Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cahit KARAÇ

İnsani Değerleri Oluşturan Özgürlük ve Kültür

Cahit KARAÇ Yazar Cahit KARAÇ
01 Mart 2016
Cahit KARAÇ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kalıcı kültür köy ve kasabalarda yani herkesin birbirini tanıyıp bildiği yerlerde oluşurken, sürekli göç alan şehir hayatında oluşan kültürler de tıpkı ilkbaharda dağdan inen kar sularının oluşturduğu çamurlu suyun oradan buradan beslenip küçük su kaynaklarının büyük ırmaklara dökülüp, ırmağın berrak akan suyunu da çamurlu hale getirmesine benzer. Şehir ne kadar çok göç alırsa, ırmağın suyu da bir o kadar çok çamurlu akar. Çamurlu akan su, insanı canından bezdirir.  Hayat çekilmez hale getirir. İnsanlar gerilip sinirleri bozulur. Ağızlarının tadı kaçar. Sonunda da patlayacak yer ararlar.

Halbuki kar erimeden önce dağda bembeyaz lekesiz dururken, eriyip suya dönüşerek yukardan aşağı doğru akmaya başladığında, sürekli oradan buradan beslenerek akan çamurlu su sürekli çoğalarak aktığından, öyle bir iki günde de durulup berraklaşmaz. Berraklaşmadan akan su  nasıl içilmezse, sonradan şehir hayatına katılan insanlarda birden bire şehir kültürüne alışıp, onlar gibi yaşayamaz. İnsanda suda bir süzülme sürecinden geçmek zorundadır. O da elbette ki bir zaman süreci ister.

Günümüzde zaman öyle bir akıyor ki, hiç kimse arkasından koşmakla yakalayıp tutamıyoruz. Zamanda su gibi yakalanıp tutulmadığından ömrümüz gelip geçip gidiyor.  Bu gidişte elden bir şey gelmiyor. Yaşadığımız hayat büyük gerginlikler içinde hepimizin avucundan su gibi su gibi akıp gidiyor. Kimse de bir şey yapamıyor.

Herkes kendi bildiğini okuduğundan insani değerler de oluşup hayat bulmuyor. Dolayısıyla kalıcı şehir kültürü oluşmuyor.

Bu gün buna verilecek en güzel örnekler her birimizin içinde yaşadığı büyük şehirlerimizdir.

Eskiden İstanbul, anadolu şehirleri için örnek olan büyük bir kültür merkeziyken, şimdi İstanbul’un her bir köşesi bir değişik kaosu yaşamaktadır. Aldığı göç nedeniyle ne köy hayatı, ne de şehir hayatı yaşanıyor. Hiçbir insanı ve kültürel değeri olmayan büyük bir köy haline geldi.

Eskiden İstanbul dışından, İstanbul’a gelmek isteyenler, İstanbul’a uyum sağlayamam korkusuyla kolay kolay cesaret edip gidemezlerdi. Ama şimdi yolgeçen hanı oldu. Herkes elini kolunu sallayarak sanki bitişik köye gider gibi gidiliyor.

Bol kazanç, daha kolay yaşamak için herkes bildiği bir hemşerisini, akraba ve hısımlarını kendilerine  örnek alarak gittikleri büyük şehirlere kolay kolay adapte olup uyum sağlayamıyorlar. Adeta sudan çıkmış balık gibi yaşama arzusuyla çırpınıp duruyorlar. Kanatları kırılmış kuş gibi uçup kurtulamıyorlar da. Şehir hayatını da bala batmış sinekler gibi her geçen gün çirkinleştiriyorlar.

Herkes şehirleşme yerine öncelikle parayı koyduğundan, asalet, nezaket, incelik ve zarafet hiç kimsenin umurunda değil. Olmadığı içinde sayıları çoğaldıkça her geçen gün koca şehirlerin zamanla kazanılmış her türlü kültürü ve kazanılmış insani ve ahlaki değerlerin hepsi alt üst edilip bir bir yıkılıp yok ediliyor. Her şeyimizi miras harcar gibi harcayıp yok ediyoruz. Halbuki kültür, insanlığın en büyük zenginliğidir.

Kalıcı kültüre sahip olunan toplumlarda kanuna yasaya hiç gerek kalmadan insanlar kendi haklarına riayet ederek yaşarlarken, aynı zamanda da adaletli yaşamayı da öğrenirler.

Kültürel zenginliğin ne olduğunu anlamayanlar, şehir kültürüne katkı sağlamadıkları gibi, bir de yaşadıkları şehrin oluşmuş kalıcı kültürünü bozup, tamamen yozlaştırıp kendi köy kültürlerini şehre enjekte edip bozuyorlar.

Bozulan değerlerin başında ahlaki değerler, ailevi değerler, ticari değerler, bireysel değerler, dini ve inanç sistemine bağlı değerler gibi vs. tüm değerlerin hepsi bir bir yıkılıp yok oluyor. Çünkü şehrin zor yaşamı içinde şehrin kültürüne uyum sağlayıp yaşayamayanlar zamanla şehrin baskısıyla korkup asabileşirler.

