Himmetle oluşan…
Binalar, araçlar, bankadaki hesaplar, depodaki mallar.
Menkul, gayrimenkul ne varsa devlet el koyuyor.
Gerekçe; tehdit ve şantajla elde edilme.
“Hizmete himmet” adı altında.
Ondan, bundan toplanmış, koca hazine oluşmuş.
Nasıl bir himmetse…
Bugüne kadar ses çıkaran da olmamış.
Sevindirici yanı;
Hepsi devlete geçiyor, devlet malı olacak.
Millet için kullanılacak, harcanacak.
***
Kalkışmanın haklı faturası sadece tutuklama, gözaltı, görevden alınma, işten el çektirme değil…
Maddi varlıklara da çıkarılıyor.
Hani geçmişte bir kavga yaşanmıştı.
Bir bakan, bir belediye başkanına…
“ Malum yapıya şehir parsel parsel satılmıştır” iddiasında bulunmuştu.
İşte bu iddia kapsamındaki şaibeli şekilde devredilen kamu malı arsa, konut, dükkân veya Milli Emlak’ten tahsis edilene varsa geri alınacak.
Ayrıca…
Kalkışmayı planlayan örgüte yakın şirket ve kişilerin elindekiler de toplanacak.
***
Önceki gün yayınlanan Mili Emlak Tebliği’ne göre; kurum, vakıf, dernek, şirket ve kişilere tahsis veya kiralama yoluyla verilenler iptal edilecek.
Binalardaki mallar, güvenliği alınarak muhafaza edilecek.
Özüyle; bir daha o mallar eski sahiplerine nasip olmayacak!
***
Himmet…
Tarikat sözlüğünde, Allah’ın Salih kullarından maddi ve manevi konularda yardım istemektir.
Himmet, muhtaç kullara verilmek içindir.
Gönüllülüğe dayanır, bazen mahalle baskısıyla inceden zorlanır.
Örneğin…
Bir şehrimizin üniversite hocalarından milyonlarca lira toplanmış.
Rakamla…
Himmet adı altında 8 yılda 19 milyon 250 bin lira.
400 öğretim üyesi her ay 500 er lira himmetine “hizmete” bağışlamış.
Her şer’de bir hayır vardır ya…
Kalkışma sonrasında bu gerçek ortaya çıkıyor, hocalar da himmetten kurtuluyor.
***
Gönül rızası, destekleme veya zorlama, korkutmayla oluşan himmetçiler endişe içinde.
Haklı olarak düşünüyorlar:
“ Sonu ne olacak?”
Belki de ailece panikteler:
“ Bize de sıra gelir mi?”
Gerçek ortada, gelecek meçhul.
Merak edilen diğer konu:
“Burs, adak, zekât, fitre, iftar yemeği himmet sayılır mı?”
Cevap, “evet” olursa…
Eyvah ki eyvah!
*******
