Adalet bağımsız mı dediniz? Hadi canım sende… Bugün canım yazı yazmak istemiyor…
Canım sıkılıyor…
Bir medya organına böylesine saldırılmasını, kapatılmak istenmesini, gözümüzün içine soka soka hile yapılmasını, aklımızla alay edilmesini kabul etmiyorum.
Bir hakim karar alıyor.
Elindeki delillere göre İpek Holding’in bünyesinde bulunan tüm şirketlere kayyum atanıyor.
Bir anlamda el konuluyor.
***
Hakim bey, AK Parti’ye gönül vermiş kayyumları nasıl bulmuş, dersiniz?
Nedense bağımsız olan Hakim Bey’in, kayyum olarak atadığı isimler sözde bağımsız…
Kimi eski AK Parti ilçe başkanı, kimi halen AK Parti meclis üyesi…
Kimi halen AK Parti il yönetim kurulu üyesi, komisyon başkanı…
Kimi AK Parti belediye başkan aday adayı, kimi AK Parti milletvekili aday adayı…
Kimi AK Parti Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olan kişinin başında bulunduğu medya grubunun yöneticileri…
Ve ilginçtir atanan iki kayyum da bölgemizden… İkisi de su katılmamış AK Partili…
Biri Uzdelta’nin sahibi Mehmet Uzer, diğeri AK Parti Beylikdüzü eski ilçe Başkanı, yeni il yöneticisi ve komisyon başkanı Nevzat Demiröz..
***
Hakim bey tarafsız kayyum atamışmış! Hadi canım sende…
Seçimlerden önce el konulmanın gerçekleştirilmesi için aceleye getirilmiş.
Ticaret Sicil Gazetesi’nde kayyumların yayınlanması yapılmadan şirkete el konulmuş…
Hem de polisler gözetiminde…
Amaç belli…
Susturmak…
Bir medya mensubu olarak bugün canım sıkılıyor.
Yazmak istemiyorum…
Ancak yazmalıyım da…
***
Bir iktidar düşünün, dünyada ki prestijinin ne olacağını umursamadan, seçimler öncesinde “muhalif medyaya el konuluyor” görüntüsünü umursamadan böyle bir işe kalkışılması…
İnanın anlamak mümkün değil.
Daha düne kadar şimdi el konulan medya, yapılan hukuk dışı yöntemleri can siparane savunuyorlardı…
Hem de ne savunma…
O zaman yapılan hukuksuzlukları savunmak için, neler uyduruyorlardı…
Bugün aynı adaletsizlikler başlarına geldi.
O gün adaletsizlik yapan hukukçuların kimileri tutuklandı…
Kimileri yurt dışına kaçtı.
Kimileri meslekten men edildi.
Kimileri emekli edildi…
Aynısı polislerin de başına geldi.
Yazın bir kenara, bugün hukuksuz kararlar alanlarında başlarına aynı şeyler gelecek.
Demokrasi böyle öğreniliyor…
Öğreneceğiz, demokrasi ancak karşıtımızın hakkını savunarak gelebilir.
Öğreneceğiz, özgürlük ancak karşıtımızın özgürlüğünü savunarak gelebilir…
Öğreneceğiz, vatandaşlık hakları ancak öteki gördüğümüz vatandaşın hakkını savunarak geliştirilebilir.
Öğreneceğiz, sadece kendimizin ifade özgürlüğü değil ötekinin ifade özgürlüğünü savunmadan ifade etmemizin bir anlamı olmadığını…
***
Hey Allah’ım…
Medya organlarına bütün dünyanın gözü önünde canlı yayında el konuldu.
El koyma kararı alanlar, bunun vebalinin altında kalırlar.
Ancak, dünde bu ülkede medya gruplarına el konulurken seyredenlerin bugünkü timsah gözyaşlarına inanmasak da, yapılanın yanlış olduğunu söyleyeceğiz.
Dün yanlış yapsa da bugün kendisine yapılan haksızlıklara baş kaldıracağız, itiraz edeceğiz.
***
Yazın bir kenara, dünkü el koyma AK Parti’ye bir kaç puan kaybettirecek…
Yazın bir kenara, bu yaşanan anarmal gibi görünen durumdan normal bir duruma geçeceğiz.
Bir anormal süreçten çıkıyoruz.
Bu bir geçiş süreci…
Korkmayın, Çetin Altan’ın dediği gibi, enseyi karatmayın.
Zorbalar kaybedecek…
Kim zorbalığa soyunuyorsa kaybedecek.
Kim zorbalığa karşı direnmiyorsa onlar da kaybedecek…
Hukuk ancak adaletle uygulanabilir
Hukuk dışı yöntemlerle adalet uygulanamaz…
Hukuku kurallarıyla uygulamazsanız, kullanılmış aptallar üretmeye devam edersiniz…
Bugünde onları görüyoruz…
Gözleri iktidardan daha kara…
Ancak dünü unutmasınlar…
Dünkü kullanılmış aptallara yönelik operasyonlar yapılıyor…
Birer terörist gibi…
Yazın bir kenara bugünkü kullanılan aptallarında aynı duruma düşeceğine imza atarım…
***
Bugün el konulan medya organlarının benzerlerinin diğerlerine yapılmayacağının ya da başkalarına yapılmayacağının bir garantisi yok.
Onun içindir ki, bu topraklarda sadece güçlüler ve iktidarda olanlar için değil herkes için ayrımsız bir adalet sistemi kurulmalı…
Herkes için ayrımsız demokrasinin şartları yerine getirilmeli…
Herkesi kucaklayan, herkesin kendisine ait göreceği demokratik bir anayasa hayata geçirilmeli…
***
Yoksa çok büyük acılar yaşacağız.
Galiba 1 Kasım’da iktidar istediğini bulamayacak…
Sonrası mı?
Bilmiyorum.
Bugün canım yazmak istemiyor…
Çünkü canım sıkılıyor…
Yazık…
Yapılanları Türkiye hak etmiyor…
Lanet olsun, haksızlık karşısında susanlara…
Yazık, bizimkiler zulüm yapıyor diyemeyenlere…
Yazık, bizden olmasa da zulüm görenlerin yanında olamayanlara…
Son söz: Canım sıkılıyor ancak hayatta devam ediyor… Bugün canım yazmak istememesine, yüreğim daralmasına rağmen, yazmamanında vicdanımı yaralayacağını bildiğimden dolayı yazıyorum… Allah belanızı versin… Atlatacağız bugünleri… Daha iyi ve yeni bir Türkiye’ye hep beraber öyle ya da böyle kuracağız. Yoksa bugünlerde ki herşey gelecekte ki cehennememiz olacak…