Kalabalığın oluşturduğu yalnızlıkta herkes ailevi kontrolden uzaklaşıp, özgürleştikçe de daha fazla hırçınlaşırlar. Kendi varlıklarını sürdürüp, geldikleri yerdeki hayat tarzını başkalarına kabul ettirmek içinde kendilerini tehlikeye atıp zor kullanmaya başlarlar. Ve sonunda da suça meyilli hale gelirler.

Bu arada büyük şehirlerin cazibesine kapılan gençler her geçen gün biraz daha bireyselleşip aileden uzaklaşıp aile baskısı ve kontrolünden kurtulup kendilerini daha çok özgürleştirirler. Bu özgürlük toplumun düzenini bozup, asayişini zorlaştırır. Başıbozukluğu artırarak herkesi patlamaya hazır, bir canavar haline getirir.

Şehre atfedilen medeniyetten, medenileşmekten şehir halkını uzaklaştırır. İnsani değerler aşınıp yıpranarak zamanla da yok olur.

Bunun önlenmesi için de en başta alınması gereken tedbir, herkesin doğduğu yerde karnının doyulup orada yaşaması sağlanması gerekir. Bunun içinde sanayileşip, zenginleşmeyi büyük şehirlerin çevresindeki il, ilçe ve köylerden başlamalıyız ki, köyden şehirlere olan göçü durdurup yada azaltarak hayatı normale döndürebilelim.

Devleti yönetmek isteyen herkesin her şeyden önce iyi bir insan olmalı ki, devleti iyi yönetsin. İyi bir insan olunmadan iyi bir devlet adamı olunmaz.

İyi bir insanın oluşması da insanın yaşadığı çevreye doğaya uyum sağlamakla ve aynı çevrede geçmişine saygı duyarak yaşayıp yetişip büyümekle olur.

Allah hiçbir kulunu yaşayıp varlığını sürdürmeyeceği bir yerde dünyaya getirip, onu orada zorla yaşatmaya çalışmaz. Çünkü doğa herkesi doğduğu yerde doyurmaya muktedirdir. Ama her şeye rağmen yine de Allah bizi özgür bırakarak istediğimiz yerde rızkımızı arayıp bulmamızı da istemiştir. Bu da bizler için ikinci bir ruhsattır. Onun için denmiştir ki, memleketin doğduğun yer değil, karnını doyurduğu yerdir. Denilerek de ayrıca bir seçenek daha sunulmuş oluyor.

Devleti adaletle yönetip, devletin gelirlerini adaletle dağıtan kimseler adaleti sağladıklarında devletin her yeri aynı anda kalkınır. Memleketin her yerine eşit hizmet sunulursa, her yer bir olur. Herkes hakkına rıza gösterip şikayette bulunmaz. Göç durur. Herkes kendi özgür iradesiyle de özgür yaşamını sağlamış olur.

Tarih ve kültür, ruhların toprağa kök salmasıyla oluşur. Aynı bölgede doğup yaşayan insanların kökleri derin, gelenek ve görenekleri sağlam, dini veya inançları ve o güne kadar insanı değer acısından kültürleri insani olan evrensel değerlere dünya çapında ulaşmış olarak yaşamış olurlar.

Sevgi, hoşgörü ve muhabbet içinde insancıl olmak her şeyi çözüp hayatı kolaylaştırırken, hırs, kin ve nefret insanları birbirine düşürüp hayatı – yaşamı o denli zorlaştırır. O denli zorlaşan hayat çekilmez hale gelir. Yaşayacağımız şu kısacık dünya hayatı bize zehir olur.

Bütün kötülüklerin anası yokluktur. Bütün insanları bir araya getirip varlıklarını sürdürüp her türlü yokluğun ve kötülüğün yok edilip, her türlü zenginliğin kazanılıp elde edilmesini sağlayıp büyülten de adalettir. O da mülkün temelini oluşturur. Temel ne kadar sağlam olursa, meydana gelen eserde o denli sağlam ve güçlü olur. İnsanlarda o denli paylaşımcı ve kaynaşmacı olurlar.

Burada devlet başkanına düşen görev; adil olup, adaletle iş yapmasıdır. İnsanı, insan bilip, devleti istişare yoluyla yönetmek, devleti güçlendirip, ömrünü uzatmaktır. Vatandaşlar arasında temel ilke tarafsız olmaktır.

Öfkeyle devlet yönetilmez. Öfke insanın ve devletin ömrünü kısaltır.

29.02.2016

Cahit Karaç

Paylaş
Etiketler: Çamurlu akan suKalıcı kültür köykasabalar
Önceki Yazı

Minik Şaplaklar Çocuğu Hayata Hazırlıyor

Sonraki Yazı

Hepsini Kuyruğundan Yakaladık, Tekerlerine Taş Koyduk

Cahit KARAÇ

Cahit KARAÇ

İlişkili Yazılar

Cahit KARAÇ

Barış

19 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

16 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

Cahit’ten Özlü Sözler

26 Şubat 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

23 Şubat 2018
5k
Sonraki Yazı

Hepsini Kuyruğundan Yakaladık, Tekerlerine Taş Koyduk

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap