Lafa gelince sınır tanımıyoruz. Akdeniz’in inci kentiyiz, güzellikte birinciyiz. Yalan mı? Değil ama anlatmaya doyamadığımız İzmir için iş icraata gelince, nasıl bir kaderimiz var arkadaş? Hep yavaş, hep yavaş. Körfez bu kentin tacı, simgesi. Önce, kokulu güzele çevrildi, ‘Kokan İzmir’ diye ülkeye rezil edildi, ne kadar evsel, endüstriyel atık varsa affedersiniz içine edildi. 30 yıldır devam ediyor Büyük Kanal Projesi. Tam kurtuluyoruz diyoruz, haydi mayolar hazır, cumburlop denize, hayır değişmiyor aynı sahne. Yüzülebilir Körfez” hedefinin son basamaklarına bu kez Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) takıldı.
2011’DEN BU YANA
Büyük Kanal Projesi’ni tamamlamak ve körfez temizliğini görünür kılmak gayesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD arasında, “İzmir Körfezi ve İzmir Limanı Rehabilitasyonu Projesi” için 8 Ağustos 2011’de “işbirliği protokolü” imzalandı. Körfez’e dökülen dere ağızlarında dip taraması yapılması ve kuzey aksında açılacak bir kanalla akıntı hızının artırılarak su kalitesinin iyileştirilmesi öngörüldü.
Körfez’e temiz su girişi artacak, 13 kilometre uzunluğunda, 250 metre genişliğinde ve 8 metre derinliğinde oluşturulacak kanalla akıntı hızı artacak. Su kalitesi ve ekolojik çeşitlilik iyileşecek.
Ve şimdilerde, kafaları karıştıran ÇED raporu için TCDD tarafından hizmet alım ihalesi yapıldı. Tarihe dikkat; 31 Ocak 2012. Büyükşehir üzerine düşen kısımları tamamlayarak 15 Mayıs 2013’te gönderdi.
Yüzlerce yazışma gerçekleşti ve geldik bugüne.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu “Yamanlar’a yapılması planlanan katı atık bertaraf tesisi ve Körfez için ÇED verilmiyor” diye dört dönüyor, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ise “her iki konuda da ilgili firma bize başvurmadı” diyor. Gerçi Bakan bu bilgileri aktarırken önündeki kağıtları okumakta bile zorlanarak konuşuyor.
Belli ki Sarı, İzmir’i de, körfezi de yeni tanıyor. Haydi bakalım, çık işin içinden.
KİM DOĞRU SÖYLÜYOR
Firma, ÇED için yapılan itirazları dikkate alarak başvuru yapmadı mı? Yapmadıysa Başkan Kocaoğlu bunu bilmiyor mu?
Ya da devlet kurumları el birliği içerisinde İzmir’e karşı gizliden bir yavaşlatma politikası mı izliyor? Katı Atık Bertaraf Tesisi de önemli ama hele körfezde bir adım geriye gitmeye kimsenin tahammülü yok. Kim, hangi siyaset uğruna limanı daraltmayı, Kuzey aksı kanalını açmayarak körfezde deşarjın önünü tıkamayı düşünüyorsa bilsin ki ipini kendi çeker. Bu kente yeniden ‘kokan güzel’ dedirteni değil İzmir, önce Allah affetmez.
İddia varsa delil de olmalı
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın, “İZELMAN’da örgütlü DİSK, PKK yuvası” sözlerine CHP’liler ateş püskürüyor. Ülke bu kadar kaosun içindeyken herkes sözlerine fazlasıyla dikkat etmeli. ‘Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler’im dedirtmemek lazım. Varsa kanıtlarınız iktidarsınız, verirsiniz Emniyet birimlerine gerekeni yaparlar yoksa töhmetle muhalefet, ateşten kıyafete benzer. Hele bugünlerde…
