Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Vesayet Demokrasisi – II

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
09 Mart 2009
Halil DAĞ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sosyolojide çok iyi bilinen ihtiyaçlar hiyerarşisine (Maslow’un formüle ettiği İhtiyaçlar Hiyerarşisi) göre;

Birincil ve temel yani karşılanmadığında ölümcül sonuçları olan ihtiyaçlarını (yemek, su gibi fizyolojik ve zorunlu ihtiyaçlar) karşılayamayan bireylerin biyolojik gerekliliği daha az olan ikincil yada üçüncül ihtiyaçları ile ilgili planlar yapması mümkün değildir.

2000–2001 yıllarında Türkiye’nin zorla içine sürüklendiği krizin ardından “istikrar” olarak topluma sunulan iktidar ve onları hep desteklemiş olan uluslar arası çevreler ülke içindeki iktidarlarını hep bu yokluk ve çaresizlikle beslediler.

İktidar da bu çerçevede topluma “size istikrar getirdik, bu iktidardan vazgeçerseniz yine krize girersiniz” tehdidini yapmaktan hiçbir zaman çekinmemiştir. Buna bağlı olarak da mevcut iktidar meydanlardaki miting retoriğinin göbeğine her zaman için “istikrar” kelimesini oturtmaya özen göstermiştir. Çünkü istikrar kaygısının arka planındaki tehlikelerin bireyin ve toplumun bilinçaltında ne gibi derin yaralar açtığının bilincinde olan iktidar bu kozu, arkasındaki uluslar arası sermaye desteğine de güvenerek ileri sürmekten asla çekinmemiştir.

Bu endişeyi en derini ile yaşayan bireyler de tercihleri ile ilgili açıklama yaparken bu önermelerin geçerliliğini kanıtlayacak açıklamalar getirmektedir. Açıkçası seçmenin tercihine ilişkin izahatı bu çaresizlik psikolojisinin ne denli etkili olduğunu ispatlamaktadır.

Seçmenin bu davranışının arka planında dağıtılan sadakaların da önemli bir etkisi vardır. Çünkü krizlerle elindeki varlığı gittikçe eriyen insanlar en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun bir şekilde bu “sadakaya sadakat” sınavından geçmektedir.

Aslında Türk seçmeni oldukça rasyonel bir davranış sergilemektedir.

Çünkü bir insanın yaşamak için zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamadıkça erdem gerektiren ve belirli bir derinliği olan davranış ve düşünceleri sergilemesi mümkün değildir. Bu çerçevede Türk seçmeni de –kendince- yaşamasını garanti altına alacak olan güce daha sıkı sarılmakta gittikçe onun fanatiği olmaktadır. Yaşadığı korkular onda o tutunduğu dalın da kopması halinde yaşamanın imkânsızlığı endişesine neden olmaktadır. Bu korku ve korkunun devamı için üretilen politikalar insanların bilinçaltında derin bir bağlılık ve tapınma güdüsü yaratmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla insan psikolojisinde bireyin kimliği silikleştikçe tapınılan kişinin hâkimiyeti belirginleşir ve ortaya bir tapınma süreci çıkar. Bu kişilik kaybolması ve yarattığı tapınma arzusu ile inkarı mümkün olmayan bir kesin inançlılar sürüsü doğar zaman içinde. Bu kesin inançlılığın ürettiği tek değer ise kalın bir çizginin beri tarafında asla sorgulanmayan tapınılacak şeyler ve çizginin öteki tarafında ise asla kabul edilemeyecek olan öteki şeylerdir.

Günümüzde Türk toplumu eğitimli eğitimsiz kusursuz bir kesin inançlılık profili sergilemeye başlamıştır. Ve korkular derinleştikçe bu çizgi daha da kalınlaşmakta ve çizginin öbür tarafına karşı yıkıcı arzular daha da belirginleşmektedir.

Yeni bir seçime giderken yine korkular üzerinden siyaset üretilmekte ve ülkenin yeni gelecekleri de ödünç olarak istenmektedir.Buna yanaşmayanlara ise seçecekleri kişilerin Ankara ile iyi geçinemeyeceği gerekçe gösterilerek onların projelerinin mali destekten yoksun kalacağı ikaz edilmekte ve yiyorsa oyunuzu başka partiye verin denmektedir.

Örnekler:

1-Adalet Bakanının Antalya konuşması (Daha önceki yazılarımdan birinde ele aldığım sözler),

2- Bir milletvekilinin adalet bakanından daha açık ifadelerle aynı şeyleri söylemesi,

3- Devlet Bakanı Murat Başeskioğlu’nun adalet bakanını aratmayan sözleri ve daha başka birçok kişinin kulis çalışmalarında söylediği sözler.

Bütün bunlar seçmen iradesine ipotek koymanın onların iradesini bir vesayet altına almanın anayasal suç teşkil eden örnekleridir.İşte bu yüzden elzemliğine ısrarla vurgu yapılan mevcut demokrasinin aslında bir vesayet demokrasisi olduğunu ileri sürmeyi daha mantıklı ve doğru buluyorum.

Hele bir de manipülasyonlarla teşekkül etmiş bir meclisin “yasama fetişizmine” sırtını dayayarak devleti kökünden değiştirme güç ve yetkisini kendisinden görmesini hesaba katınca halk tarafından seçilen ama halkı aciz düşürmekten başka hüneri olmayan bir meclisin ürettiği demokrasi olsa olsa vesayet demokrasisidir.

Çünkü ortada toplumun doğası ve ruhuna aykırı amaçları olan ama toplumu kendine tapındırmayı becerebilen toplumun iradesi üzerindeki vesayetini kendi özel çıkarları için kullanan ve buna da demokrasi diyen bir yönetim ortada varken bu yönetimin adı ancak bu şekilde konabilir.

Çünkü baştan beri izahına çalıştığımız durum; insan idrak ve iradesini inkar edilemez bir baskı altında tutarak söz konusu kişilerin hür irade denen ve kendi “kendilik değerleri” ile örtüşen gerçek tercihlerini ortaya koymasının önüne geçmektedir. Bu bağlamda kendilik değeri önemli ölçüde kesintiye uğrayan bireyler kendi bireysel kimliklerini ister istemez yeni değerlerle ikame etmekte ve yaşadıkları kendilik kesintisinin yarattığı öfkeyi özellikle “taraf” medyanın işareti ile ve bir linç psikolojisi şeklinde belirli yerleşik değerlere yöneltmektedirler.

Bireylerdeki bu öfke yönelimi ise toplumsal değişim için sabırsızlananlara yeni ufuklar açarken Türk seçmeni yaşadığı yokluğun ve çaresizliğin yarattığı yeni bağlılık yeminleri ve kesin inançla, içindeki boşluğu dolduran yeni mitleriyle yine yeni bir sandığın başına yeni tanrısına sadakatini sunmak için gidiyor.Devlete ve millete ve de BOP’a hayırlı olsun.

Bitti

Paylaş
Önceki Yazı

Malatya Hak Ettiğini Almalı!

Sonraki Yazı

Peygamberimizin Kutlu Doğumu 1438.Yılı

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Peygamberimizin Kutlu Doğumu 1438.Yılı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap