Türkiye’deki kürt sorunu halkların kardeşliği diye haykıranların attığı adımlarla temel oluşturulacaktır, atılması gereken ilk adımda emperyal güçlere karşı tek vücut olmaktır. Tarihte ABD vb emperyal güçler bu topraklara
nifak tohumları ekmişlerdir ve yüzyıllardır Ortadoğuda kendi yönetimlerini kurup, halkların birlik ve beraberliklerini bozguna uğratarak kendi çıkarları doğrultusunda egemenliklerini sürdürmüştür.
Bizler bunun farkındayız ama içimize öylesine bir korku işlemiş ki bizden olmayan birisinin özgürlüğü bize tehditmiş gibi geliyor, Korkacaksak ABD’nin planladığı Kürdistan projesinden korkalım bu tür bir projenin gerçekleşmesi hem Kürtler hemde Türkler için bir felaket olur ve o zaman Ülke güçsüzleşip bölünmeye gider
Kürt demek yada kürt kimliğini dilini kabul etmek neden tehdit oluşturuyor.
Kürtler ve Türkler et ile tırnak gibiler ama maalesef eşit yurtaş degiller.
Türkiye Türklerindir söylemi kısır döngüdür, bu söylemin arkasına sığınanlara söyleceğim tek şey bölücülük yapan sizlersiniz.
Kimsenin korkmasına endişelenmesine gerek yok, her etnik kökenin kendi dilini, kültürünü, kimliğini özgürce yaşayabilmeli ve bunun önündeki engellerin kalkması için çaba sarf edenlerin emekleriyle ülke rahatlayacak ve derin bir nefes alacaktır.
Türklere şöyle bir soru sorsam bu ülkenin adı Kürdistan olsa ve size şöyle dayatmacı baskı yapılarak siz Türk degilsiniz Kürtsünüz, Kürtçe konuşacak ve her türlü baskıyla kültürünüze, yaşam tarzınıza karışılsa nasıl bir tepki verirdiniz? eminimki şuanda Kürtlerin yaptığından farklı bir şey yapmazdınız, aynı isyanı Türklerde yapardı, çünkü insanın kimliği onurudur.
Bu tür sorunlar emperyal güçlere alan ve zemin hazırlar.
Çözüm halkların empatisiyle mümkündür, Kürt kimliğini anayasal güvence altına alınması ve dillerini özgürce konuşmalarının önündeki tüm engellerin kalkmasıyla eşitlik sağlanmış olur.
Kürtlerin sorunu budur ve yıllarca binlerce insanın ölümüne neden oldu!
Halen tek tip insan olma mücedelesi verenler vardır, elinizi vicdanınıza koyun bölücülük yapan kimdir?“Biz bu ülkenin bir tek çakıltaşını dahi kimselere vermeyiz” Diyenlere, haklı olarak soruyordu Yaşar Kemal, iyi tamam vermezsiniz, hoş zaten isteyen de yok. Ama be birader bu güzelim ülkeyi “Çorak Yurda çevirdiniz” haberiniz var mı? Hâlbuki “binbir çiçekli bahçe” idi, her dalından yemişler fışkıran. Seksen senelik ret ve inkârla bezenmiş kartkurt politikalarınızla virane baykuş yurduna çevirdiniz ülkeyi. Daha ne tutturmuşsunuz “çakıltaşını”…
“Demokrasi Kürt Sorunundan geçer. Gerisi ağzın(ız)la kuş tutsan(ız) iflah olmazsın(ız) der Yaşar Kemal.
ABD’nin yaptığı planını boşa çıkarmalıyız silahların tamamen kaldırılması kardeşçe yaşanılır bir ülke için Kürtler ve Türkler elinin tersiyle emperyal güçlere güçlü bir tokat atmalı.
Haykıralım barış barış diye, iade i itibar yapılmalı sevginin filizlenmesi için medeniyet tohumları ekmeliyiz.
Her kesim kazanır, kaybeden emperyal güçler olur.
Cahit Yetkin
