Kocaeli gazetesinde M. Tanzer Ünal’ ın yazısı:
Hafta içinde ilginç bir tartışma yaşadık.
“Tuzcular”ın tartışmasını…
Bir tarafta “rafine tuzcular”…
Diğer tarafta “kaya tuzcular”…
Ve bu tartışmaya, bu kavgaya alet olan bir bakanlığımız…
Adının başında “sağlık” olan, ama “sağlık” tan çok “hastalık” la uğraşmayan Sağlık Bakanlığı…
***
Tartışma, şöyle başladı ve gelişti.
Prof. Dr. Canan Karatay’ı mutlaka izliyorsunuzdur…
“Sağlıklı yaşam” konusunda çok güzel tespitleri ve açıklamaları var.
Özellikle ekmek konusunda…
Tatlı, meyve ve her türlü rafine edilmiş yiyecekler konusunda…
Canan Hanım’ın ele aldığı son konu, kaya tuzu!
“Kaya tuzu” nun insan sağlığı için çok yararlı olduğunu, kesinlikle “rafine beyaz tuz” kullanılmaması gerektiğini söylüyor.
“Kaya tuzu, insan ömrünü uzatıyor” diye de ekliyor…
TV kanalları tam “kaya tuzunun faydaları” nı konuşurken, “rafine tuzcular” karşı atağa geçiyorlar.
Hem de işin içine “damardan” giriyorlar.
Ulusal basında bir sabah işe gelen gazeteciler, bilgisayar ekranlarında “Karatay’ın ömrü uzatır dediği kaya tuzu zararlı çıktı” başlığıyla çarpıcı bir haber görüyorlar.
Haberin devamını okuyunca şaşkınlıkları daha da artıyor…
“Prof. Dr. Canan Karatay’ın faydalı olduğunu ve ömrü uzattığını söylediği kaya tuzu zararlı çıktı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, kaya tuzunda kanser yapıcı etkisi olan maddelerin bulunduğu belirtildi. Kaya tuzu, atom bombası olarak nitelendirildi…”
Haydi, buyurun bakalım!
Akıllara durgunluk verecek bir haber!
Asırlardır kullanılan kaya tuzu kötüleniyor ve kaynak olarak da Sağlık Bakanlığı gösteriliyor…
Gazeteciler, Sağlık Bakanlığı’nın web sayfasına giriyorlar, “beslenme” bölümünü tıkladıklarında, “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Obezite Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı” sayfasına yönlendiriliyorlar.
Aaaa, haberin kaynağı doğru!
Kaynağı belli olmayan ve hiçbir bilimsel temele dayanmayan, kaya tuzunu “atom bombası” na benzeten bir rapor.
Raporda “kaya tuzu” kötülenirken, “rafine tuz” sürekli övülüyor, reklamı yapılıyor…
Belli ki, raporu “rafine tuzcular” hazırlattı, “Kaya tuzu zararlıdır, Canan Karatay’a inanmayın” imajını yaymak istiyorlar.
İyi de, koskoca Sağlık Bakanlığı böyle bir tartışmaya nasıl alet olur?
Bilimsel kaynağı belli olmayan böyle bir raporu nasıl web sayfasında yayınlar?
Ortalık karışıyor…
Böylesine sansasyonel bir haber servis edilir de, gazeteciler durur mu?
Üstelik kaynağı sağlam, koskoca Sağlık Bakanlığı!
Haber, gün içinde televizyonlardan yayınlanıyor, gazetelerin internet sitelerinden veriliyor…
Ve ortalık karışıyor.
Konunun uzmanları işin üstüne gidiyor…
Türkiye’nin en büyük “kaya tuzu mağaraları” nın bulunduğu Çankırı’nın Valisi Vahdettin Özcan devreye giriyor, Sağlık Bakanlığı’nı arayarak kaya tuzu ile ilgili elindeki olumlu raporları gönderiyor…
Sonunda Sağlık Bakanlığı web sitesinde yayınlanan raporun “çakma” olduğu, bilimsel bir yönünün bulunmadığı ortaya çıkıyor.
Bakanlık, kullanıldığını anlıyor ve raporu sitesinden çıkarıyor.
Çıkarıyor da, herhangi bir açıklama yok!
Özür dilemek yok!
Olayı soruşturmak ve sorumluları cezalandırmak yok!
“Rafine tuzcular”, amacına ulaşmış, herkesin kafasında “kaya tuzu” konusunda soru işareti uyandırmıştır.
Tuz; dost mu, düşman mı?
Kaya tuzu ile ilgili daha önce iki yazı yazmıştım.
Ne vesileyle yazdığımı hatırlamıyorum, ama kaya tuzunun yararlarını anlatmıştım.
Okuduklarımı ve dinlediklerimi sizlerle paylaşmıştım.
Bizim evde fazla tuz kullanılmaz.
Sofraya tuzluk konulmaz.
Özellikle belirli yaştan sonra dikkat etmeye başladık.
Ancak “kaya tuzu”nun farkına vardıktan sonra eskiye göre bir miktar daha fazla tuz kullanıyoruz.
Kaya tuzunun yararlarını bildiğimizden, gönlümüz rahat!
Tamam, tuz fazla kullanılmamalı.
Ama kullanacağımız tuz da “kaya tuzu” olmalı.
Tuzun hem miktarı, hem kalitesi önemli…
Tuz, aslında dost!
Normal miktarda ve “kaya tuzu” kullanırsan…
“Kaya tuzu” çok mu pahalı?
Sevgili okurlarım, kaya tuzundan söz edilirken “Himalaya tuzu” sözcükleri sıkça kullanılır.
Himalaya, Pakistan’da bir dağdır ve bu dağdaki tuz mağaralarından çıkarılan tuzun “en iyi kaya tuzu” olduğu söylenir.
Ülkemize de getirilmiştir ve büyük şehirlerde oldukça pahalı fiyata satılır.
Ancak zenginlerin satın alabileceği fiyata…
Halbuki ülkemizde de çok kaliteli, hatta Himalaya tuzundan daha kaliteli, kaya tuzu çıkarılmaktadır.
Çankırı’dan…
“Çankırı damadı” olduğum için biliyorum, Çankırı kaya tuzları dünyadaki benzerleriyle yarışır.
Üstelik çok ucuz.
Himalaya tuzlarının onda bir fiyatına.
Fiyatının düşük olmasına bakmayın, fiyatı düşükse kalitesi de düşüktür diye düşünmeyin…
Çankırı kaya tuzlarının da “molekül yapısı” diğerleriyle aynı.
Hücre zarından kolayca girip çıkmasını sağlayacak kadar küçük…
İnsanın neden kaya tuzuna ihtiyacı var?
Kaya tuzları milyonlarca yılda oluşmuş.
Tuz yatakları uzun yıllar yüksek basınç altınla kalarak kristalleşmiş.
Bu tuzların en büyük özelliği, “küçük molekül yapısı” na sahip olmaları…
Bu yapı, tuzun hücre zarından kolayca girip çıkmalarını sağlıyor.
Suyun hücreden içeri girebilmesine tuz yardım ediyor.
Eğer tuz küçük molekül yapısına sahipse, bu işlem daha kolay oluyor.
Doğada bulunan 94 mineralden, gazlar hariç tutulursa, geri kalan 84’ü kaya tuzlarında bulunuyor.
Kaya tuzu, doğal mineral ihtiyacımızın tamamını karşılıyor.
Bu minareler, işin ilginci sadece kaya tuzunda bir de maden sularında bulunuyor.
İşte bu nedenle kaya tuzları çok önemli.
Kaya tuzu konusunda internette sağlık sayfalarında çok ayrıntılı bilgiler var.
Gazetemizin internetinde “Sağlıklı Yaşıyoruz” bölümüne girin, burada da yararlı bilgiler bulacaksınız.
Kaya tuzu üzerinde durun, sağlığınız için çok önemli.
Sağlık Bakanlığı, kısa bir süre için de olsa “kaya tuzu”nu kötülemekle çok büyük hata yaptı.
Bu nedenle kaya tuzu kullanıcılarından özür dilemeli.
İyi pazarlar!
