Türküler gönlümüzün görünmeyen hazinesidir. O öyle bir hazinedir ki değer biçmek mümkün değildir. Alınıp satılamaz. Yani maddi bir karşılığı yoktur.
Peki, maddi karşılığı olmayan şey nasıl hazine olur?
Bir gönlün değerini bir kıymet ölçüsüyle ölçebiliyorsanız o zaman maddi bir değerden bahsedebilirsiniz. Ancak şu ana kadar gönlün değerini ölçebilen bir ölçü birimine rastlanmamıştır.
Bu yazı yolumuzun Antalya’ya düşmesiyle kaleme alındı. Antalya Azize Kahraman Halk eğitim Merkezi öncülüğünde kurulan; 75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi Müzik öğretmenlerinden Osman Çolak’ın şefliğini ve çalıştırıcılığını yaptığı Halk Müziği Ekibi koro ve solo eserleri Antalyalı türkü severleri buluşturdu.
Ekibin hazırlanması belki aylar sürdü. Çoğunluğunu olgun yaşta olan ve değişik meslek gruplarından meydana gelen Halk Müziği Korusu tamamen amatör bir ruhla hazırlanmıştı. Sanata olan saygılarını ve ilgilerini kaybetmemiş bu kişiler “O kadar da kadı kızında bulunur” kabilince eserlerini icra etti. Halkın ilgisine mahzar olan koro ekibinin mutluluğu program sonunda yüzlerinden okunuyordu.
Koro Şefi ve programın yapılmasında öncülük eden Osman Çolak, en büyük desteğini; ekibinin azmi ile Azize Kahraman Halk eğitim Merkezi yetkililerinden almıştır. Programın başlamasından saatler önce çalışma yerine gittiğimde gördüğüm manzara programın ciddiyeti ve başarısı hakkında ipuçları veriyordu.
Salonda bulunan misafir biri olarak bu tür faaliyetlere yakın durduğumu anlayan yetkililer Ordu’dan kalkıp Antalya’ya gelmiş olmamdan memnun olduklarını bildirdiler. Ben de geri döndüğümde olanları yazılı ve sözlü olarak anlatacağımı söylediğimde bana yardımcı oldular.
Daha salonda prova hazırlıklarına başlarken program sunucusu Serap Şahin Hanımefendi kürsüde mikrofona çok yakışan sesiyle tek başına hayali program sunuyordu. Aslına bakılırsa işi baştan sıkı tutmuşlardı. Serap Şahin Hanımefendi mükemmel bir sunum yaptı.
Halk Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın Emine Erkal Hanımefendi her şeyin yolunda gitmesi için yerinde duramıyor, çalışanlara her türlü imkânı sağlamaya çalışıyordu. Kısa sohbetimiz sonunda bu tür faaliyetlerin önemi üzerinde durdu. Ben acaba taşra ilçelerde böyle faaliyetler yapılabilir mi diye geçirdim içimden. Bir yöneticinin diğer hizmet ehli kişilerle birlikte çalışması ender görünen bir durumdur. Sayın Emine Erkal Hanımefendiyi gıyabında tebrik ediyorum. Ve kurumu için bir şans olduğunu düşünüyorum. Hani derler ya “Darısı taşradakilerin de başına…
Koronun ilk göze çarpan tarafı disipliniydi. Bin kişiye yakın seyirci karşısında eser icra etmek öyle kolay bir şey değil. Ancak ilk kişiden son kişiye kadar herkes elinden geleni hatta daha fazlasını yaptı. Gördüğüm bu çalışmayı Karadeniz’e döner dönmez örnek teşkil etmesi gerekçesiyle dilimin döndüğünce anlatmayı düşündüm. Bir Halk Eğitim Merkezi tarafından yapılan olumlu çalışmalar nasıl oluyormuş bunu diğerlerinin de duyması gerekiyor.
Kuşkusuz Halk Müziği Korosunun başarısında önemli bir yeri çeken koro şefi Osman Çolak’tı. Hem şef, hem saz ekibinin bir üyesi, hem icracı ve hem de işi organize edenlerin başında geliyordu. Bir koltuğa sığmış dört karpuz yani. Hepsinden de alnının akıyla çıktı.
Vatandaşların ilgisi ise ayrı bir şeydi. Antalya belli ki bir sanat ve kültür şehri. Bunu bir programın nasıl takip edileceğini bize gösterdi. Eskilerin “Marifet iltifata tabiidir” sözü gereğince sahnedekilere yeterince destek verdiler. Bir teşekkürü de onlar hak etti.
Geceye damgasını vuranların başında “Yalnız Efe” lakabıyla yöreye ait bir halk oyunu tek başına icra etmesi ve oyunun ilgiyle izlenmesi hafızalarda kalan önemli durumlardan biriydi.
Geceye yabancı uyruklu kişilerin de katılması sanatın evrenselliğine en büyük örnekti.
Son olarak programı katkı veren saz ekibini, koro bulunan herkesi, solo eser icra edenleri, sunucuyu, ara sıra arzı endam eden folklor ekibini, sahne arkasında teknik destek veren görünmeyen kişileri, kurum amirlerini ve bilemediğimiz diğer kişileri tebrik eder, vatandaşlara böyle bir gece düzenledikleri için de teşekkür ederim.
Bir Karadenizli (Ordulu) olarak Akdeniz’de Ordu türküsü duymanın mutluluğunu yaşadım. Ezcümle taşranın öğreneceği daha çok şey var.
Teşekkür ve tebrikler Antalya.
