İlginçtir son günlerde gündemi takip etmek gerçekten zor. Köşesini bırakanlar, köşede dolaşan askerler, köşe kapmaca oynayanlar ve en son moda da kozmik köşeler oldu.
Ben bu kadar gündemi hani başka bir ülkede yıllarca tartışılan konularda bile göremiyorum.
Oradaki köşe yazarlarının işi biraz kolay gibime geliyor açıkçası.
Minareler olsun mu? Olmasın mı? Olsunsa kaç metre olsun? Ucuna demir bakırdan mı takılsın? Acaba ileride mahya da ister mi bu minareler?
Güzel yurdum sağ olsun ağız tadıyla bir konuyu masaya yatırmaya bile izin vermiyor. Hani konuyu özümsemek derinine inmek gibi bir şansınız ki, hiç yok gibi.
Dün köşe başında dolaşırken gözaltına alınan asker miydi? Neden oradaydı? Hangi birime bağlıydı? O birim Genelkurmayca biliniyor ve kabul ediliyor muydu?
Yıllarca var diye bildiğimiz JİTEM bile yokmuş Genelkurmay’ca. Gerçekten de şu Matrix olayının bir halisünasyonu galiba.
Zaten neredeyse yıllardır bir noktaya varamayan bir Ergenekon davası var ve bu davadan dolayı asker töhmet altında bırakılmış gibi görünüyor.
Böyle bir atmosferde siz çıkıp da gazetelere suikast iddiasıyla manşet olmak ister misiniz?
Yapacağınız en mantıklı hareket çevrenizdekilere şirin görünmek olacaktır sanırım.
Tamam hadi söylemlerin ve ifadelerin hepsi doğru, internetten indirdiğiniz tüm iddianameler varsayım değil gerçek, peki nereye varacak tüm bu olanlar?
Merakla bir sonuç bekliyorum ve benim gibi düşünenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Ben sonuç adamıyım ve sonuca bakarım. O onun hakkında günlük mü tutmuş, o onu mu fişlemiş beni iddianamelerle boğmayın lütfen bana sonuç gösterin.
Son günlerde moda olsa gerek önce tutuklayıp sonra delil toplamak ki bu biraz garibime gitti. Hukukçu değilim ama biraz bilgimle bu prosedürün böyle olmadığını anlayabilirim.
“Önce alalım sonra sorarız” gibi komik bir söylem var insanlar arasında.
Tüm bu gündem maddelerinin arasında ezilenler var tabi bir de.
Asgari ücret tespit komisyonu en sonunda bir karara vardı ve net ücret belli oldu.
İlgilenenlere günlük yaklaşık 1 TL’lik bir artış oldu ve bunun karşılığındaki zamları söylemeye dilim varmıyor.
Hem zaten bu o kadar büyük bir gündem maddesi değil ki canım ne gerek var. Hesaplamasak da olur.
Bir de yanlış bir kanı var halkımız arasında bunu da buradan belirtmeden geçemeyeceğim. Asgari ücret bir kişinin evet doğru sadece bir kişinin aylık asgari harcamaları için gerekli olan ücret toplamıdır.
Asgari ücretle çalışan bir aile reisinin tüm ev halkı bunun dışında bırakılmıştır. Yani “erkek adam hanımını çalıştırmaz” sözü biraz bu ücretle pek bağdaşmıyor. Evinizdeki herkes çalışacak “alcak-vercek ekonomiye can vercek” öyle boş boş oturmak yok. Çocuk okuldan gelince çantayı bir kenara bırakıp işbaşı yapacak hanım evde para kazanacak, yani tüm hane halkı ekmeğini aslana kaptırmayacak.
Durmak yok yola devam…
Bu söze bayılıyorum. İstanbul trafiğini bilenler bu sözü trafikte söylesinler bakalım.
Söylenecek çok şey var ama sosyal paylaşım sitelerinizdeki tarlanıza veya anlık ileti sayfanızdaki titreşimlere fazla karşı koyamacağız sanırım.
Mutlu günler ve mutlu yıllar…
