2025’lere doğru tarımsal ürünlerin artan nufusu besleyemeyeceği tamin edilmekte, gıda fiyatlarında da büyük dalgalanmalar beklenmektedir. Kurak, düzensiz yağışlar gibi
style=”color: #000000;”>iklim değişikliği karşısında dünya, gerçekten bazı arayışlara yönelmek
durumundadır. Her ne kadar “bitki fabrikaları” (uluslar arası literatürde“şehir tarlaları”, “dikey tarlalar” da denilmektedir) bu arayışlara cevap olarak ortaya çıkmamışsa da yarınların gıda sorunları düşünüldüğünde, bu tür tarımsal üretim alternatiflerinin devreye girebilmesi insanoğlu için büyük bir avantajdır. Çünkü yarının tarımsal üretimi bazı örnekleri aşağıda verilen ciddi biyofiziki kısıtlarla karşı karşıyadır. Bunlar:
Tarımsal üretim artışı CO2 salınımı nedeniyle yavaşlamakta;
Verimli topraklar, rüzgâr ve su erozyonu, tuzlanma ve çoraklaşmanın yanı sıra endüstri ve şehirleşme nedeniyle de tehdit altında[1], 2050’lerde doyabilmemiz için Brezilya kadar bir tarım alanı artışına gereksinim olacak!
Yer altı suları kalite ve miktar bakımından sorunlar yaşamakta;
İlaç ve gübre uygulamaları çevreyi ve dolayısıyla ürün yetiştirme ortamlarını olumsuz etkilemektedir.
Tere, roka, maydananoz, nane, fesleğen, dereotu, kişniş, marul gibi boyları 20-30 cm’yi geçmeyen, 40-60 günde hasat olgunluğuna ulaşabilen sebzelerin, uygun kasalarda ekildiği ve söz konusu kasaların onlarcasının üst üste konulduğu yüksek tavanlı binalar düşünelim. Resimde görüldüğü gibi, kasa aralarının uygun ışıklandırma ve sulama sistemleri ile donatıldığında üretim ortamı hazırdır diyebiliriz. Eğer şehrin kenarında 1000 m2 lik boş bir fabrikanız varsa, bu sistemle 10.000 m2 den daha da geniş bir alanda, hemen sebze üretimine başlayabilirsiniz. Hem de yaz-kış demeden aralıksız, yılda 5-6 ürün alarak (Video izle).
Yerel olması ve bu nedenle nakliye ucuzluğu avantajı ile yetiştirilebicek tür bitki sayısı 30-40’ı bulabilir. Brokoli, havuc, oğan, ıtri-tıbbi-baharat bitkilerinin yanında çilek, kavun, karpuz gibi meyve gurubu da devreye girebilir. O takdirde yılda alınacak ürün sayısı azalacaktır. Genelde tarımsal üretime, özellikle de hijyenik – organik ürünlere talepler artmaktadır. Kişilerin, kaynağı bilinen gıdaları, sertifikalı ürünleri tercih eğilimleri ve genelde tarımsal ürünlerdeki teknolojik yenilikler, örneğin, “küp(m3) karpuz” veya “düşük potasyum içerikli marul” gibi bazı niş ürün pazarları da artacaktir. O nedenle şehir tarlalarının geleceği hiç de göz ardı edilecek gibi görünmüyor.
Şehir tarlaları Japon ileri teknoloji firmalarının atıl fabrikalarını değerlendirme girişimiyle ivme kazanmıştır. Üstü kapalı bu sistemi, seradan farklı olarak katlı bir “BİTKİ FABRİKASI” olarak devreye sokulması:
Bitki gelişiminde ana faktör fotosentezin LED[2] teknolojilerini;
Fabrika benzeri kapalı alanda, üst üste konulmuş üretim yastıklarının, hidrofonik (topraksız tarım) üretim sisteminin kurulmasını;
Bitki tür seçiminin ekolojik ve ekonomikaraştırma ve analizlerini gerektirir (Açıkgöz 2014).
Üretim yastıkları LED ışıklandırma lambaları ve sulama sistemleri ile uyumlu biçimde monte edilerek hacim kazanımı sağlanmakta, böylece resimde de görüleceği gibi onlarca raflık bir üretim ortamı oluşturulabilmektedir. Gerek ABD’de ve gerekse Uzak Doğu’da anahtar teslimi tesis kurucu firmalar oluştu bile. Bilgisayarı ve yüksek teknolojiyi de en etkin biçimde kullanarak, ilaç-gübre girdilerini, ışık, ısıyı ayarlayarak, CO2’i, rutubeti yani tüm yetiştirme ortamını optimize ederek hijyenik, sağlıklı ve kaliteli bitkisel üretimsağlanabilmektedir. Geleneksel üretime göre %98 su tasarrufu sağlayabilen bu sistemin üretim riskinin çok daha düşük olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildir. % 60 gübre kullanım tasarrufunu yalnız parasal olarak değil, özellikle yıkanabilir azot nedeniyle çevre kirlenmesi açısından da değerlendirmek gerek.
Devlet desteklerin öne çıktığı Japonya’da 200 civarında olan dikey tarlalar Tayvan ve Güney Kore’de de uygulama alanı bulmuştur. ABD(World’s Largest Indoor Vertical Farm is Coming to Newark), Panamave bazı Avrupaülkelerinde de başlayan bu tür yatırımların, pazarda yeşilliklerinin çifti bir liraya satılan Türkiye’ye girişi kolay görülmeyebilir. Yine de atıl depo-fabrika olanaklarından ve devlet desteklerinden de yararlanarak, bazı niş bitkilerle yola çıkanlar olacaktır.
[1]Türkiye’de 2012 yılında yapılan bir Bakanlık basın açıklamasına göre son 10 yılda, 1.1 milyan Ha tarımdışı faaliyet için izin talebi gelmiştir. %52’sine onay verilen bu arazilerin %34’ü verimli tarım arazisi imiş.
[2]LED (“Light Emitting Diode”, Işık Yayan Diyot), yarı-iletken, diyot temelli, ışık yayan birelektronikdevre elemanıdır. Çağdaş ledler mor ve kızılötesigibi çeşitli dalga boylarında, yüksek parlaklıkta ışık verebiliyor.
1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı.
Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi.
Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır.
1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır.
1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir.
Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:
CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)
Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,
ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir
Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr)
2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/)
Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:
http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
https://nazimiacikgoz.wordpress.com
https://geneticliteracyproject.org/
https://nacikgoz.blogactiv.eu/
Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/).
Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.