Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Arzu KÖK

Daha Bitmedi

Arzu KÖK Yazar Arzu KÖK
09 Mayıs 2017
Arzu KÖK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Anayasa değişikliği için yapılan referandum sonucunda  oy kullananların %51.4’ü “EVET”; %48.6’sı “HAYIR” dedi(!). Sonuç itibariyle Anayasa Değişikliğine “EVET” diyenlerin sayısı daha fazla olduğundan anayasa değişikliği kabul edilmiş oluyor. Ancak hukuken salt çoğunluğun yarıdan bir fazla olduğu dikkate alındığında, sonuç net ve açık. Peki bu yeterli mi?

Anayasa bizlere hep toplumsal uzlaşı metinleri olarak tanımlandı. Oysa karşımıza çıkan tablo oldukça kritik bir seviyede. Diğer bir deyişle; ortalama olarak her iki kişiden birinin hayır dediği bir referandum sonucu ile bir ülkenin yönetim sistemini değiştirmek  ne derece doğrudur sizce? Burada toplumun anlamlı ve ciddi bir değişiklik talebinden bahsetmek mümkün mü?
Sürekli 1982 anayasasının bir darbe anayasası olduğu ve değiştirilmesi gerektiği, bu nedenle bu girişimde bulunulduğu söylendi. Peki değiştirilmesi istenen darbe anayasası, getirilmek istenen de toplumsal uzlaşı ile hazırlanan bir anayasa ise; yaklaşık olarak her iki kişiden birinin hayır dediği bir sistemde uzlaşıdan bahsedebilir miyiz?
Hayır diyerenler bunun mücadelesini veriyor şimdi. Doğrusu da bu. Yalnız bilinmesi gereken bir şey var ki bu bir sonuç değil, başlangıçtır. Çünkü ortada bir zafer varsa, o da “hayır”ın zaferidir.
Zafer tek bir sonucu olan, tek yönlü değerlendirilebilecek bir olgu değildir. Türkiye için hayati bir önem taşıyan –demokratik olmayan bir yönetim sistemini değiştirmek için oylanmış bir anayasadan öte- toplum olarak geleceğimizle ilgili çok önemli bir karar oylandı.

Dolayısıyla herhangi bir kazanımdan söz edeceksek; sonucu basit bir matematik hesabı gibi görmekten öte, ona çok yönlü ve kapsamlı bir değerlendirme olarak yaklaşmak gerekir. Kimin kazandığı bu değerlendirme sonucunda ortaya çıkacaktır ve kazanımın durağan bir olgu olmadığını düşünürsek süreklileşebilmesi de bu değerlendirmeye oldukça bağlıdır.

“Hayır, biz kazandık” söylemini basit bir ajitatif söylemin ötesine taşımak istiyorsak eğer; ‘Hayır’ın bu referandumdan nasıl kazanımla çıktığı, neler kazandığı, kazanımlarını nereye ve nasıl taşıması gerektiği ile ilgili soruların cevaplarını aramakla başlayabiliriz.

Asıl mücadele şimdi başlıyor.

Referanduma OHAL koşullarında gidildi. Devletin bütün imkânları elinde olan “evet”çiler ile iki eli, iki ayağı ve bir de ağzı olan “hayır”cılar arasındaki “eşitlik” asla yoktu. ‘Hayır’cıların elinde neşe, inat, irade ve umuttan başka bir şey yoktu. Diğerlerinin elinde ise ordu, polis, medya, devlet hazinesi vardı. Tüm bu imkânsızlıklara rağmen “hayır” çalışmaları yapanlar, devletin baskısı ve devletin yoğun bir manipülasyonuyla karşı karşıya kaldı. Ancak gördüler ki; her türlü imkânsızlığa rağmen, bu kadar saldırıya ve baskıya rağmen giderek ‘hayır’ meşrulaşmaya ve kitleselleşmeye başladı. Bu sefer de ülkenin dört bir yanında “huzur operasyonları” adı altında “hayır” mücadelesi veren örgütlü, örgütsüz yüzlerce insanı; ev ve kurum baskınları, gözaltılar ve tutuklamalarla yıldırmaya çalıştılar. Yetmedi, terör örgütü suçlamaları, “PKK, DAEŞ ‘hayır’ diyor” açıklamaları, “Bunun bir de ahireti var” söylemleri… Böylece ‘evet’i savunmak yerine ‘hayır’ı şeytanlaştırdılar.

Buna karşılık ‘hayır’ cephesi; kadınların, işçilerin, inançların, direnen halkların, gençlerin neşesiyle Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. Bazen bir şarkı dizesinde, bazen duvara yazılmış bir “hayır” sözüyle, bazen de “orantısız zeka” örneği dediğimiz komik görseller ve videolarla… Neşeli ve mutluydu “hayır”ı örgütleyenler; onlar gergin, tehditkâr ve panik halindeydiler. Neşeyi örgütleme pratiği her zaman başarıyı getirmemiş midir?

Öncelikle, referandum “resmi” sonuçları ne derse desin, bu sonuçlara devletin bütün imkânlarını kullanarak hile karıştırdıklarını, “hayır”ın resmi olmayan ama gerçek sonuçlara göre kesinlikle kazandığını unutmayalım. Ancak eğer sadece bu kazanımın farkında olur, arka planda yarattığımız atmosferin asıl kazanımlarını görmezden gelirsek, hata yaparız.

