (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve gereklilik taşımaktadır. Tüm toplu taşıma araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Toplu taşıma kolaylıkları ile birlikte yerel yönetimler tarafından yapılan tüm mekansal uygulamaların (parklar, kültürel, sosyal, sportif tesislerin, iletişim altyapısı ve tesislerinin) de engellilerin bağımsız olarak kullanımına uygun yapılandırılması gereklidir. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.[1]

Bu konuda kentin yönetiminde mutlaka engelli bir veya birkaç kişinin bulunması gerekmektedir. Çünkü bütün kentsel hizmetlerde özellikle zamanla ayrılmaz bir bütün olan engellilerin ulaşım ihtiyacının karşılanması, bürokrasideki bir kısım yöneticilerin veya icracıların iki dudakları arasındaki (varsa) empati duygusuna bırakılmamalıdır. Bu konuda ulaşım otoritesinin genel kurulunda mutlaka söz sahibi olmaları gerekmektedir.

Kentiçi Ulaşım Sistemi ve Altyapılarının Engellilerin İhtiyaçlarını Dikkate Alarak Planlanması Kentiçi ulaşım sistemlerinden  (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve ihtiyaç taşımaktadır. Tüm ulaşım araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Kentiçi ulaşımında ulaştırma sistemlerinden yararlanmanın yanında yaya olarak engellilerin bütün ihtiyaçları dikkate alınarak kent ve kentsel hizmetlerin tasarlanması yapılmalıdır. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “ulaşılabilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “erişilebilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, nasıl ki motorlu taşıtlar yollarını şaşırtmadan gidiyorlar. Her sürücü şu ya da bu şekilde şeridini biliyor ve şeridinden çıkmaması gerektiğini düşünüyor. Kazalar hariç bu bilinç altına gizlenmiş oluyor. Oysa ki yaya trafiğinde durum bu kadar net değildir. Toplu alanlarda kitlesel bir panik anında herkes anında birbirini ezmeye başlıyor. Oysa ki motorlu taşıtlarda olduğu gibi yayalarda da giden ve gelen yayalar sağdan ve soldan yürüseler böyle tuhaf durumlar olmayacak.

Gündem bu kadar doluyken bu kadar teferruat yazmamın nedeni, bu gün yolda yürüyen birisiyle kesişmem oldu. Bu konuyu yine başka bir açıdan ayrıca ele almak üzere esen kalınız.


[1]       DPT; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ulaştırma (Kentiçi Ulaşım) Özel İhtisas Komisyon Raporu. Ankara, 2001, s. 23.

İnsanlar bazen yürürken karşıdan gelen kişiyle kesişirler, her iki kişi aynı yönde hareket ederler birkaç kez aynı yöne gittikten sonra 3. veya 4. seferde yola devam edilebilir. Bu durum hemen hemen, bütün insanların mutlaka yaşamış olduğu bir durumdur.

Tarih içinde insanlar hep bir mükemmelleşme sürecinin içinde olmuşlardır. Dünyaya geldikleri çağlardan beridir hep daha iyiye ve daha mükemmele varmanın arayışı içinde olmuşlardır. Bu mantıkla bakıldığında insanoğlunun evcilleşmesine kentlileşme süreci demiştik.

Bu evcilleşme sürecinde bazı davranışları insanlar toplumdan alır. Bu davranış kalıplarından büyük bir bölümü yaşam içinde taklit edilmek suretiyle öğrenilir. Trafik kurallarına saygı, yayaların da trafik akışına göre (kaldırımdan) yürümeleri, vb. İnsanoğlunu evcilleşmeye iten asıl neden topluluk halinde yaşamasının bir sonucudur.

Topluluk halinde yaşayan ve en temel özelliği düşünme olan insan, bir arada barınma ihtiyaçlarını karşılayarak antik çağlarda olsun bilgi çağında olsun KENTLERİ oluşturmuştur.

Kentte yaşayan bu insanlar birlikte yaşamaları gereği birtakım davranış kalıplarını yönetim ve ticaret kalıplarını ve değerlerini kendileri oluşturmuştur kendiliğinden. Zaman içinde bu oluşum da karşımıza KÜLTÜR kavramını ortaya çıkarmıştır.

Çünkü toprağı ekip biçmek anlamına gelen kültür aslında insanların dünya üzerindeki artı ve eksi katkısıdır. İktisadi tabirle dışsallıklarıdır.

1, Yayaların kaldırımdan yürümesi, 2, Yollara ve yerlere tükürmeme, 4, Araç ve yaya trafiği değerlerine uyma, 8, Kendi özgürlük sınırının diğerinin özgürlük sınırının başladığı yerde bittiği erdemini kabul etme, 9, Sorunlarını barışçı ve hukuksal zeminlerde çözme eğilimleri vb. Kentlilik bilinci uzun zaman süreci içinde kendiliğinden ortaya çıkmış değerleridir.

Kentli insanların beynindeki trafik açık olursa insanların para, mal, ve zaman kaynakları israf edilmemiş olur. Kentlilik kültürü, kette yaşayan insanların öncelikle empatik bir davranış sergilemesini gerektirmektedir.

Kentiçi ulaşım ve trafik konusunda örgün eğitim kurumlarında verilen dersler bizzat branşı trafik olan eğitimciler tarafından verilmeli ve mutlaka bu dersin üçte biri uygulamalı olarak yapılmalıdır. Uygulamalı olarak yapılan dersler kentlilik kültürünün oluşturulmasında ve trafik değerlerinin edinilmesinde son derece önemlidir.

Kentlilik Kültüründe Yaya Trafiği

Yayalar da tıpkı araçlar gibi kendi trafik kurallarına uymaları gerekmektedir. Bu ne demek tabi ki sadece kırmızı ışıkta yayaların geçmemesinden bahsetmiyoruz. Bu zaten bir mecburiyet. Burada söz konusu olan yayaların da yani insan trafiğinin araçlar gibi yolun gidişe göre sağ bloğunu kullanılmaları, yavaş gidenlerin de sağ bloğun sağında hızlı gidenlerin de yine soldan yollarına seri bir şekilde gidebilmesine imkan verilmelidir.

Yaya yollarında gidişe göre sağdan, yavaş gidenlerin de yine gidiş yönünün en sağından gitmeleri yürüyen merdiven veya bantta olanların ise duracaksa sağda konumlanmaları yürüyecek ise soldan yoluna devam etmeleri gerekmektedir.

Gidişe göre sağdan yürümek kalabalık yaya yollarında kaldırımlarda pazar aralarında çok önem taşımaktadır. Aksi durumda insanlar sürekli araçlar gibi birbirine çarpıp durmaktadır. Bu açıdan yaya trafiği bilinci, kentlilik bilincinin değer yargısı haline gelmelidir. Ancak böyle bir ortamda ne yaya çarpışmaları ne yürüyen merdiven tıkanıklığı meydana gelecektir.

Kaldırım, Refüj; Ayrım Bantları ve Kentlilik Kültürü

Refüjler ve kaldırımlar yayalar ile araçlar veya yönleri farklı olan araçları birbirinden ayırmak amacıyla kullanılan, aynı zamanda ulaşım araçlarının eksi dışsallıklarını artıya çevirmek için yeşillendirilerek kent estetiği kapsamında kullanılan bir dokudur.

Bu yapılar kentte yaşayan insanlar tarafından kentlilik bilincini taşımayanlar,  hor kullanılmakta ve tahrip edilmektedir. Yolcu bilgilendime trafik uyarı tabelalarında olduğu gibi kaldırım taşlarının bile yerlerinden sökülerek alındığı görülmektedir.

