Neden, sürekli bir belediye başkanını yazıyormuşuz? Sadece CHP’li belediyeler mi yolsuzluk yapıyormuş?
Biz neden CHP’li olmayan AK Partili belediyelerle ilgili yazmıyormuşuz?
Bize AK Partili bir belediye başkanı, para veriyor, diyormuş ki, “CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını yazın?”
“Neden, bir belediye başkanı bir gazeteye para versin de bir belediye başkanı hakkında yazı yazdırsın?” sorusuna verilecek doğru dürüst yanıtları yok… Ama olsun iftira at… Ne de olsa kendilerini aklayacaklar ya… Karşısındakiler sormuyor? İhalelerideki hataları o başkan mı buluyor? Size bilerek o mu yanlış yaptırıyor? İhale yapılmadan önce işi yap, sonra ihaleyi yap, o başkan mı size talimat veriyor? Tık yok…
Yeter ki söyle… İnananacak birileri çıkar… Sende aklanırsın öyle mi?
*
Sadece doğrular karşısında, isnat edilen, belgeli yazılan konularla ilgili açıklama yapma ama itiraf et…
Yani, bir partinin belediye başkanı, CHP’nin bir belediye başkanını yazdırınca eline ne geçecek?
Yanıtı yok ama sen at yeter…
O sözde, onun aleyhinde yazdıran o’nun rakibi mi? Paylaşamadıkları bir şeyler var mı? Çatıştıkları konular mı var? Birbirlerinin iktidar alanına mı müdahale ettiler?
Yoooo… Sen iftira at… Çamur at…
Hakkında yazılan doğruları değersizleştirmek için, dikkati başka yerlere çekmeye çalış…
Yeter ki, yapılanları karartmaya çalış…
Kendi trolleri ile hakkında yazanlara, itibarsızlaştırmak için yazdır, metinleri düzelt, ne yazılacağına beraber karar ver… Hatta direktif ver…
Ama başkaları için, yaptıklarını düşündüklerin için iftira, çamur at…
Sahi aynaya bakınca kendinizi görebiliyor musunuz? Hiç utanmıyorsunuz, gördüğünüz suratlardan?*
Yazılanları, yapılan yorumları anlamsız kılacak elinde ne varsa söyle…
Ancak söyleyecek sözü olmayınca, çamurlaş…
Partinin üst yönetimine başka, partililere başka, çevrene başka, aklına ne geliyorsa söyle…
Bazen muhalif meclis üyeleri yazdırıyor de…
Bazen, kendi partisinden bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Bazen, AK Partili bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Her gün yanlış yapan, yaptıklarını alenen yapan beceriksiz başkanı yazınca, hemen ayağa kalk…
Hangisi tutarsa o iftirayı çamuru at…
AK Partili olduğu için yazıyor…
Yok, komünist olduğu için yazıyor…
Yok, başka hesapları var onun için yazıyor…
Yok, yaptığımız herşey doğru, CHP karşıtı olduğu için yazıyor…
Çık medyanın karşısına, konuş…
Herkesi çağır…
Yetiyorsa yüreğin, karşımızda konuş…
Çağır gazetemizi, yap açıklamalarını yazalım…
Ama soruları da biz soralım…
Yok, iftira atacak….
Hatta bir televizyon programı yapalım, çık karşımıza bizim yanlışlarımızı bir bir anlat…
Ama sen sorularımıza yanıt ver…
Canlı yayında, çık yaptıklarını savun…
*İstanbul’da 17 ayda makam aracını üç kere değiştiren başkası yok, yazıyoruz tık yok…
Garajda üç tane makam aracı var, nedir bu hovardalık diye yazıyoruz?
Trollerden yanıt geliyor…
“Sadece lüks makam aracına binen o mu? Diğerlerini de yazsanıza” diye bağırıyorlar…
İhalelerde usulsüzlük yapılıyor diye yazıyoruz.
Troller yanıt veriyor, başka belediyelerde usulsüzlük yapılmıyor mu?
Diyoruz ki, siz de gazeteci değil misiniz, siz de elinizde belge varsa, diğerlerini yazın… Eliniz armut mu topluyor diye soruyoruz…
Onlar;“anamız, ekmek kapımız hakkında neden yazıyorsunuz?” diye, küfür ediyor…
Üç beş kuruşla kimi zavallı, itibarı yerle bir olmuş gazetecilere vererek, aynı başlıkla haberler dikte ettiriliyor… Ne de olsa, kendilerini aklayacaklarını zannediyorlar… Milleti aptal, kendilerini ise akıllı kabul ediyorlar…
Üç beş tane gazetede yalaka haberler çıkınca aklanacaklarını zannediyorlar…
Bilmiyorlar ki, milletin vicdanında çoktan mahkum oldular…
*Gerçek Gazetesi ile başlayan, Gazete İstanbul ile devam eden gazeteciliğimize baksalar bu bölgede; Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy Belediyeleri, İstanbul’da diğer belediyeler ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığımız haberler arşivlerde duruyor… Ankara Büyükşehir Belediyesi de buna dahil…
Elimize belge geldiğinde, ucu nereye giderse gitsin yazıyoruz.
Siyasi partisine bakmadan…
Tüm yazdıklarımız arşivlerimizde duruyor…
1993’ten beri köşe yazılarımıza, 2005’ten beri tüm haberlerimize, tüm gazete sayfalarımıza internetten ulaşabilirsiniz… Çünkü kimileri internet sitelerinden silebiliyorlar… Bizim ise gazete sayfalarımız internet sitesinde duruyor…
Konuşurken, yazarken aklımıza estiği gibi yazmıyoruz… Arşivler internette duruyor…
*Buradan çağrı çıkarıyorum. Kimileri yandaş kimileri de candaş olabilirler… Ekmek kapılarının kapanacağını, kimileri harçlıklarının kesileceğini düşünebilirler… Elinizde belge, bilgi varsa getirin biz yazarız…
Getirin, korkmayın… Yüreğinizde birazcık vicdan kalmışsa, gazetecilik namusu varsa bekliyoruz… “Buna gerek yok” diyorsanız, kendi gazetelerinizde, köşelerinizde belgeli ve bilgili haberciliğinizi bekliyoruz…
Biz, yaptığınız namuslu gazetecikle onur duyarız.. Hiç gocunmayız… İftira da atmayız… Açarız telefonu, hatta geliriz gazetelerinize kutlarız da… Bilin ki hiç rahatsız olmayız… Birazcık vicdanınız kalmışsa, bunun böyle olduğunu bilirsiniz…Son söz: Biz mesleğimize değer katan herkesi başımızın üstünde taşırız… İtibarsızlaştırmak mı, o yöntem kanı bozuk ve kalemini satmışlar içindir…
Neden, sürekli bir belediye başkanını yazıyormuşuz? Sadece CHP’li belediyeler mi yolsuzluk yapıyormuş?
Biz neden CHP’li olmayan AK Partili belediyelerle ilgili yazmıyormuşuz?
Bize AK Partili bir belediye başkanı, para veriyor, diyormuş ki, “CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını yazın?”
“Neden, bir belediye başkanı bir gazeteye para versin de bir belediye başkanı hakkında yazı yazdırsın?” sorusuna verilecek doğru dürüst yanıtları yok… Ama olsun iftira at… Ne de olsa kendilerini aklayacaklar ya… Karşısındakiler sormuyor? İhalelerideki hataları o başkan mı buluyor? Size bilerek o mu yanlış yaptırıyor? İhale yapılmadan önce işi yap, sonra ihaleyi yap, o başkan mı size talimat veriyor? Tık yok…
Yeter ki söyle… İnananacak birileri çıkar… Sende aklanırsın öyle mi?
*
Sadece doğrular karşısında, isnat edilen, belgeli yazılan konularla ilgili açıklama yapma ama itiraf et…
Yani, bir partinin belediye başkanı, CHP’nin bir belediye başkanını yazdırınca eline ne geçecek?
Yanıtı yok ama sen at yeter…
O sözde, onun aleyhinde yazdıran o’nun rakibi mi? Paylaşamadıkları bir şeyler var mı? Çatıştıkları konular mı var? Birbirlerinin iktidar alanına mı müdahale ettiler?
Yoooo… Sen iftira at… Çamur at…
Hakkında yazılan doğruları değersizleştirmek için, dikkati başka yerlere çekmeye çalış…
Yeter ki, yapılanları karartmaya çalış…
Kendi trolleri ile hakkında yazanlara, itibarsızlaştırmak için yazdır, metinleri düzelt, ne yazılacağına beraber karar ver… Hatta direktif ver…
Ama başkaları için, yaptıklarını düşündüklerin için iftira, çamur at…
Sahi aynaya bakınca kendinizi görebiliyor musunuz? Hiç utanmıyorsunuz, gördüğünüz suratlardan?*
Yazılanları, yapılan yorumları anlamsız kılacak elinde ne varsa söyle…
Ancak söyleyecek sözü olmayınca, çamurlaş…
Partinin üst yönetimine başka, partililere başka, çevrene başka, aklına ne geliyorsa söyle…
Bazen muhalif meclis üyeleri yazdırıyor de…
Bazen, kendi partisinden bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Bazen, AK Partili bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Her gün yanlış yapan, yaptıklarını alenen yapan beceriksiz başkanı yazınca, hemen ayağa kalk…
Hangisi tutarsa o iftirayı çamuru at…
AK Partili olduğu için yazıyor…
Yok, komünist olduğu için yazıyor…
Yok, başka hesapları var onun için yazıyor…
Yok, yaptığımız herşey doğru, CHP karşıtı olduğu için yazıyor…
Çık medyanın karşısına, konuş…
Herkesi çağır…
Yetiyorsa yüreğin, karşımızda konuş…
Çağır gazetemizi, yap açıklamalarını yazalım…
Ama soruları da biz soralım…
Yok, iftira atacak….
Hatta bir televizyon programı yapalım, çık karşımıza bizim yanlışlarımızı bir bir anlat…
Ama sen sorularımıza yanıt ver…
Canlı yayında, çık yaptıklarını savun…
*İstanbul’da 17 ayda makam aracını üç kere değiştiren başkası yok, yazıyoruz tık yok…
Garajda üç tane makam aracı var, nedir bu hovardalık diye yazıyoruz?
Trollerden yanıt geliyor…
“Sadece lüks makam aracına binen o mu? Diğerlerini de yazsanıza” diye bağırıyorlar…
İhalelerde usulsüzlük yapılıyor diye yazıyoruz.
Troller yanıt veriyor, başka belediyelerde usulsüzlük yapılmıyor mu?
Diyoruz ki, siz de gazeteci değil misiniz, siz de elinizde belge varsa, diğerlerini yazın… Eliniz armut mu topluyor diye soruyoruz…
Onlar;“anamız, ekmek kapımız hakkında neden yazıyorsunuz?” diye, küfür ediyor…
Üç beş kuruşla kimi zavallı, itibarı yerle bir olmuş gazetecilere vererek, aynı başlıkla haberler dikte ettiriliyor… Ne de olsa, kendilerini aklayacaklarını zannediyorlar… Milleti aptal, kendilerini ise akıllı kabul ediyorlar…
Üç beş tane gazetede yalaka haberler çıkınca aklanacaklarını zannediyorlar…
Bilmiyorlar ki, milletin vicdanında çoktan mahkum oldular…
*Gerçek Gazetesi ile başlayan, Gazete İstanbul ile devam eden gazeteciliğimize baksalar bu bölgede; Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy Belediyeleri, İstanbul’da diğer belediyeler ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığımız haberler arşivlerde duruyor… Ankara Büyükşehir Belediyesi de buna dahil…
Elimize belge geldiğinde, ucu nereye giderse gitsin yazıyoruz.
Siyasi partisine bakmadan…
Tüm yazdıklarımız arşivlerimizde duruyor…
1993’ten beri köşe yazılarımıza, 2005’ten beri tüm haberlerimize, tüm gazete sayfalarımıza internetten ulaşabilirsiniz… Çünkü kimileri internet sitelerinden silebiliyorlar… Bizim ise gazete sayfalarımız internet sitesinde duruyor…
Konuşurken, yazarken aklımıza estiği gibi yazmıyoruz… Arşivler internette duruyor…
*Buradan çağrı çıkarıyorum. Kimileri yandaş kimileri de candaş olabilirler… Ekmek kapılarının kapanacağını, kimileri harçlıklarının kesileceğini düşünebilirler… Elinizde belge, bilgi varsa getirin biz yazarız…
Getirin, korkmayın… Yüreğinizde birazcık vicdan kalmışsa, gazetecilik namusu varsa bekliyoruz… “Buna gerek yok” diyorsanız, kendi gazetelerinizde, köşelerinizde belgeli ve bilgili haberciliğinizi bekliyoruz…
Biz, yaptığınız namuslu gazetecikle onur duyarız.. Hiç gocunmayız… İftira da atmayız… Açarız telefonu, hatta geliriz gazetelerinize kutlarız da… Bilin ki hiç rahatsız olmayız… Birazcık vicdanınız kalmışsa, bunun böyle olduğunu bilirsiniz…Son söz: Biz mesleğimize değer katan herkesi başımızın üstünde taşırız… İtibarsızlaştırmak mı, o yöntem kanı bozuk ve kalemini satmışlar içindir…
Neden, sürekli bir belediye başkanını yazıyormuşuz? Sadece CHP’li belediyeler mi yolsuzluk yapıyormuş?
Biz neden CHP’li olmayan AK Partili belediyelerle ilgili yazmıyormuşuz?
Bize AK Partili bir belediye başkanı, para veriyor, diyormuş ki, “CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını yazın?”
“Neden, bir belediye başkanı bir gazeteye para versin de bir belediye başkanı hakkında yazı yazdırsın?” sorusuna verilecek doğru dürüst yanıtları yok… Ama olsun iftira at… Ne de olsa kendilerini aklayacaklar ya… Karşısındakiler sormuyor? İhalelerideki hataları o başkan mı buluyor? Size bilerek o mu yanlış yaptırıyor? İhale yapılmadan önce işi yap, sonra ihaleyi yap, o başkan mı size talimat veriyor? Tık yok…
Yeter ki söyle… İnananacak birileri çıkar… Sende aklanırsın öyle mi?
*
Sadece doğrular karşısında, isnat edilen, belgeli yazılan konularla ilgili açıklama yapma ama itiraf et…
Yani, bir partinin belediye başkanı, CHP’nin bir belediye başkanını yazdırınca eline ne geçecek?
Yanıtı yok ama sen at yeter…
O sözde, onun aleyhinde yazdıran o’nun rakibi mi? Paylaşamadıkları bir şeyler var mı? Çatıştıkları konular mı var? Birbirlerinin iktidar alanına mı müdahale ettiler?
Yoooo… Sen iftira at… Çamur at…
Hakkında yazılan doğruları değersizleştirmek için, dikkati başka yerlere çekmeye çalış…
Yeter ki, yapılanları karartmaya çalış…
Kendi trolleri ile hakkında yazanlara, itibarsızlaştırmak için yazdır, metinleri düzelt, ne yazılacağına beraber karar ver… Hatta direktif ver…
Ama başkaları için, yaptıklarını düşündüklerin için iftira, çamur at…
Sahi aynaya bakınca kendinizi görebiliyor musunuz? Hiç utanmıyorsunuz, gördüğünüz suratlardan?*
Yazılanları, yapılan yorumları anlamsız kılacak elinde ne varsa söyle…
Ancak söyleyecek sözü olmayınca, çamurlaş…
Partinin üst yönetimine başka, partililere başka, çevrene başka, aklına ne geliyorsa söyle…
Bazen muhalif meclis üyeleri yazdırıyor de…
Bazen, kendi partisinden bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Bazen, AK Partili bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Her gün yanlış yapan, yaptıklarını alenen yapan beceriksiz başkanı yazınca, hemen ayağa kalk…
Hangisi tutarsa o iftirayı çamuru at…
AK Partili olduğu için yazıyor…
Yok, komünist olduğu için yazıyor…
Yok, başka hesapları var onun için yazıyor…
Yok, yaptığımız herşey doğru, CHP karşıtı olduğu için yazıyor…
Çık medyanın karşısına, konuş…
Herkesi çağır…
Yetiyorsa yüreğin, karşımızda konuş…
Çağır gazetemizi, yap açıklamalarını yazalım…
Ama soruları da biz soralım…
Yok, iftira atacak….
Hatta bir televizyon programı yapalım, çık karşımıza bizim yanlışlarımızı bir bir anlat…
Ama sen sorularımıza yanıt ver…
Canlı yayında, çık yaptıklarını savun…
*İstanbul’da 17 ayda makam aracını üç kere değiştiren başkası yok, yazıyoruz tık yok…
Garajda üç tane makam aracı var, nedir bu hovardalık diye yazıyoruz?
Trollerden yanıt geliyor…
“Sadece lüks makam aracına binen o mu? Diğerlerini de yazsanıza” diye bağırıyorlar…
İhalelerde usulsüzlük yapılıyor diye yazıyoruz.
Troller yanıt veriyor, başka belediyelerde usulsüzlük yapılmıyor mu?
Diyoruz ki, siz de gazeteci değil misiniz, siz de elinizde belge varsa, diğerlerini yazın… Eliniz armut mu topluyor diye soruyoruz…
Onlar;“anamız, ekmek kapımız hakkında neden yazıyorsunuz?” diye, küfür ediyor…
Üç beş kuruşla kimi zavallı, itibarı yerle bir olmuş gazetecilere vererek, aynı başlıkla haberler dikte ettiriliyor… Ne de olsa, kendilerini aklayacaklarını zannediyorlar… Milleti aptal, kendilerini ise akıllı kabul ediyorlar…
Üç beş tane gazetede yalaka haberler çıkınca aklanacaklarını zannediyorlar…
Bilmiyorlar ki, milletin vicdanında çoktan mahkum oldular…
*Gerçek Gazetesi ile başlayan, Gazete İstanbul ile devam eden gazeteciliğimize baksalar bu bölgede; Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy Belediyeleri, İstanbul’da diğer belediyeler ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığımız haberler arşivlerde duruyor… Ankara Büyükşehir Belediyesi de buna dahil…
Elimize belge geldiğinde, ucu nereye giderse gitsin yazıyoruz.
Siyasi partisine bakmadan…
Tüm yazdıklarımız arşivlerimizde duruyor…
1993’ten beri köşe yazılarımıza, 2005’ten beri tüm haberlerimize, tüm gazete sayfalarımıza internetten ulaşabilirsiniz… Çünkü kimileri internet sitelerinden silebiliyorlar… Bizim ise gazete sayfalarımız internet sitesinde duruyor…
Konuşurken, yazarken aklımıza estiği gibi yazmıyoruz… Arşivler internette duruyor…
*Buradan çağrı çıkarıyorum. Kimileri yandaş kimileri de candaş olabilirler… Ekmek kapılarının kapanacağını, kimileri harçlıklarının kesileceğini düşünebilirler… Elinizde belge, bilgi varsa getirin biz yazarız…
Getirin, korkmayın… Yüreğinizde birazcık vicdan kalmışsa, gazetecilik namusu varsa bekliyoruz… “Buna gerek yok” diyorsanız, kendi gazetelerinizde, köşelerinizde belgeli ve bilgili haberciliğinizi bekliyoruz…
Biz, yaptığınız namuslu gazetecikle onur duyarız.. Hiç gocunmayız… İftira da atmayız… Açarız telefonu, hatta geliriz gazetelerinize kutlarız da… Bilin ki hiç rahatsız olmayız… Birazcık vicdanınız kalmışsa, bunun böyle olduğunu bilirsiniz…Son söz: Biz mesleğimize değer katan herkesi başımızın üstünde taşırız… İtibarsızlaştırmak mı, o yöntem kanı bozuk ve kalemini satmışlar içindir…
Neden, sürekli bir belediye başkanını yazıyormuşuz? Sadece CHP’li belediyeler mi yolsuzluk yapıyormuş?
Biz neden CHP’li olmayan AK Partili belediyelerle ilgili yazmıyormuşuz?
Bize AK Partili bir belediye başkanı, para veriyor, diyormuş ki, “CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını yazın?”
“Neden, bir belediye başkanı bir gazeteye para versin de bir belediye başkanı hakkında yazı yazdırsın?” sorusuna verilecek doğru dürüst yanıtları yok… Ama olsun iftira at… Ne de olsa kendilerini aklayacaklar ya… Karşısındakiler sormuyor? İhalelerideki hataları o başkan mı buluyor? Size bilerek o mu yanlış yaptırıyor? İhale yapılmadan önce işi yap, sonra ihaleyi yap, o başkan mı size talimat veriyor? Tık yok…
Yeter ki söyle… İnananacak birileri çıkar… Sende aklanırsın öyle mi?
*
Sadece doğrular karşısında, isnat edilen, belgeli yazılan konularla ilgili açıklama yapma ama itiraf et…
Yani, bir partinin belediye başkanı, CHP’nin bir belediye başkanını yazdırınca eline ne geçecek?
Yanıtı yok ama sen at yeter…
O sözde, onun aleyhinde yazdıran o’nun rakibi mi? Paylaşamadıkları bir şeyler var mı? Çatıştıkları konular mı var? Birbirlerinin iktidar alanına mı müdahale ettiler?
Yoooo… Sen iftira at… Çamur at…
Hakkında yazılan doğruları değersizleştirmek için, dikkati başka yerlere çekmeye çalış…
Yeter ki, yapılanları karartmaya çalış…
Kendi trolleri ile hakkında yazanlara, itibarsızlaştırmak için yazdır, metinleri düzelt, ne yazılacağına beraber karar ver… Hatta direktif ver…
Ama başkaları için, yaptıklarını düşündüklerin için iftira, çamur at…
Sahi aynaya bakınca kendinizi görebiliyor musunuz? Hiç utanmıyorsunuz, gördüğünüz suratlardan?*
Yazılanları, yapılan yorumları anlamsız kılacak elinde ne varsa söyle…
Ancak söyleyecek sözü olmayınca, çamurlaş…
Partinin üst yönetimine başka, partililere başka, çevrene başka, aklına ne geliyorsa söyle…
Bazen muhalif meclis üyeleri yazdırıyor de…
Bazen, kendi partisinden bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Bazen, AK Partili bir belediye başkanı yazdırıyor de…
Her gün yanlış yapan, yaptıklarını alenen yapan beceriksiz başkanı yazınca, hemen ayağa kalk…
Hangisi tutarsa o iftirayı çamuru at…
AK Partili olduğu için yazıyor…
Yok, komünist olduğu için yazıyor…
Yok, başka hesapları var onun için yazıyor…
Yok, yaptığımız herşey doğru, CHP karşıtı olduğu için yazıyor…
Çık medyanın karşısına, konuş…
Herkesi çağır…
Yetiyorsa yüreğin, karşımızda konuş…
Çağır gazetemizi, yap açıklamalarını yazalım…
Ama soruları da biz soralım…
Yok, iftira atacak….
Hatta bir televizyon programı yapalım, çık karşımıza bizim yanlışlarımızı bir bir anlat…
Ama sen sorularımıza yanıt ver…
Canlı yayında, çık yaptıklarını savun…
*İstanbul’da 17 ayda makam aracını üç kere değiştiren başkası yok, yazıyoruz tık yok…
Garajda üç tane makam aracı var, nedir bu hovardalık diye yazıyoruz?
Trollerden yanıt geliyor…
“Sadece lüks makam aracına binen o mu? Diğerlerini de yazsanıza” diye bağırıyorlar…
İhalelerde usulsüzlük yapılıyor diye yazıyoruz.
Troller yanıt veriyor, başka belediyelerde usulsüzlük yapılmıyor mu?
Diyoruz ki, siz de gazeteci değil misiniz, siz de elinizde belge varsa, diğerlerini yazın… Eliniz armut mu topluyor diye soruyoruz…
Onlar;“anamız, ekmek kapımız hakkında neden yazıyorsunuz?” diye, küfür ediyor…
Üç beş kuruşla kimi zavallı, itibarı yerle bir olmuş gazetecilere vererek, aynı başlıkla haberler dikte ettiriliyor… Ne de olsa, kendilerini aklayacaklarını zannediyorlar… Milleti aptal, kendilerini ise akıllı kabul ediyorlar…
Üç beş tane gazetede yalaka haberler çıkınca aklanacaklarını zannediyorlar…
Bilmiyorlar ki, milletin vicdanında çoktan mahkum oldular…
*Gerçek Gazetesi ile başlayan, Gazete İstanbul ile devam eden gazeteciliğimize baksalar bu bölgede; Silivri, Büyükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy Belediyeleri, İstanbul’da diğer belediyeler ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığımız haberler arşivlerde duruyor… Ankara Büyükşehir Belediyesi de buna dahil…
Elimize belge geldiğinde, ucu nereye giderse gitsin yazıyoruz.
Siyasi partisine bakmadan…
Tüm yazdıklarımız arşivlerimizde duruyor…
1993’ten beri köşe yazılarımıza, 2005’ten beri tüm haberlerimize, tüm gazete sayfalarımıza internetten ulaşabilirsiniz… Çünkü kimileri internet sitelerinden silebiliyorlar… Bizim ise gazete sayfalarımız internet sitesinde duruyor…
Konuşurken, yazarken aklımıza estiği gibi yazmıyoruz… Arşivler internette duruyor…
*Buradan çağrı çıkarıyorum. Kimileri yandaş kimileri de candaş olabilirler… Ekmek kapılarının kapanacağını, kimileri harçlıklarının kesileceğini düşünebilirler… Elinizde belge, bilgi varsa getirin biz yazarız…
Getirin, korkmayın… Yüreğinizde birazcık vicdan kalmışsa, gazetecilik namusu varsa bekliyoruz… “Buna gerek yok” diyorsanız, kendi gazetelerinizde, köşelerinizde belgeli ve bilgili haberciliğinizi bekliyoruz…
Biz, yaptığınız namuslu gazetecikle onur duyarız.. Hiç gocunmayız… İftira da atmayız… Açarız telefonu, hatta geliriz gazetelerinize kutlarız da… Bilin ki hiç rahatsız olmayız… Birazcık vicdanınız kalmışsa, bunun böyle olduğunu bilirsiniz…Son söz: Biz mesleğimize değer katan herkesi başımızın üstünde taşırız… İtibarsızlaştırmak mı, o yöntem kanı bozuk ve kalemini satmışlar içindir…
