Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Arzu KÖK

Annelik

Arzu KÖK Yazar Arzu KÖK
09 Mayıs 2016
Arzu KÖK
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş


 “Dünyanın neresinde olursa olsun annelik evrenseldir ve dünyanın en zor mesleğidir.” Ne kadar klasikleşmiş bir cümledir değil mi bu. Her yerde duyarız; siyasi söylemlerde, dini fetvalarda, okulda, sokakta… Anneliğin siyasetler

dışı ve üstü gösterilmeye çalışılmasının özeti gibidir bu önerme. Oysa annelik yaşantısı, gösterilmeye çalışılanın aksine, son derece politiktir ama bunu ne görmek isterler ne de görülsün isterler.

Her ideolojinin kendine ve ihtiyaçlarına göre bir annelik tanımı ve yaşantısı vardır.  Kadınlık kimliğinin biyolojik olduğu söylenerek, kadınların ezildikleri olgusunu fark etmeleri yerine kanıksamaları ve doğallaştırmalarının amaçlandığı gibi, anneliğin de doğal ve evrensel bir süreç olduğu vurgulanarak, de bu kez annelik üzerinden yaşadıkları ezilme durumunun “doğallaştırılması” amaçlanıyor. Çünkü buna ikna olunduğunda çocukların bakımından sorumlu tek kişinin kadın olduğuna da ikna olunacaktır. Bu düşünce, her kadının anne olduğu düşüncesine de içkin olduğu için, hem anne olan hem de olmayan/olamayan kadını baskı altına alabilmek kolaylaşmış oluyor böylece.  

Annelik, kadının ekonomik olarak içinde bulunduğu sınıfa, etnik kimliğe, kültürüne, siyasi görüşüne, ebeveynlerin çocuk yetiştirmeye ilişkin görüşlerine vs. pek çok şeye göre değişir. Durum böyleyken anneliğin, sosyo-ekonomik, siyasi ve ideolojik sistemlerin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği yadsınabilir mi? Anneliğin doğal ve evrensel olduğu kabul edildiğinde ise, kadının annelik dışındaki varlığı -cinselliği, siyasi mücadelesi, iş hayatı vs.- da kolaylıkla yok sayılabilir. Ya da bu varlık, ancak ev işlerinin, çocuk bakımının, kocasının ve kendi ailesinin ihtiyaçlarını yetkinlikle karşılamasıyla, yani son dönemde sık duyduğumuz üzere “süper anne”, “makbul anne” olmasıyla kabul görür.

Ama bu öyle bir kabuldür ki, anne her şeyi en iyi şekilde yapsa ya da yapmaya çalışsa da, yaptığı veya yapmadığı her şey, onda suçluluk duygusu yaratır. Kadın hiçbir zaman tatmin olamaz. Annelik, yaşamın her anını kaplayan büyük bir suçluluk duygusuyla yaşamaya dönüşür. Çocuğun yediği yemediği her şey, giydiği giymediği her giysi, konuştuğu konuşmadığı her söz, yaptığı yapmadığı her şey annenin başarı ve başarısızlık hanesine yazılır. Evli anneler bunlarla boğuşurken, bekâr anneler ise bunlara ek olarak, boşanmanın “mağduru” çocukları için yeterli fedakârlığı yapmadıklarından, onları “mutlu bir yuva”da büyütemeyeceklerinden ötürü kendilerini suçlu hissederler. Daha doğrusu, öyle hissetmeye zorlanırlar. Tek sorumlu yine annedir: Kocasını ya “eğitememiş”, ya “idare edememiş”, “alttan alamamış”, “sessiz kalmayı başaramamış”, “içkisi kumarı dayağı olmayan kocasının kıymetini bilememiş”, kısacası “kadın olup da elinde tutamamıştır”.

Kadını bir kez anneliğin “evrensel doğası”na ikna ettikten sonra, onun üzerinde otorite kurmak artık işten bile değildir. Devlet özellikle nüfus planlaması yoluyla, kadın bedeni üzerinde egemen olmaya çalışır: Kürtaj yasaları, etnik kısırlaştırmalar, anne olmanın kadın olmak için şart olduğuna dair sistemli toplumsal baskı… Örneğin Çavuşesku, Romanya’yı güçlendirmek için kürtajı yasaklayıp on çocuk doğurana rütbe verdi. Hitler, Alman nüfusunun çoğalması ve askerler yetiştirmeleri için, kadınları anne olmaya zorladı. Bolşevik Rusya’da Stalin döneminde de kürtaj, benzer gerekçelerle yasaklandı. ABD’de kilisenin öncülüğüyle kürtaj suç kabul edilirken, Amerikan yerlileri ve Güney Amerika kökenliler destekleyici fonlarla kısırlaştırıldı. Aynı şeyler ülkemizde de yaşandı. Bunlara dayanarak, kısırlık söyleminin cinsiyetçi ve milliyetçi bir içeriği olduğunu da söyleyebiliriz. Kadının anne olma zorunluluğu üzerinden kurulmuş tüp bebek merkezleri, harcanan milyon dolarlar, kadınlara içirilen tonlarca hormon ilacı ve çocuk doğurarak kocasından, ailesinden, toplumdan kabul görmek isteyen binlerce kadının acı hikâyesi de işin bir başka yönü. Ama yine annelik kurgusu üzerinden, kadın bedeni üzerinde kurulan iktidara dair bir hikâye. “Devletin bekası” ve “toplumun çıkarı” için annelik öyle kutsal sunulur ki, çocuk doğurmayan kadın “kötü”dür; ahlakın, ailenin, devletin hatta insanlığın çöküşünden sorumludur.

Geçen yıl Sağlık Bakanı Müezzinoğlu “Annelik kariyerdir” diyerek de bunu pekiştirme yoluna gitti. Bu “annelik kariyeri” söyleminin bir geçmişi var tabi; iş isteyen kadınlara “Evdeki işler yetmiyor mu?” diyen ekonomi bakanı, üç çocukla milli irade tesisine girişen Başbakan, kadınların fıtratından doğum kontrol ihaneti çıkaran Cumhurbaşkanı onca yeni kavram icat etmişken Sağlık Bakanı’nın sözü bu “ulvi” yola döşenen taşlardan biri olabilir ancak. “Kariyer” sözlüklerin dediği gibi “bireyin yaşamının üretken yıllarını kullanarak geliştirdiği ve genelde çalışma hayatının sonuna dek sürdürdüğü iş ya da pozisyon” anlamına gelir. Üretkenlik, geliştirme, çalışma hayatı, iş, pozisyon… Bunlar “neoliberal” olmanın şanından… Üstüne bir de muhafazakâr “kutsallık” sosu… Böylelikle bu bakım yükümlülükleri sağlık, eğitim ve sosyal hizmet kurumlarında sunulması gereken, güvenceli ücretli bir işin parçası olarak değil de neden kadınların fıtratı gereği “aile içinde” yapması gereken işler haline geliveriyor sorusunun cevabı hazır oluyor böylece.

Hep derler ki “Anne olan bilir.” Ama nedense anne olmayanlar, annelik hakkında daha çok konuşuyor. Konuşmakla da kalmıyor, kadınlık ve annelik etrafında ailenin kodlarını da belirliyor: Hamileyken nasıl dolaşılacak, kaç çocuk yapılacak, hangi yöntemle doğurulacak, çocuklara nasıl bakılacak… Memleketi yöneten siyasetçiler, sanki doğuştan birer kadın doğum ve pediatri uzmanı!

Anneliğin kutsallığına dem vurulur devamlı, ama bu görüş, aile içi şiddet, tecavüz, etnik veya ekonomik ezilmenin konuşulmasını bile anlamsız hale getirir. Kadın kocası ne isterse yapmak zorundadır. Erkek her zaman haklıdır bu sisteme göre. Oysa ırzına geçildiği için hamile kalan binlerce kadın vardır. 

Galiba kadınla erkeğin eşitlendiği bir dünyadan korkuyorlar. İdeallerindeki aileyi “inşa etme” çabasına da bu yüzden giriyorlar. Bu ailenin reisi ve “eve ekmek getireni” erkek. Kadın doğuruyor, ev ve çocuk bakımı onun görev alanı. Erkek çocukların eğitimine öncelik veriliyor. Kız çocukları ise doğuştan birer minik gelin olarak yetiştiriliyor.

İki insanın hayatı paylaşmasını değil, bir cinsin diğerinin üzerinde üstünlük sağlaması ve kontrol etmesine yarayan bu düzen değişmeli artık. En azından gelişmiş ülkelerde böyle olmalı. Modern dünyada var olabilmek, tutunabilmek için başta ekonomik, türlü kaygı ve baskıyla mücadele ediyor kadın da erkek de. TÜİK’in son verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.492,29 TL, yoksulluk sınırı ise 4.132,19 TL. Net asgari ücret 1.300 TL. Eğitimdi, ulaşımdı, sosyal hayattı, bunlara hiç girmeyelim şimdi. İşte böyle bir dünyada gündelik hayatın yüklerini paylaşmadan çocuk sahibi olmak ve yetiştirmek, son derece zor ve bir o kadar mutsuz bir hayat demektir.

Annelerin kutsallığı her ne kadar kullanılıyor olsa da, kutsal diyebileceğimiz bir şey var annelikte. Annenin çocukla kurduğu ilişkide harcadığı yoğun emeğin öğrettiği yaşamı savunma fikri ve annenin bundaki inat ve mücadeleciliği. Toplumsal hayatın her alanında yaşamı, adaleti ve barışı savunmak için ne ilham verici bir başlangıç aslında. Kadın isterse her şeyi yapar. “Kadın nedir?” diye sormuşlar Şeyh Bedreddin’e o da “Dünyanın ta kendisidir” diye cevap vermiş. Bu nedenledir ki kadın gücünü bilmeli, değiştirmelidir dayatılanları ve her şeyi

Paylaş
Etiketler: anneAnnelik - Arzu KÖKÇavuşeskuhitlerRusyasağlık bakanıStalin
Önceki Yazı

“İslam’da Kadın” Üzerine Doğru Bilinen 10 Yanlış (IV)

Sonraki Yazı

Adeta Huzur Evi Sakinleri

Arzu KÖK

Arzu KÖK

İlişkili Yazılar

Arzu KÖK

Kökleri Unutmak.

07 Aralık 2021
5k
Anı / Günce

Kökleri Unutmak…

11 Eylül 2021
5k
Arzu KÖK

Gençlerden Mesaj!

18 Mayıs 2021
5k
Arzu KÖK

Şaşırmak…

09 Mayıs 2021
5k
Sonraki Yazı

Adeta Huzur Evi Sakinleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap