Suriye’de Erdoğan’ın iki çıkmazı var. Suriye sorununda, ABD ile birlikte olursa(ki ikide bir, birlikte Suriye’ye girelim diyor) Amerika ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde Kürt oluşumunu sağlayacak.
Yok eğer, Rusya ile birlikte olursa, Kürdistan oluşumunu engelleyecek, bu durumda da, Suriye’de Esad’ın varlığını kabul etmiş olacak.
Suriye meselesi Türkiye için gelmiş ve yukarıda belirttiğim iki seçenekten birine oturmuştur.
Birinci seçenek, yani Erdoğan’ın Amerika ile birlikte hareket etmesi ve Suriye’nin kuzeyinde, bir küçük Kürdistan kurulması durumunda, ABD Erdoğan’ın ölene kadar iktidarda kalmasına rıza gösterecek.
İkinci seçenekte ise; yani Rusya ile birlikte olup, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürdistan kurulmasına karşı çıkarsa, Türkiye büyük bir huzura kavuşacak.
Eğer Fırat Harekatı İdlip ve Lattakia’ya yönelirse, ki işaretler bu yöndedir. Bu hatlar, Rusya’nın kırmızı çizgisi olduğundan, savaş vekâlet savaşı olmaktan çıkıp, Rusya ve Suriye ile cephe savaşına dönüşecektir.
Bunun anlamı; Türkiye yeniden Amerikan hattına girip, Rusya ile kat ettiği yolu sıfırlamış olacaktır.
Bu durumda Suriye sorunu gittikçe ülkemizin kaderini daha derinden etkilemeye devam edecektir.
Fırat Nehrinin doğusunda kurulacak bir Kürdistan’ı engellemek için, Fırat’ın doğusuna yığınak yapmak gerekir. Suriye derinliklerine ve Batısına doğru yönelmek, Amerika ve haçlılar ile birlik olmak anlamındadır.
Fırat’ın doğusu için sözlü siyaset ile yetinirken, DAEŞ ile silahlı mücadele, Amerika’nın Suriye stratejisinde yer almaktır.
Türkiye halkına ifade edilenlerle, sahadaki uygulamalar, birbirine uyum göstermemektedir.
Suriye’nin derinliklerinde Halep ve Osmanlıcılık vardır. Doğusunda ise, Türkiye’nin güvenliği vardır.
Bakalım kader bizi hangi yolun yolcusu yapacak?
Önümüzde çok zor günler var.
Bülent Esinoğlu
[email protected]
ulusalkanal.com.tr