Engellilerin Kentiçi Araçlı ve Yaya Trafiği ve Kentlilik Kültürü

Kentte yaşayan her on kişiden biri engellilerdir. Bu açıdan kentiçi ulaşım sistemlerinin altyapısından, orer yönetimine, konumlandırmadan, iç dizayna kadar bütün alanlarda engellileri düşünme zorunlu olmalıdır. Kentsel hizmetlerden toplu ulaşım, (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve gereklilik taşımaktadır. Tüm toplu taşıma araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Toplu taşıma kolaylıkları ile birlikte yerel yönetimler tarafından yapılan tüm mekansal uygulamaların (parklar, kültürel, sosyal, sportif tesislerin, iletişim altyapısı ve tesislerinin) de engellilerin bağımsız olarak kullanımına uygun yapılandırılması gereklidir. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.[1]

Bu konuda kentin yönetiminde mutlaka engelli bir veya birkaç kişinin bulunması gerekmektedir. Çünkü bütün kentsel hizmetlerde özellikle zamanla ayrılmaz bir bütün olan engellilerin ulaşım ihtiyacının karşılanması, bürokrasideki bir kısım yöneticilerin veya icracıların iki dudakları arasındaki (varsa) empati duygusuna bırakılmamalıdır. Bu konuda ulaşım otoritesinin genel kurulunda mutlaka söz sahibi olmaları gerekmektedir.

Kentiçi Ulaşım Sistemi ve Altyapılarının Engellilerin İhtiyaçlarını Dikkate Alarak Planlanması Kentiçi ulaşım sistemlerinden  (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve ihtiyaç taşımaktadır. Tüm ulaşım araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Kentiçi ulaşımında ulaştırma sistemlerinden yararlanmanın yanında yaya olarak engellilerin bütün ihtiyaçları dikkate alınarak kent ve kentsel hizmetlerin tasarlanması yapılmalıdır. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “ulaşılabilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “erişilebilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, nasıl ki motorlu taşıtlar yollarını şaşırtmadan gidiyorlar. Her sürücü şu ya da bu şekilde şeridini biliyor ve şeridinden çıkmaması gerektiğini düşünüyor. Kazalar hariç bu bilinç altına gizlenmiş oluyor. Oysa ki yaya trafiğinde durum bu kadar net değildir. Toplu alanlarda kitlesel bir panik anında herkes anında birbirini ezmeye başlıyor. Oysa ki motorlu taşıtlarda olduğu gibi yayalarda da giden ve gelen yayalar sağdan ve soldan yürüseler böyle tuhaf durumlar olmayacak.

Gündem bu kadar doluyken bu kadar teferruat yazmamın nedeni, bu gün yolda yürüyen birisiyle kesişmem oldu. Bu konuyu yine başka bir açıdan ayrıca ele almak üzere esen kalınız.


[1]       DPT; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ulaştırma (Kentiçi Ulaşım) Özel İhtisas Komisyon Raporu. Ankara, 2001, s. 23.

İnsanlar bazen yürürken karşıdan gelen kişiyle kesişirler, her iki kişi aynı yönde hareket ederler birkaç kez aynı yöne gittikten sonra 3. veya 4. seferde yola devam edilebilir. Bu durum hemen hemen, bütün insanların mutlaka yaşamış olduğu bir durumdur.

Tarih içinde insanlar hep bir mükemmelleşme sürecinin içinde olmuşlardır. Dünyaya geldikleri çağlardan beridir hep daha iyiye ve daha mükemmele varmanın arayışı içinde olmuşlardır. Bu mantıkla bakıldığında insanoğlunun evcilleşmesine kentlileşme süreci demiştik.

Bu evcilleşme sürecinde bazı davranışları insanlar toplumdan alır. Bu davranış kalıplarından büyük bir bölümü yaşam içinde taklit edilmek suretiyle öğrenilir. Trafik kurallarına saygı, yayaların da trafik akışına göre (kaldırımdan) yürümeleri, vb. İnsanoğlunu evcilleşmeye iten asıl neden topluluk halinde yaşamasının bir sonucudur.

Topluluk halinde yaşayan ve en temel özelliği düşünme olan insan, bir arada barınma ihtiyaçlarını karşılayarak antik çağlarda olsun bilgi çağında olsun KENTLERİ oluşturmuştur.

Kentte yaşayan bu insanlar birlikte yaşamaları gereği birtakım davranış kalıplarını yönetim ve ticaret kalıplarını ve değerlerini kendileri oluşturmuştur kendiliğinden. Zaman içinde bu oluşum da karşımıza KÜLTÜR kavramını ortaya çıkarmıştır.

Çünkü toprağı ekip biçmek anlamına gelen kültür aslında insanların dünya üzerindeki artı ve eksi katkısıdır. İktisadi tabirle dışsallıklarıdır.

1, Yayaların kaldırımdan yürümesi, 2, Yollara ve yerlere tükürmeme, 4, Araç ve yaya trafiği değerlerine uyma, 8, Kendi özgürlük sınırının diğerinin özgürlük sınırının başladığı yerde bittiği erdemini kabul etme, 9, Sorunlarını barışçı ve hukuksal zeminlerde çözme eğilimleri vb. Kentlilik bilinci uzun zaman süreci içinde kendiliğinden ortaya çıkmış değerleridir.

Kentli insanların beynindeki trafik açık olursa insanların para, mal, ve zaman kaynakları israf edilmemiş olur. Kentlilik kültürü, kette yaşayan insanların öncelikle empatik bir davranış sergilemesini gerektirmektedir.

Kentiçi ulaşım ve trafik konusunda örgün eğitim kurumlarında verilen dersler bizzat branşı trafik olan eğitimciler tarafından verilmeli ve mutlaka bu dersin üçte biri uygulamalı olarak yapılmalıdır. Uygulamalı olarak yapılan dersler kentlilik kültürünün oluşturulmasında ve trafik değerlerinin edinilmesinde son derece önemlidir.

Kentlilik Kültüründe Yaya Trafiği

Yayalar da tıpkı araçlar gibi kendi trafik kurallarına uymaları gerekmektedir. Bu ne demek tabi ki sadece kırmızı ışıkta yayaların geçmemesinden bahsetmiyoruz. Bu zaten bir mecburiyet. Burada söz konusu olan yayaların da yani insan trafiğinin araçlar gibi yolun gidişe göre sağ bloğunu kullanılmaları, yavaş gidenlerin de sağ bloğun sağında hızlı gidenlerin de yine soldan yollarına seri bir şekilde gidebilmesine imkan verilmelidir.

Yaya yollarında gidişe göre sağdan, yavaş gidenlerin de yine gidiş yönünün en sağından gitmeleri yürüyen merdiven veya bantta olanların ise duracaksa sağda konumlanmaları yürüyecek ise soldan yoluna devam etmeleri gerekmektedir.

Gidişe göre sağdan yürümek kalabalık yaya yollarında kaldırımlarda pazar aralarında çok önem taşımaktadır. Aksi durumda insanlar sürekli araçlar gibi birbirine çarpıp durmaktadır. Bu açıdan yaya trafiği bilinci, kentlilik bilincinin değer yargısı haline gelmelidir. Ancak böyle bir ortamda ne yaya çarpışmaları ne yürüyen merdiven tıkanıklığı meydana gelecektir.

Kaldırım, Refüj; Ayrım Bantları ve Kentlilik Kültürü

Refüjler ve kaldırımlar yayalar ile araçlar veya yönleri farklı olan araçları birbirinden ayırmak amacıyla kullanılan, aynı zamanda ulaşım araçlarının eksi dışsallıklarını artıya çevirmek için yeşillendirilerek kent estetiği kapsamında kullanılan bir dokudur.

Bu yapılar kentte yaşayan insanlar tarafından kentlilik bilincini taşımayanlar,  hor kullanılmakta ve tahrip edilmektedir. Yolcu bilgilendime trafik uyarı tabelalarında olduğu gibi kaldırım taşlarının bile yerlerinden sökülerek alındığı görülmektedir.

Engellilerin Kentiçi Araçlı ve Yaya Trafiği ve Kentlilik Kültürü

Kentte yaşayan her on kişiden biri engellilerdir. Bu açıdan kentiçi ulaşım sistemlerinin altyapısından, orer yönetimine, konumlandırmadan, iç dizayna kadar bütün alanlarda engellileri düşünme zorunlu olmalıdır. Kentsel hizmetlerden toplu ulaşım, (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve gereklilik taşımaktadır. Tüm toplu taşıma araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Toplu taşıma kolaylıkları ile birlikte yerel yönetimler tarafından yapılan tüm mekansal uygulamaların (parklar, kültürel, sosyal, sportif tesislerin, iletişim altyapısı ve tesislerinin) de engellilerin bağımsız olarak kullanımına uygun yapılandırılması gereklidir. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.[1]

Bu konuda kentin yönetiminde mutlaka engelli bir veya birkaç kişinin bulunması gerekmektedir. Çünkü bütün kentsel hizmetlerde özellikle zamanla ayrılmaz bir bütün olan engellilerin ulaşım ihtiyacının karşılanması, bürokrasideki bir kısım yöneticilerin veya icracıların iki dudakları arasındaki (varsa) empati duygusuna bırakılmamalıdır. Bu konuda ulaşım otoritesinin genel kurulunda mutlaka söz sahibi olmaları gerekmektedir.

Kentiçi Ulaşım Sistemi ve Altyapılarının Engellilerin İhtiyaçlarını Dikkate Alarak Planlanması Kentiçi ulaşım sistemlerinden  (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve ihtiyaç taşımaktadır. Tüm ulaşım araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Kentiçi ulaşımında ulaştırma sistemlerinden yararlanmanın yanında yaya olarak engellilerin bütün ihtiyaçları dikkate alınarak kent ve kentsel hizmetlerin tasarlanması yapılmalıdır. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “ulaşılabilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “erişilebilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, nasıl ki motorlu taşıtlar yollarını şaşırtmadan gidiyorlar. Her sürücü şu ya da bu şekilde şeridini biliyor ve şeridinden çıkmaması gerektiğini düşünüyor. Kazalar hariç bu bilinç altına gizlenmiş oluyor. Oysa ki yaya trafiğinde durum bu kadar net değildir. Toplu alanlarda kitlesel bir panik anında herkes anında birbirini ezmeye başlıyor. Oysa ki motorlu taşıtlarda olduğu gibi yayalarda da giden ve gelen yayalar sağdan ve soldan yürüseler böyle tuhaf durumlar olmayacak.

Gündem bu kadar doluyken bu kadar teferruat yazmamın nedeni, bu gün yolda yürüyen birisiyle kesişmem oldu. Bu konuyu yine başka bir açıdan ayrıca ele almak üzere esen kalınız.


[1]       DPT; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ulaştırma (Kentiçi Ulaşım) Özel İhtisas Komisyon Raporu. Ankara, 2001, s. 23.

İnsanlar bazen yürürken karşıdan gelen kişiyle kesişirler, her iki kişi aynı yönde hareket ederler birkaç kez aynı yöne gittikten sonra 3. veya 4. seferde yola devam edilebilir. Bu durum hemen hemen, bütün insanların mutlaka yaşamış olduğu bir durumdur.

Tarih içinde insanlar hep bir mükemmelleşme sürecinin içinde olmuşlardır. Dünyaya geldikleri çağlardan beridir hep daha iyiye ve daha mükemmele varmanın arayışı içinde olmuşlardır. Bu mantıkla bakıldığında insanoğlunun evcilleşmesine kentlileşme süreci demiştik.

Bu evcilleşme sürecinde bazı davranışları insanlar toplumdan alır. Bu davranış kalıplarından büyük bir bölümü yaşam içinde taklit edilmek suretiyle öğrenilir. Trafik kurallarına saygı, yayaların da trafik akışına göre (kaldırımdan) yürümeleri, vb. İnsanoğlunu evcilleşmeye iten asıl neden topluluk halinde yaşamasının bir sonucudur.

Topluluk halinde yaşayan ve en temel özelliği düşünme olan insan, bir arada barınma ihtiyaçlarını karşılayarak antik çağlarda olsun bilgi çağında olsun KENTLERİ oluşturmuştur.

Kentte yaşayan bu insanlar birlikte yaşamaları gereği birtakım davranış kalıplarını yönetim ve ticaret kalıplarını ve değerlerini kendileri oluşturmuştur kendiliğinden. Zaman içinde bu oluşum da karşımıza KÜLTÜR kavramını ortaya çıkarmıştır.