Cüret etmeyi öğrendiğimiz gerçekliği gibi. Evet, milyonlarca insan onlarca tehdide rağmen iktidarın karşısına dikilmeye cüret etti ve devam ediyor. Sandığa gidip oy kullanmayan, çoğu zaman oyunun ne olduğunu bile söylemekten çekinen bir halk; bunu söylemeyi bir kenara bırakın, örgütlenmeyi öğrendi. Devletin zora dayalı aygıtlarına karşın bir korku eşiği aşıldı. Düşünün, her gün haberlerde kendinize yapılan hakaretleri ve tehditleri dinlediniz ama vız geldi tırıs geçti.

Bir arada durulabildiği zaman nelerin başarılabileceğini; farklılıkların bizleri ayıran değil mücadeleyi renklendiren dinamikler olabileceğini öğrenmiş olduk. Sokağa çıkıldığı an binlerce, milyonlarca insan olduğumuzu ve asla yalnız olmadığımızı gördük. Başka bir dünyanın var olabileceğini ve inatla mücadele etmeye ve direnmeye devam ettiğimizde bunun kazanılabileceğini gördük. Kısacası çok fazla şey öğrendik.

Şimdi yapılması gereken öncelikle bizi çekmeye çalıştığı normalleştirme tuzağına düşmeden; yapılan bütün hile ve usulsüzlük yöntemlerinin hesabı, hukuk kuralları dışına çıkılmadan hesap sorulmalıdır. “Hayır”ın kazandığı gerçekliğini her yerde savunmalı ve asla referandumun hileli “evet” sonucunu kabul etmemeliyiz. Onların yalanlarından bile kızarmayan suratlarına; bütün hilelerini açığa çıkararak bunu yüzlerine vurmalıyız.

Bunun için gereken bütün hukuki yöntemleri kullandığımız gibi; referandum öncesi ve sonrası yaptığımız ve en önemli silahımız olan neşemizi ve orantısız zekâyı kullanmayı bırakmamalıyız. Bu mücadelenin daha uzun soluklu olması için unutulmamalıdır ki bu yola artık yeniden bir nefes alabileceğimiz Türkiye gerçekliği yaratmak adına çıktığımızdır.

Bu anlamda bugün kurulmaya başlanılan “Hayır Meclisleri” doğru bir şekilde kapsayıcılığı ve kolektif duruşunu devam ettirip bir dönemin ‘Kuva-i Milliye’si benzeri “Halk Meclisleri” haline neden gelmesin? Tabii bu Halk Meclisleri; demokratik devrim dinamiklerini kapsayan, bu dinamiklerin kendi gücünü açığa çıkaran, o gücü doğru zamanda doğru hedefe yönlendirebilen karar mekanizmaları olmalıdır.

Böylece bu meclisler yaygınlaşarak, her mahallede, ilçede ve ilde örgütlenerek bir güç alanı oluşturacak, son referandumda ortaya çıkan kent ile kırsal arasındaki uçurumu ortadan kaldıracak ve bu güç alanı kendisini iktidara taşıyabilecek bir düzeye sıçrayacaktır.

Nasıl ki bir dönem Kuva-i Milliye, normal zamanda bir araya gelemeyecek yüzlerce farklı nitelikte insanı bir araya getirebilmiş, ortak hedefe kilitleyebilmiş ve o hedef doğrultusunda organize edebilmiş ise “Hayır Meclis”lerinin bunu yeniden yapma ve başarma şansı doğmuştur.

Gerçekliğin içerisindeki imkânları bulup açığa çıkarmak, gerçekliğin sınırlarına bunu taşıyarak o sınırları genişletmenin ne demek olduğunu aslında bu süreçte öğrendik diye düşünüyorum.

Referanduma giderken kazanılanların kaybedilmemesi, özgür demokratik bir ülke olabilmek için yola çıkmıştık. Ve aslında kazandık da. Ancak artık elde ettiğimiz kazanımların süreklileşmesi ve hedeflerin büyümesi, büyütülmesi gerekmektedir. Kadınların, gençlerin, inançların demokratik iktidarını yeniden kurmak için, özgürlük, barış ve emeğin iktidarını kurmak için artık bir karar verilmeli ve başlanmalı, değil mi? Daha ne duruyorsunuz?…

Paylaş
Etiketler: anayasa değişikliğiDAEŞDaha Bitmedi - Arzu KÖKHayır Meclislerikuvayı milliyeohalpkkreferandumŞair-Yazar_Eğitimci Arzu KÖKtürkiye
Önceki Yazı

Motivasyon Ekibi ve İMKB’de Hıdrellez Coşkusu

Sonraki Yazı

Sayın Kılıçdaroğluna Açık Mektup

Arzu KÖK

Arzu KÖK

İlişkili Yazılar

Arzu KÖK

Kökleri Unutmak.

07 Aralık 2021
5k
Anı / Günce

Kökleri Unutmak…

11 Eylül 2021
5k
Arzu KÖK

Gençlerden Mesaj!

18 Mayıs 2021
5k
Arzu KÖK

Şaşırmak…

09 Mayıs 2021
5k
Sonraki Yazı

Sayın Kılıçdaroğluna Açık Mektup

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap