Temel hak ve özgürlükleri yok sayarak, anti-demokratik yaklaşımlarla çözümün önündeki yolların tamamını tıkarsınız.
Türkiye büyük bir ateş çemberinin içine sürükleniliyor, Türkiye okyanusta bulunan bir gemi gibidir bu geminin içinde bir çok etnik köken ve mezhebi taşıyan farklılara sahip topluluk bulunmaktadır, bunlardan herhangi bir kesimi yoksaymak geminin alabora olmasına ve ekolojik yapının sarsılmasına neden olur.
Siyasi rant ve kişisel çıkarları doğrultusunda Türkiye’nin temel sorunlarını çözümsüzlüğe sürükleyerek çatışma ortamını derinleştirmeyi hedefleyen ve arzulayan belli bir kesim bulunmaktadır asıl terörist ve bölücülük yapan bu kesimdir.
Hal böyle olurken dış güçlerin Türkiyeye müdahele etme ve iç savaş çıkarılması için komplo teorileri üretilmektedir.
Suriye ve Ortadoğuda yaşanılan iç savaşın örnekleriyle açıklamak mümkün.
Suriyedeki iç savaşın çıkmasının baş nedenlerinden biri Esad’tır.
Esad diktatörlüğü ve koltuk kaybetme korkusu, iç savaşın çıkmasına zemin hazırlanmıştır. Esad’a göre kendi koltuğu ve konumu milyonlarca insandan daha değerlidir.
Peki Esad ne yapabilirdi?
1- Suriye halklarının tamamının özgürlük alanın genişletmesini sağlayabilirdi.
2-referanduma gidebilirdi.
3-Evrensel insan hakları adımları atabilirdi.
4-Barışçıl ve eşit bir ortamda seçime gidebilirdi.
Vb.
Fakat Esad tam tersi uygulamalar yaparak kendi halkını katletme yolunu tercih etmiştir bu durum binlerce insanın ölmesine, milyonlarca Suriye vatandaşın yurtsuz kalmasına neden olmuştur.
Suriye, Mısır, Libya,Filistin, Irak kısacası tüm ortadoğu ülkelerinin son 100 yıllık geçmişine baktığımızda aynı uygulamalar ve katliamlar yapılmaktadır, özellikle belirtmek ve dikkat çekmek istediğim konu ise, demokrasi getireceğim diyen ama bu coğrafyayı kan gölüne çeviren Emperyalizm deninen en başta akla gelen ve Ülkemiz için en tehlikelisi Kapitalist emperyazimin anası ve de babası olan ABD ve onun kopyası olma özelliğini taşıyan AB’dir. Bu iki güç dünyayı idari, siyasi, askeri, mali ve sosyal bakımdan dizayn etmeye, hak, hukuk ve özgürlüklerini insanların talep, istek gönüllerince değil, kendi arzu ve dayatmaları kadar kullanılmasından yana.
Buradan ders çıkaramayan ortadoğu ülkeleri ve halkları yozlaşarak tükeneceklerdir. hegemonik-emperyal güçler ve onların komplo teorilerini boşa çıkarmanın ve bu kötü gidişe dur demenin zamanıdır.
Dünden farklı olarak bugün özellikle üzerinde durmamız gereken insanlığın asırlar içerisinde oluşturup geliştirmiş olduğu evrensel insani değerlere ve tüm farklılıkları benimseyerek bu ülkeyi cennete dönüştürebiliriz aksi taktirde dün yaşadıklarımızı bugünde yaşarız.
Bu ülkeyi ya tüm renkleriyle kabul edip cennet bahçesine çeviririz yada küresel hegemonik-emperyal güçlerin dayatmasıyla insanlığın ortak hafızasını körelterek tek tip insan yaratmaya çalışan zihniyetle cehenneme çevirilir.
Tercih ve karar sizin Cennet mı? cehennem mı?
Başımız sağolsun, ülke kara günlerden geçiyor ANKARA katliamını unutmayacağız unutturmayacağız.
Cahit YETKİN