Çünkü toprağı ekip biçmek anlamına gelen kültür aslında insanların dünya üzerindeki artı ve eksi katkısıdır. İktisadi tabirle dışsallıklarıdır.

1, Yayaların kaldırımdan yürümesi, 2, Yollara ve yerlere tükürmeme, 4, Araç ve yaya trafiği değerlerine uyma, 8, Kendi özgürlük sınırının diğerinin özgürlük sınırının başladığı yerde bittiği erdemini kabul etme, 9, Sorunlarını barışçı ve hukuksal zeminlerde çözme eğilimleri vb. Kentlilik bilinci uzun zaman süreci içinde kendiliğinden ortaya çıkmış değerleridir.

Kentli insanların beynindeki trafik açık olursa insanların para, mal, ve zaman kaynakları israf edilmemiş olur. Kentlilik kültürü, kette yaşayan insanların öncelikle empatik bir davranış sergilemesini gerektirmektedir.

Kentiçi ulaşım ve trafik konusunda örgün eğitim kurumlarında verilen dersler bizzat branşı trafik olan eğitimciler tarafından verilmeli ve mutlaka bu dersin üçte biri uygulamalı olarak yapılmalıdır. Uygulamalı olarak yapılan dersler kentlilik kültürünün oluşturulmasında ve trafik değerlerinin edinilmesinde son derece önemlidir.

Kentlilik Kültüründe Yaya Trafiği

Yayalar da tıpkı araçlar gibi kendi trafik kurallarına uymaları gerekmektedir. Bu ne demek tabi ki sadece kırmızı ışıkta yayaların geçmemesinden bahsetmiyoruz. Bu zaten bir mecburiyet. Burada söz konusu olan yayaların da yani insan trafiğinin araçlar gibi yolun gidişe göre sağ bloğunu kullanılmaları, yavaş gidenlerin de sağ bloğun sağında hızlı gidenlerin de yine soldan yollarına seri bir şekilde gidebilmesine imkan verilmelidir.

Yaya yollarında gidişe göre sağdan, yavaş gidenlerin de yine gidiş yönünün en sağından gitmeleri yürüyen merdiven veya bantta olanların ise duracaksa sağda konumlanmaları yürüyecek ise soldan yoluna devam etmeleri gerekmektedir.

Gidişe göre sağdan yürümek kalabalık yaya yollarında kaldırımlarda pazar aralarında çok önem taşımaktadır. Aksi durumda insanlar sürekli araçlar gibi birbirine çarpıp durmaktadır. Bu açıdan yaya trafiği bilinci, kentlilik bilincinin değer yargısı haline gelmelidir. Ancak böyle bir ortamda ne yaya çarpışmaları ne yürüyen merdiven tıkanıklığı meydana gelecektir.

Kaldırım, Refüj; Ayrım Bantları ve Kentlilik Kültürü

Refüjler ve kaldırımlar yayalar ile araçlar veya yönleri farklı olan araçları birbirinden ayırmak amacıyla kullanılan, aynı zamanda ulaşım araçlarının eksi dışsallıklarını artıya çevirmek için yeşillendirilerek kent estetiği kapsamında kullanılan bir dokudur.

Bu yapılar kentte yaşayan insanlar tarafından kentlilik bilincini taşımayanlar,  hor kullanılmakta ve tahrip edilmektedir. Yolcu bilgilendime trafik uyarı tabelalarında olduğu gibi kaldırım taşlarının bile yerlerinden sökülerek alındığı görülmektedir.

Engellilerin Kentiçi Araçlı ve Yaya Trafiği ve Kentlilik Kültürü

Kentte yaşayan her on kişiden biri engellilerdir. Bu açıdan kentiçi ulaşım sistemlerinin altyapısından, orer yönetimine, konumlandırmadan, iç dizayna kadar bütün alanlarda engellileri düşünme zorunlu olmalıdır. Kentsel hizmetlerden toplu ulaşım, (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve gereklilik taşımaktadır. Tüm toplu taşıma araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Toplu taşıma kolaylıkları ile birlikte yerel yönetimler tarafından yapılan tüm mekansal uygulamaların (parklar, kültürel, sosyal, sportif tesislerin, iletişim altyapısı ve tesislerinin) de engellilerin bağımsız olarak kullanımına uygun yapılandırılması gereklidir. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.[1]

Bu konuda kentin yönetiminde mutlaka engelli bir veya birkaç kişinin bulunması gerekmektedir. Çünkü bütün kentsel hizmetlerde özellikle zamanla ayrılmaz bir bütün olan engellilerin ulaşım ihtiyacının karşılanması, bürokrasideki bir kısım yöneticilerin veya icracıların iki dudakları arasındaki (varsa) empati duygusuna bırakılmamalıdır. Bu konuda ulaşım otoritesinin genel kurulunda mutlaka söz sahibi olmaları gerekmektedir.

Kentiçi Ulaşım Sistemi ve Altyapılarının Engellilerin İhtiyaçlarını Dikkate Alarak Planlanması Kentiçi ulaşım sistemlerinden  (otobüs,  raylı taşıma sistemleri, deniz taşımacılığı v.b.) hareketliliği sağlaması açısından özürlüler ve diğer engelliler için farklı bir önem ve ihtiyaç taşımaktadır. Tüm ulaşım araçlarının, altyapısının  ve tesislerinin özürlülerin bağımsız kullanımına yönelik olarak hizmete sunularak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Kentiçi ulaşımında ulaştırma sistemlerinden yararlanmanın yanında yaya olarak engellilerin bütün ihtiyaçları dikkate alınarak kent ve kentsel hizmetlerin tasarlanması yapılmalıdır. Özellikle taşıt trafiği kent merkezinden uzaklaştırılarak, kentiçi ulaşımda yaya dolaşımına ağırlık verilmeli; yaya bölgeleri engelliler dahil tüm kullanıcılar için erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır.Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “ulaşılabilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Engellilerin kentsel mekanları bağımsız olarak kullanabilmesi için öncelikle mevcut fiziksel  çevrede gerekli düzenlemelerin yapılması, yeni yapılaşan alanların ise “erişilebilirlik” ilkesi doğrultusunda düzenlenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, nasıl ki motorlu taşıtlar yollarını şaşırtmadan gidiyorlar. Her sürücü şu ya da bu şekilde şeridini biliyor ve şeridinden çıkmaması gerektiğini düşünüyor. Kazalar hariç bu bilinç altına gizlenmiş oluyor. Oysa ki yaya trafiğinde durum bu kadar net değildir. Toplu alanlarda kitlesel bir panik anında herkes anında birbirini ezmeye başlıyor. Oysa ki motorlu taşıtlarda olduğu gibi yayalarda da giden ve gelen yayalar sağdan ve soldan yürüseler böyle tuhaf durumlar olmayacak.

Gündem bu kadar doluyken bu kadar teferruat yazmamın nedeni, bu gün yolda yürüyen birisiyle kesişmem oldu. Bu konuyu yine başka bir açıdan ayrıca ele almak üzere esen kalınız.


[1]       DPT; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Ulaştırma (Kentiçi Ulaşım) Özel İhtisas Komisyon Raporu. Ankara, 2001, s. 23.

Paylaş
Etiketler: bilinçlenmeKentkentiçi ulaşımkentlikentliliktoplumyönetim
Önceki Yazı

Yaşasın Darbemiz!

Sonraki Yazı

Papaz Her Zaman Pilav Yemez

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Papaz Her Zaman Pilav Yemez

Yorumlar 1

  1. Engelliler Platformu says:
    16 yıl önce

    Özürlüler yasası gereği 7 yıl içerisinde kentler engellilerin erişimine uygun hale getirilecekti. Aradan gecen bunca zaman zarfında bir arpa boyu yol alınamadı.
    Diyeceğim odur ki ne çıkan yasalar, yönetmelikler hepsi lafı güzaf.
    Samimiyet önemli bu samimiyeti malasef etkili ve yetkili kişilerde göremiyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap