İçeride ve dışarıda el ele vermişler yeni Türkiye’ye saldırıyorlar. Çünkü korkuyorlar…
İçinizden ‘neyimizden korkuyorlar; atom bombamız, nükleer silahlarımız ve füzelerimizden mi’ diyenler olacaktır.
‘Kim demiş nükleer silahlarımızın olmadığını‘ demekle yetineyim ama korkularının nedeni ekonomik, siyasi ve askeri varlığımız değil elbet.
Amerika, Rusya, İngiltere, İsrail, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda gibi ülkelerin, dünyanın parasını kontrol eden satanist baronların, derin ve karanlık mahfillerin, küresel Siyonist medyanın, şaklaban akademisyenlerin, Şiicilik için Müslümanlara kan kusturan İran’ın, darbeci katil Sisi’nin, her bir tarafını batılılara öptürmekten zevk alan körfezin görgüsüz kuklalarının, FETÖ, PKK, PYD, YPG, DAEŞ, El Kaide, Hizbullah, DHKP-C, MLKP diye uzayıp giden terör örgütleri ve daha fazlasının ortak düşmanı Türkiye!
Sadece bunlar mı? Hayır!
Çok kimlikli münafıklar, Kürt kılığına bütünmüş Pakraduniler, vicdanını ve aklını batıya kiraya vermiş gazeteci, bürokrat ve akademisyenler, milletin kaynaklarını semirerek servet biriktirmiş yerli baronlar, kendini sosyalist sanan ahmaklar, devletin sinir uçlarına kadar yerleşmiş tenyalar, Türk kılığına bürünmüş hainler, sürekli batı tarafından yemlenen liberaller, gazeteci yazar kılığına bürünmüş ajanlar diye uzayıp giden bin bir tür hainin de hedefindeyiz!
Silahlarını doğrultan sadece bu taife mi? Hayır!
Siyasi ihtirasları uğruna dün ekmek yediği (milletvekili / bakanlık yaptığı) kabı kirletenler de, devletin tepesine yaranmak için kılıktan kılığa bürünen bukalemunlar da, şahsi menfaatleri uğruna şaklabanlıkta sınır tanımayanlar da, Erdoğan’a zarar veriyor. Bakmayın öyle ‘sahte’ sevdalarına…
Dün O’nun bakan yaptıkları, bugün bakan olamayınca nasıl savaş ilan etmekten çekinmiyorlarsa, fanatik Erdoğancı göründüğü halde davası olmayanlar da, Hakk, hukuk nedir bilmediği hâlde güce yaslanmak için Erdoğancılık edebiyatı yapanlarda aslında aynı saftalar…
Küçük adamlar sadece günlük çıkarının hesabını yaparken, küfr üzere olanların korkularının nedeni ne biz zayıf Müslümanlar, ne de Erdoğan…
Türkiye bir sembol, Türkiye bir bayrak…
Asıl hedef İslam! Asıl hedef; O’nun kutlu adaleti, O’na iman edenlerin dün olduğu üzere yeniden şahlanma ihtimali, doğum sancıları başlamak üzere olan yeni nizam…
‘İslam’a saldırıyoruz‘ diyemeyeceklerine göre, hedefi küçültüp ona bayraktarlık yapmış olanlara hücum ediyorlar. ‘Türkiye’ diyemedikleri için, onun lideri Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar!
Onları tedirgin eden şey; tarihimiz, yeniden toparlanma ve insanlığı dünyaya yeniden öğretme ihtimalimiz…
Hakkı üstün tutup, bir adalet düzeni kurmamızdan korkuyorlar..
İnsanlığın İslam’a yönelmesinden endişeliler.
Kan ve gözyaşından beslenen kirli düzenlerinin geleceğinden emin değiller çünkü.
Onlar neden korktuklarını bizden daha iyi biliyorlar. Onların hayallerini süslediği halde, Allah’ın el sürmelerine izin vermediği kutsi emanetlerin elimizde olması ödlerini patlatıyor.
Hasan Sabbah‘ın varisleri, Tapınakçıların ve Vatikan’ın kelle avından buraya sığınanların çocukları, batının zulmünden kaçarak Osmanlının ekmeğini yiyen ve akçelerinden çalarak devleti ve milleti soyarak servet biriktiren Yahudilerin Siyonist torunları, bin yıl kubbemiz altında emin olarak hayat süren Ermeniler’in taşnakları, Sabetay Sevi‘nin yolundan gidenler, şarapçı şövalyelerin uzantıları, İstanbul’un Bizans’tan 1923’de alındığını sanan örümcek kafalılar, her türlü proje için biçilmiş kaftanlar, neyi var neyi yoksa Vatikan’ın kuklası, hipnozcuya kaptıranlar, oradan buradan kalkıp gelip bu memleketin kuyusunu kazanlarla dolu bir memleket burası. Kısaca Türkiye, dünyanın haini en bol ülkesi.
Twitter’ın 1 Haziran -31 Aralık 2015 tarihlerini kapsayan raporuna göre ülkelerden 11 bin 92 hesap dondurma talebi gelmiş. Taleplerin gerekçesi terör, devlet ve millete ihanet. Bu satılmış hainlerin yüzde 72’si Türkiye’den çıkmış.
Bu da gösteriyor ki dünyada devletine, milletine ihanet edenlerin toplamından daha fazla hain ve çapulcu barından bir diyar burası. Bunca hain ve düşman bu toprakların iyiliğine ve dirilişin yine buradan başlayacağına işaret eder.
İşte bu yüzden saldırıyorlar bize.
Biz hem küfrün tek millet olduğunu, hem de kâfirin kâfiri ısırmayacağını çok iyi biliriz.
Fakat küfürle itham etmeye dilimizin varmadığı muhterislerin ihanetleri hepsinden daha acı veriyor.
Her şeye rağmen ye’se düşmeyiz biz. Yardımcısı Allah olan, zafere en yakın olandır. Allah ve onun mukaddesatına savaş açanlar, Uhud’daki gibi zafer kazandığını sanabilirler. Ama onlara en yakın olan şey hezimettir.
Allah c.c. Mücadele Suresi 21’de şöyle buyurur: “Allah: Elbette Ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir” ve Allah öç alanların en hayırlısıdır. Allah ne güzel vekildir. La ğalibe İllallah!
