Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Tarihin Tahrifi

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
21 Aralık 2009
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tarihi tahrif etmek giderek yaygınlaşmaktadır. Eskiden bu işi yalnızca iktidarın nimetlerinden yararlanan “besleme basın” mensupları yapardı. İktidar şeflerini övmek için tarihteki her konuyu eğip bükmeye çalışırlardı. Ancak günümüz şartlarında tarihi tahrif etme hevesi, yalnızca iktidar şeflerini övme ve yüceltmenin sınırlarını aşmıştır. Bazen Türk halkını aşağılamanın bazen de “azınlık yağcılığının” bir aracı haline dönüşmüştür. Üstelik bu işi yapanların önemli bir kesimi de bilmedikleri konular hakkında ahkam keserek cehaletlerini ve savunmaya çalıştıkları görüşlerin düşük düzeyini de ortaya koymaktadırlar. Genellikle bütün kötülükleri İttihat ve Terakki’den (İTC) başlatmakta bu kesimin bir alışkanlığıdır. Bütün kötülükler İTC ile başlamış gibidir, eğer o olmasaydı senelerdir bitirilemeyen şikayetlerde başlamamış olacaktı gibi son derece ucuz bir bakış açısı ile bu konular ele alınmaktadır.

“Trakya’nın Bulgarsızlaştırılması ve Ege kıyılarının ve Karadeniz kıyılarının Rumsuzlaştırılması” bir şikayet ve ağlama sebebi olarak başlangıç yapılmaktadır. Hatırlanmalıdır ki Yunanistan ve Bulgaristan Osmanlı’ya karşı ve sömürgeci ülkelerin yardımı ile bağımsız olabilmişlerdir. Bağımsız olduklarında ise nüfusların önemli bir kısmı da Türklerden oluşmaktaydı. Topraklarını, Osmanlıdan yeni bölgeler işgal ederek sürekli büyüttükleri gibi, ülkelerinde meskun olan Türkleri de acımasız bir şekilde ve çok kanlı olarak tasfiye etmişlerdir. Hatta bu tasfiyede, yalnızca Türk olanları değil, Müslüman olan herkesi, Türk, Arnavut, Boşnak, yok etmeye çalışmışlardır. Balkanlardan böylece çok kanlı bir şekilde Sırp, Yunan ve Bulgarlar tarafından tasfiye edilen Müslüman nüfusun (ki bunların büyük çoğunluğu Türk’tür) tehciri ele alınmadan, Türkiye’deki nüfus hareketlerini anlamak ve açıklamak gerçekçi olmaz. Üstelik zaman itibarı ile de Balkanlardan Türkiye’ye doğru yapılan tehcirler daha öncedir. Ege ve Karadeniz kıyılarının “Rumsuzlaştırılmasına” ah vah ederek yüz yıl sonra matem tutan Sayın Ümit Kardaş (Zaman Gazetesi / 19-20 Aralık 2009) niçin Balkan muhacirlerinin acılarını ve kayıplarını hiç hatırlamaktadır? Anadolu’nun “Ermenisizleştirilmesinden” derin bir acı duyduğu hissedilen bu Sayın Emekli Hakimin, Kafkaslardan tehcir edilenlerin acıları için, kayıpları için duyarsız kalmasının sebepleri nelerdir? Siyasal mı, Psikolojik mi? Türkiye’nin hemen her tarafında yaşamakta olan, Adige, Abaza, Çeçen, Gürcü vb. topluluklar anayurtlarını bırakarak Türkiye’ye niçin gelmiştir? 1829’da Doğu Anadolu’daki ilk Rus işgalinden başlayarak, 1878 Berlin Anlaşması ile Uluslar arası bir mahiyete ve desteğe ulaşan Ermeni Sorunu’nun 1915 tehcirine kadar, Türk, Kürt ve Zaza ayırımı yapmadan Doğu Anadolu’da nasıl bir Müslüman kıyımına yol açtığını Sayın Kardaş niçin göz ardı edebilmektedir? Üstelik zaman bakımından, Kafkasya’dan Türkiye’ye doğru yapılan tehcirde Ermeni tehcirinden çok öncedir. 1829’lardan başlayarak 1915’e kadar Ermenilerin yol açtığı kıyımlar da daha eskidir. Bunları dikkate almadan ve yalnızca bir kitaba atıf yapılarak (Modern Türkiye’nin Şifresi) bu konuları anlamakta anlatmakta hayli zor ve sorunlu olmalıdır. Nitekim anlatıların ne ölçüde sorunlu olduğu görülmektedir.
İttihatçıların ihdas ettiği varsayılan “Türkiye’deki Gayri Müslimleri imha ve Kürtleri asimile” etme projesinin Cumhuriyetle birlikte devam ettiği iddiasının da inandırıcılığı şüphelidir. İttihatçıların ve hele Cumhuriyeti kuran kadronun öyle İslam aşkıyla yanıp tutuşmadıkları ve bu aşk ile Gayri Müslim düşmanı olmadıkları da bilinmektedir. Bir tek Mübadele örneği bile bu iddianın yersizliğini açıklayabilir. Cumhuriyeti kuran kadro, gerçekten Türklük ve İslam aşkı ile bu İTC projesini sahiplenmiş ise, nüfus mübadelesi anlaşması ile niçin Balkanlardan hiç Türkçe bilmeyen Arnavutları ve yine hiç Türkçe bilmeyen Boşnakları Türkiye’ye kabul ederek çeşitli illere iskan etmişlerdir? Arnavutların ve Boşnakların, Müslümanlıkları sebebiyle Türkiye’de iskan edildikleri var sayılsa bile Konya / Karaman’daki Hıristiyan Türklerin, mübadele ile Yunanistan’a gönderilmesi Türklük tutkusu ile nasıl açıklanabilir? Sayın Kardaş’ın sahiplendiği bu görüşlerin fazlaca bir kıymeti harbiyesi yoktur.

Ülkeler arasındaki ilişkilerde “mütekabiliyet” esası olduğu gibi, halkların maşeri vicdanında da aynı karşılıklılık kuralı geçerlidir. Balkanlarda bir grup insan, sırf Türk olduğu için, Müslüman olduğu için kötü muameleye maruz kalıyorsa, evi, arazisi elinden alınıyorsa, inşaat yapması engelleniyorsa hatta zorla Türkiye’ye göç ettiriliyorsa bütün bunlar “mütekabiliyet” kuralı kapsamı dışında ele alınabilir mi? Balkanlardan, Kafkaslardan Türkiye’ye, Türkiye’den de Balkanlara ve Kafkaslara doğru olan nüfus hareketleri ancak mütekabiliyet kuralı kapsamında ele alınırsa daha insani ve daha adil bir analiz yapılmış olunur. Bunun dışındaki yaklaşımlar ise bazı önyargıların tekrarından başka nedir ki?
“Kürtler açısından ise 1921’de Koçgiri’de başlayan süreç 1925 Şeyh Sait Ayaklanması, 1930 Ağrı Ayaklanması’yla devam etmiş, 1937-1938 Dersim katliamıyla zirveye ulaşmıştır.” Dikkat edilirse Sayın Kardaş’ın bu cümlesi de pek sorunludur. Bir defa Koçgiri, Şeyh Said ve Dersim isyanları, Zaza isyanlarıdır. Zazalar Kürt değildir. Her isyanın da sebepleri ve yol açtığı sonuçları farklıdır. Özellikle Koçgiri ve Dersim isyanları nitelik ve içerik itibarı ile bir birine benzemektedir. Ancak 1920 Ekim ayında hangi asimilasyon siyaseti yürürlüğe konulmuştur da Koçgiri reisleri bunu engellemek için isyan çıkarmıştır? Daha henüz Ankara’da bir otorite tesisi başlangıç halindedir. Nasıl bir otorite olacağı da yeterince açık değildir. Asimilasyon siyasetlerini benimsediğini gösteren bir işaret bile yoktur.
Ama Koçgiri isyanı çok kanlı bastırıldığı için Sayın Kardaş’ın böyle ilgisiz sonuçlar çıkardığını varsayalım. Aynı yıl Haziran 1920’deki Yozgat isyanı nasıl bastırılmıştır? Yozgat isyanının bastırılması hakkında Sayın Kardaş vb niçin tek cümlelik görüş ortaya atmazlar? Acaba Yozgatlıların Türklüğü şüphe götürmez olduğu ve onların isyanından bir Azınlık Milliyetçilği malzemesi çıkarılmayacağı için midir? Koçgiri ve Dersim isyanlarının bastırılmasında mezhebi bir kaygının olduğu iddia edilse bile Yozgatlıların mezhebi yok mudur? Şeyh Said isyanı sebebiyle onların Sünniliğini öne çıkaranların Yozgatlıların Sünniliğini bilmemelerini anlamak mümkün müdür?

Cumhuriyeti kuran kadronun, her alanda “tekçi bir görüşü” uyguladığı iddiası da hayli tutarsızdır. O kadro Menemen olayı sebebiyle, hatta hayali İzmir suikastı sebebiyle kaç kişiyi dar ağaçlarında tasfiye etmiştir? Menemen ve İzmir suikastı olaylarındaki mağdurların, mazlumların mezheplerini hatırlamayanlar, niçin Koçgiri, Şeyh Said ve Dersim isyancılarının mezheplerini bu kadar önemsemektedirler? Zazaların mezhepleri önemlidir de Türklerin ve Kürtlerin mezhepleri önemli değil midir?

Tek parti uygulamalarını “tekçi bir görüşle” bir şablon gibi ele almak her konuyu açıklayamayacağı gibi bazı konuları da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Dünyanın her tarafında tek parti yönetimleri baskıcıdır, otoriterdir. Üstelik Türkiye’deki tek parti düzeni, irtica adıyla kendisi için öncelikli düşman olarak neyi seçmiştir? İrtica kavramının içinde Aleviliğe de yer ayrıldığı iddia edilebilir mi? Ama bütün askeri darbelerin bile birinci gerekçesi irtica olmamış mıdır? Tek parti düzenini, Sünni İslam anlayışının yaymaya ve egemen kılmaya çalışan bir dönem diyebilmek için emekli hakim olmak mı gerekmektedir?

Eksik ve yanlış bilgilerle, tarihi tahrif etmeye çalışmak, insan aklına ve vicdanına karşı hem bir sorumsuzluk hem de bir saygısızlıktır. Tekçi görüşe muhalefet iddiası ile ayrılıkçılığı savunmak ve onların takıntılarını tekrarlamakta insanlığa hizmeti olmayacak bir ayrı yanlıştır.

Paylaş
Etiketler: tahriftarihyalan tarih
Önceki Yazı

İçimiz Acıyacak mı?

Sonraki Yazı

Ey İnsan Nereye!

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Ey İnsan Nereye!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap