Orduspor’da Yaşar Pamuk başkanlığında benimde içerisinde bulunduğum 40 kişilik bir ekip (yönetim, denetim, asil, yedek…) iş başına geldi.
Nefrete uzak sevgiye yakın, sadece sporu konuşmayı çalışmayı ve sportif başarıyı hedef alan bir ekip.
Hayalleri ve idealleri olan, şehre bu idealleri inandırarak birlikte yürümek isteyen önyargısız bir yönetim.
Daha önce de yazdım: Orduspor ilimizin en büyük markasıdır, yaşatılmalıdır, büyütülmelidir, yediden yetmişyediye “herkes için spor” şemsiyesine dönüştürülmelidir. Yeni yönetim bunun için iş başında.
Hata yapan, kamunun 1 lirasına kasteden Allah’ından bulsun, varsa bir yanlış Bağdat’tan döner. Kimseye ön yargımız yok, geçmişle ilgili şaibeleri kuşkuları yeni yönetim sonuna kadar takip edecektir. Hiç kimseden çekincemiz yok. Hiç kimseye de kinimiz yok.
Şehrin yöneticilerine saygımız var, Orduspor’un yanında olsalar da olmasalar da bu böyle, bunu halkımız vicdanında yargılar. Biz sadece işimizi yapmak istiyoruz. Kimsenin adamı değiliz olamayız.
Tek derdimiz var sportif başarı, sporcularımızın ve teknik ekibimizin huzurunu, kafa sakinliğini temin etmek.
Orduspor yönetimi olarak zor bir sürecin içerisindeyiz. Herkes eleştiriyor, sadece eleştirmiyor nefret ifadeleri içeren açıklamalarda var. Bu nefret bize değil ancak bundan hep beraber etkileniyoruz.
Nefret, şiddet, sövgü, yergi, gıybet vb. daha birçok olumsuz durumun varlığı doğru, bunlar bir miktar daha devam edecek, bunu biliyoruz ve bilerekte bu göreve talip olduk.
Ancak kıymetli okurlarım, bunların hepsinin altından kalkacak onlarca formül üzerinde çalışıyoruz. Özetle yazayım: Hazreti Allahın izniyle kesinlikle başaracağız. Önce bu yılı toparlayacak, ardından geçmişe dayalı tüm borçları masaya yatırarak yol haritasını çıkartacak ve adım adım yürüyeceğiz.
Hem geçen sezon hem de geçmişte bir liradan bir milyon liraya yardım eden herkesi baş tacı yapacağız. Orduspor’u sevgi üreten, saygıyı hakim kılan ve ahlaklı sporcu yetiştirip ihraç eden bir yapıya dönüştüreceğiz.
Her şeyin sadece para olmadığını, inanmanın başarmanın yarısı olduğunu, bilgi ve AR-GE’nin geleceği inşa etmek adına ne kadar önemli olduğunu göstereceğiz.
Mali konularda zerre kadar soru işaretine mahal vermeyen bir yapıyı kuracağız.
Geriye ne kalıyor: nefrete dur diyerek bu yolu birlikte yürümeye var mısınız?
Kıymetli okurlarım, “var mısınız ne demek” elbette varız, olmalıyız, bu yolu birlikte yürümeliyiz, 50. Yılımızda yeniden dirilişimizi gerçekleştirmeliyiz. Herkesi bu yürüyüşe katmak için mücadele edecek kadar enerjimiz var. YETERKİ NEFRETE DUR DE…
