Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Çarşamba, Aralık 17, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet AY

Darbeler ve Anılarım -I-

Ahmet AY Yazar Ahmet AY
17 Aralık 2009
Ahmet AY
3
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Davacıyım hâkim bey,

Doğduğum yıldan itibaren gasp edilen haklarımdan dolayı davacıyım.
Çünkü ben dünyaya geldiğimde Mendereslere yönelik darbe yapılmış ve bir başbakan ile iki bakan darağacına çekilmişti vatanı kurtarmak uğruna!..

 Hayır, Menderes adına davacı değilim, o konuda halk davacı olmuş ve davayı kazanmıştı zaten. Ben kendi adıma davacıyım. Zira yapılan darbeler her zaman bu halka, iradesine karşı yapılmıştı(r). Rahmetli babam o darbeleri iyi tanıyordu.

Ne kanlar dökebileceklerini, kendi vatandaşlarına nasıl kıyacaklarını çok iyi biliyordu. Bu sebeple yıllarca uykusu kaçmıştı. “Acaba sıra hangimizde” diye sabahlamak zorunda kalıyordu. Hayır, bir suçu yoktu demiyorum, o halktı, halktandı ve dolayısıyla suçluydu ve bu sebeple de tedirgin oluyordu. Ta İttihad Terakki döneminden, 31 Mart uyduruk vakalarından, Bab-ı Ali baskınlarından beri darbelerin halkına neler reva gördüğünü çok iyi biliyor ve günlerini bu tedirginlik ve endişe içinde geçiriyordu.

Ben yeni doğmuştum, dünyaya gelişim onun en büyük temennisiydi. Zira babamın iki erkek evladı ölmüş, uzun yıllar sonra erkek evladı olarak dünyaya gelmiştim. Dünyaya gelişime doyasıya sevinememişti. Ve huzur içinde, yeterince beni sevmesine izin vermedi darbeciler.                           

“Çocuklarım, yeni doğan yavrum babasız mı kalacak” diye çok telaşlanmıştı. Yerden göğe kadar haklıydı.

O, halka küçük çaplı da olsa öncülük ediyor, bu halkın mazlumiyetini dile getiriyor, mesleği icabı halka dini ve örfi değerleri öğrettiğinden dolayı elbette ki suçluydu!
Neticede defalarca evimizi bastılar, benim de zar-zor hatırladığım kadarıyla evde Arapça yazılmış Türk, Arap, Fars ve Kürt bilgelere ait ne kadar eser varsa hepsini yerlere atıp çiğnediler. Rahmetli babamın yıllar sonra bile bunları anlatırken nasıl duygulandığını, gözlerinin nasıl dolu dolu olduğunu unutamıyorum. Bu halet-i ruhiye ile çocuklarını ve en çok da beni yeterince sevemedi, doğru dürüst gönül rahatlığıyla kucaklayıp öpüp koklayamadı. Darbelerin suçlu aramada kriter aramadığını bildiği için gece en ufak hışırtı bile uykusunu kaçırmaya yetiyordu.

Ben de çocukluğumda babamdan 1960 darbesinin acılarını masal gibi dinliyordum, derin derin dalışlarını 4-5 yaşlarımdayken hissedebiliyordum. Hatta bir gün köye yaya gelirken eli silahlı bir görevli tarafından babamın başındaki takkenin yerlere atıldığını dünyam başıma yıkılırcasına seyrediyordum. Ama Allah var o haddini bilmez görevliye karşı gözümde kahramanlar gibi çıkışını asla unutamıyorum: “Siz ne yaparsanız yapın bu millet dinini ve asaletini bırakacak değildir, öldürerek de sonumuzu getiremezsiniz” demişti… Ve beni kucaklayıp sinirden titreyişini hiç ama hiiiç unutamıyorum. Onun çektiklerini şimdi daha iyi anlıyorum.

Davacıyım hâkim bey;                                                                                                     

 Babamın sevgisini istiyorum! Bana babamın hiçbir yerde bulamayacağım çocukluk sevgisini geri verin:

Beni yeniden kucaklasın, bağrına bassın, öpüp koklasın… Benim de onun kokusuna ihtiyacım sudan, nefesten daha fazla… Babamın kokusunu istiyorum, bana ne? Ben babamın bana gösteremediği sevgisini, onun bana çok gördüğünüz kokusunu istiyorum… Babam beni kucaklasın istiyorum, öpsün beni o sımsıcak dudaklarıyla… bana dünyanın en güzel babasını ve bütün güzel kokuların kokteylini geri verin!.. Yoksa davacıyım hepinizden!..

1971’lere geldiğimizde yine darbe, yine kendi halkına güvensizliğin çirkinliği… Çocuktum, artık ilkokulu bitirecek ve ortaokula başlayacaktım, babamın en çok görmek istediği, hayal ettiği şeydi bu… 1960’lı yılların sonunda ortam biraz normalleşmişti. Beni ortaokula hazırlıyordu. Tek erkek evladı olmam hasebiyle üzerime titrerdi. Beni evin dışında bir yerlere; ilçeye veya ile göndermek zorunda kalması onu çok üzüyordu ancak geleceğim için bunu yapmalıydı. Her fırsatta bu konuda nasihatlerle beni hazırlıklı bir gurbetçi yapmak istiyordu.

12 Mart 1971 günü yapılan darbe babamın bütün moralini yerle bir etmişti. Çok iyi hatırlıyorum, zira 1960 cuntası sonrasında ortamın doğal seyre girmesiyle bana karşı olan o güzel ilgisi, şakaları yerini sessiz ama derin ve duygusal bir kucaklamaya bırakmıştı… Bazen kucaklayıp dakikalarca öyle kalakalırdı bırak(a)mıyordu. Sanki geçmiş ve gelecek yılların payını da şimdi kullanıyor gibiydi… Zira darbe ile devlet evlatlarını yeme dönemini tekrar başlatmıştı.                                                                                                                                       

Of çekerek; “neymiş? Birkaç öğrenci devletin düzenini bozacakmış…

Niye devlet  darbe yapmadan, gençleri darağacına göndermeden yapamaz mıymış?” diyordu rahmetli. “Hesap başka başka” diyordu hep ve dediği çıkıyordu.

Evimiz günlerce, haftalarca, aylarca radyo haberlerini dinlemek için dolup taşıyor ve herkes aynı kanaati dile getiriyordu; “onların (darbecilerin) hesabı milletledir, onlar millete güvenmiyorlar”… Bu dönemde de babamın çok istemesine rağmen kendisinden yine yeterince ilgi ve sevgi göremedim. Çünkü hep kötü geleceğimizin endişesini taşıyordu. Başına gelecekleri düşünüp tedirginlik yaşıyordu.

Gıyabımda “oğlumun seksen yıl ömrü ve benim de bir gün ömrüm kalmışsa o bir günlük ömrüm de oğlumun olsun isterim” diyecek kadar sevdiği halde gönlünce koklayamadı, çok tedirgindi yeterince sevemedi, endişeliydi bizim için, memleket için. Gelecekten ümit var değildi, korkuyordu ve haklıydı da… 65 yaşındayken başına gelenlerden sonra daha çok hak verdim endişelerine… Davacıyım darbecilerden. Hiç lamı cimi yok, ben davacıyım hakim bey!..

Paylaş
Etiketler: darbeSiyaset
Önceki Yazı

Piyasalar Hareketli, Borsalar Yapı Değiştiriyor

Sonraki Yazı

İnsani Boyut Ve Atatürk

Ahmet AY

Ahmet AY

Ahmet Ay'ın Tüm Yazılarını Göster

İlişkili Yazılar

Ahmet AY

CHP Artık Milli Güvenlik Sorunu

06 Aralık 2020
5k
Ahmet AY

AB’nin ‘İRİNİ’ Akdeniz’e Aktı

29 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Başkan Erdoğan’dan Kıbrıs Çıkarması

22 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Biden’a Neden Sevindiler?

15 Kasım 2020
5k
Sonraki Yazı

İnsani Boyut Ve Atatürk

Yorumlar 3

  1. mustafa yolcu says:
    16 yıl önce

    Ahmet bey
    Darbelere karşı olmak insanlık gereğidir.
    Demokratlık gereğidir.Düşünen insan olmanın gereğidir.
    Darbeler sonucu hapishanelere atılan insanlara yapılan işkenceleri kim unutabilir.
    Dışkısı yedirilen insanları kim unutabilir.
    Ama unutuyoruz.Unutturuyorlar.
    İnsan hakları, çağdaşlık diyorlar, darbelere sahip çıkıyorlar.
    Ağlayan anaları görmeyip yapılan zulme, insanlık dışı davranışlara sahip çıkıyorlar.
    Ahmet bey davacısın, davacıyız,davacılar.
    Davacı olmak insanlık gereğidir.

  2. Ahmet AY says:
    16 yıl önce

    Duyarlılığınız için teşekkür ediyorum.
    Saygılar.

  3. s.bülent says:
    15 yıl önce

    hocam eyvallah. davacıyız biz de… anlat bunları, zira bu toplum balık hafızalı. anlat ki sözlü tarihimiz yazılıya dönüşsün. vesselam…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Sitenin Efendisi

16 Aralık 2025
Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap