İsrail ve FETÖ’nün ortak Sözcü’sü önceki gün “Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in gazetelerine konuştuğunu ve ayrılma sinyali verdiği” haberiyle çıktı.
Mehmet Şimşek, haberin mürekkebi kurumadan,“Bir alışveriş merkezinde tanımadığım bir kişinin ‘efendim bir fotoğraf çektirebilir miyiz’ ricasını kırmayarak resim çektirdim. Kendisinin gazeteci ve Sözcü gazetesinin Ankara temsilcisi olduğunu bilmiyorum. Zira tanımıyorum, oda kendini tanıtmadı. Kendisine demeç de vermedim”diyerek haberi tekzip etti.
Haberin yalan olan tek kısmı Mehmet Şimşek’e atfedilen palavralar değildi.
Zira gazete yalan haberini verirken “İlk kez bir bakan Sözcü’ye konuştu” diye takdim etti.
Oysa bu da yalandı.Devenin tarihi meselesi gibi, bu yalanların neresini düzeltelim.
“Yalandı” diye biz demiyoruz, Sözcü’nün 22 Haziran 2011 tarihli sür manşeti diyor.
Kupürde de gördüğünüz üzere “Devlet Bakanı Faruk Çelik Sözcü’ye konuştu” diye çıkmış Sözcü.
“Hükümeti vuralım, Erdoğan ve Türkiye’yi zafiyete uğratalım da yalan olmuş, doğru olmuş umurumuzda değil” diyorlar.
SÖZCÜ’YE FARUK ÇELİK DEMEÇ VERMİŞTİ
Bu vesileyle Faruk Çelik’in neden Sözcü’ye demeç verdiğini de aktaralım.
Faruk Çelik Devlet Bakanı iken ‘Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ kurulur.
Bakan Çelik’in bu kuruma FETÖ’cüleri almama konusundaki kararlılığı FETÖ lideri Gülen’i kızdırır.
Çünkü Türkiye’nin lobicilik kurumu olan ‘Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ FETÖ için İçişleri, Adalet ve MİT 
kadar önemlidir. Henüz 17/25 Aralık olmamış olsa da Mili Görüş kökenli Çelik FETÖ’nün kötü niyetini bilmektedir.
Dahası o günlerde Çelik’in adı İçişleri Bakanı olarak geçmektedir. İçişleri Bakanı olması durumunda FETÖ’ye göz açtırmayacağını Pensiltenya’daki baş tenya gayet iyi bilmektedir.
Bursa Milletvekili olan Çelik, 2011 seçimde Urfa’dan aday olur ve büyük başarı elde eder.
Bir buçuk ay süren kampanya sonrasında, Urfa’dan kendi ikametgâhı ve eski seçim bölgesi olan Bursa’ya döner.
Bakan Çelik’in Bursa’ya ayak bastığı dakikalarda, dikkat edin saat değil dakikalarda Vali Şehabettin Harput emriyle kardeşi gözaltına alınır.
O günlerde Bursa Valiliğini FETÖ’nün İçişleri Bakanlığı İmamı Şehabettin Harputişgal etmektedir.
Çelik’in İçişleri Bakanı olmasını engellemek için,Bursaspor eski 2’nci Başkanı olan ağabeyi Osman Çelik’e, hesaplarda usulsüzlük iddiasıyla Harput’un talimatıyla operasyon düzenlenir.
FETÖ lideri vali kılığındaki imamı Harput’a emir vermiş; o da emri yerine getirerek Bakan’ın ağabeyine operasyon yapmıştır.
Üstelik operasyon Bakan, Bursa’ya geldiği zamana denk getirilmiştir.
Bir hamleyle sadece Bakan Çelik’in‘Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nda yaptıklarının öcü alınmaz. 17/25 Aralık darbe girişiminde görüldüğü üzere bunlar için İçişleri Bakanlığı son derece önemlidir. Bu sayede aynı zamanda Çelik’in İçişleri Bakanlı olmasını engellemek isterler.
Bakan Çelik de bu hususta, Fehmi Koru’nun 24 Nisan 2010 tarihindeki yazısında FETÖ tarafından kurulduğunu yazdığı, Sözcü’ye demeç verir.
Sözcü’nün amacı Bakan’ı zaaf içinde yakalamaktır ama Çelik Sözcü’ye istediklerini vermez. Operasyonun siyasi olduğunu ve amacının da kendisini lekelemek olduğunu söyler.
SÖZCÜ’YÜ FETÖ KURDU
Salih Tuna dünkü yazısında Fehmi Koru’nun Sözcü gazetesi hakkındaki yazdıklarını hatırlatmış.
Koru,Yeni Şafak‘taki Taha Kıvanç mahlasıyla yazdığı “Öğrenciliği cemaat evlerinde geçmiş…” başlıklı yazısındaşunları yazar:
“Ayrılanlar Sözcü’ye mi gider? Herhalde… Cemaat’in aklına bir kez daha hayranlık duymama sebep olan bir proje ‘Sözcü’… Öğrenciliği Cemaat evlerinde geçmiş sahibi görünen delikanlıya buradan şapka çıkarıyorum. Bulundukları yerde ‘ileri giden’ yazarlar için bir sığınak gibi ‘Sözcü’ gazetesi; 150 bin civarında satışıyla para bile kazandırıyor olmalı. Muhalefetini de yakın kontrol altında tutacaksın, neme lâzım!”
Fehmi Koru, 26 Mart 2012 tarihli Star gazetesindeki yazısında ise “Turgut Özal’ın rahle-i tedrisinden geçmiş Ertuğrul Akbay ile yurtdışındaki ‘cemaat’ evlerinde yetişmiş genç Burak Akbay, en kıyıcı kalemleri topladığı gazeteleriyle iktidara göz açtırmaz gibi görünseler de, Sözcü’nün işlevi bence en samimi iktidar yanlısı gazete kadar önemli” der ve Sabahattin Önkibar’ın Truva atı olduğu iddiasıyla Gülen’in talimatıyla Sözü’denkovulduğunu yazar.
Görüldüğü üzere mesele gayet açık.
Yalan bunların yegâne gıdası.
