Nasıl iyi geldi, sürüp giden yakıcı gündeme lezzetli şurup gibiydi Türkiye İnovasyon Zirvesi.
Ege İhracatçılar Birliği ve Başkanı Sabri Ünlütürk sağolsun. Sayelerinde İzmir’de gerçekleşen zirve yaşanan onca acıyla külleşen gelecek umutlarını biraz olsun yeşertti.
Son zamanlarda sıkıntılı konuların içinde boğuluyoruz ya, öyleyse içimizde inceden kabaran umut baloncukları size de gelsin.
İnovasyon, yeni ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirmek ve bunu ticari gelir elde edecek hale getirmek için yürütülen tüm süreçleri kapsıyor.
Zirvede önce, genç beyinlerin buluşlarının arasından geçiyorum. Ortam 19-25 yaş arası dahilerle dolu.
Ardından denk geldiğim oturumları izledim ve bilin size hangisini anlatacağım?
Tabii ki hemcinslerimle ilgili olanı. Yeminle cinsiyet torpilinden değil, anlatılanların başlara taş düşürmesinden!
Zorlukları aşmada model isim İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli’nin moderatörlüğünü üstlendiği ‘Sıra Dışı Kadınlar’ başlıklı oturumda 3 yaratıcı kadın, fırsat eşitliği sunulduğunda hayallerin ötesine nasıl geçilebileceğini gösterdi.
GÜNDE 1500 NÖRON
Dr. Ayça Arslan Ergül, Boğaziçili bir moleküler biyolog. Beyin yaşlanması ve yeni hücre oluşumu üzerine çalışıyor, anlatıyor; İnsan beyni günde 1500 yeni nöron üretiyor. Uzun yaşlara kadar nöron üretmek hatta nöronların sayısını artırmak mümkün. İyi bir gece uykusu, egzersiz yapmak, Sudoku gibi beyinsel aktiviteler, yeni bir dil öğrenmek ya da sürekli not tutmak sırlarından birkaçı.
Yani bahane yok, beyninizi ne kadar çalıştıracağınız sizin elinizde!
Bilimkadının orada olmasının asıl nedeni başlattığı ‘Haydi çocuklar bilim başına’ projesi. Liselilere ve özellikle kız çocuklarına bilimle uğraşmaları gerektiğini kendi başarı ve başarısızlıkları ile anlatmaya çabalıyor.
AMİGO KOCALAR
İkinci kadınımıza gelelim. Bir İzmir gelini, Melis Sezener. Amerika’da yüksek eğitimin ardından döndüğünde bir arkadaşının teklifiyle hayatı değişiyor.
Futbol oynuyorlar o gece. Ardından parlak kariyerini bırakıyor ve yeni bir iş ediniyor, şirketlere sağlıklı yaşam projeleri yapıyor ve kadın futbol takımları kuruyor.
Şu anda kurduğu takımların sayısı 56. En güzeli saha kenarındaki ponpon adamlar, kocaları. Fotoğraflar harika. ‘Dibine kadar eşit olduğumuzu hissediyoruz’ diyor Melis ve hedefi projesini Anadolu illerine yaymak.
E tabi bunun için daha zaman gerekecek.
Üçüncü kadın konuşmacı da süper. Düzce Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Meral Kekeçoğlu, Yığılca Köyü’nün meşhur arısını keşfediyor.
Bacak ve kanat uzunluğundan dolayı daha çok bal yapabilen arıyı dünya literatürüne koydurarak, köyde arıcılığı mesleğe çeviriyor. Köylü kadınları iş sahibi yapıyor.
Kekeçoğlu, Einstein’ın bir sözünü anımsatıyor, arılar olmazsa dünyanın 4 yıl ömrü kalır. Arının asıl işlevi bal değil polarizasyondur. Şimdi dünyadan safari turlar düzenleniyor Yığılcalı Köyü’ne.
Oturumun ardından yeniden genç mucitlerin arasına dalıyorum. Heyecanla projeler anlatılıyor.
Onların yüzlerine bakıyorum; bombalarla, çatışmalarla üst üst yitirdiğimiz pırıl pırıl gençlerimizi görüyorum.
Elde değil, acılar çok sıcak. İnsan nasıl üzülmez.
Oysa şimdi hepsi burada olmalıydı…
