Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında Birincilikte Taçlandırılan Skandal Bir Çanakkale Şiiri

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
15 Mart 2015
M.Nihat MALKOÇ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ümraniye Belediyesi 11 seneden beri ülke geneline şamil şiir, hikâye ve resim yarışmaları düzenliyor.

Belediyelerin sadece altyapı, su, kanalizasyon, çöp toplama, asfaltlama işlerinden sorumlu olmadıklarını, kültürel etkinliklere de el atmaları gerektiğini yıllardan beri söyler dururuz. Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, sesimizi duymuş olmalı ki 11 seneden beri bu anlamlı kültürel hizmeti ısrarla devam ettiriyor. Sağ olsun, var olsun.

Malum olduğu üzere bu sene Çanakkale Zaferi’nin 100. Yıldönümünü kutluyoruz. Bu yüzden Ümraniye Belediyesi’nin bu yılki şiir yarışmasının konusu “Yüzüncü Yılında Çanakkale Zaferi”ydi.  Şiir yarışmasının jürisi Prof. Dr. Turan Karataş (Akademisyen, Edebiyatçı), Prof. Dr. Nurullah Genç (Akademisyen, Şair), Prof. Dr. Mustafa Uzun (Akademisyen, Edebiyatçı), Prof. Dr. Hasan Aksoy (Akademisyen, Edebiyatçı), Doç. Dr. Mehmet Güneş (Akademisyen, Edebiyatçı), Cahit Koytak (Şair), Nurettin Durman (Şair) gibi isimlerden oluşuyordu. Sadece bu yıl değil, on seneden beri birkaç isim hariç, hep aynı kişiler jüri üyesi oluyor. Yarışmacılar değişse de jürinin bakış açısı değişmiyor. Zira yıllardan beri ilk üçe giren şiirlerin serbest yazılmış şiirler olduğunu görüyoruz.  Geçen yıl ilk üçe giren şiirlerin hepsinin de ölçüsüz yazıldığına şahidiz. Bu neticelerden sonra “Jürinin geleneksel ölçümüz olan heceye bir garezi mi var?” diye düşünmeden edemiyor insan. Oysa şiiri güzel kılan ne ölçüdür, ne de ölçüsüzlük. Şiir vardır heceyle yazıldığı için güzeldir, şiir vardır serbest yazıldığı için güzeldir. Bu konuda bağnaz olmamak gerekir.

Bu sene Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı olduğu için Ümraniye Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen şiir yarışması daha bir anlam ve önem taşıyordu. Binlerce şiir arasından dereceye giren şiirler belirlendi. Birinciliği Nevzat Erkol’un kaleme aldığı “O Topraklarda” adlı şiiri kazandı. Tahmin edersiniz ki bu şiir de serbest yazılmıştı. Birinci olan şiirin şairini tanımıyorum. Fakat Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı münasebetiyle “Çanakkale Zaferi” teması etrafında yazılan bu şiiri okuyunca doğrusu hayal kırıklığına uğradım. Üzerinden yüz yıl geçen bir zafer hiç böyle anlatılır mı? Beklerdik ki bu şanlı zaferi anlatan şiir, bir söz abidesi olsun ve o günkü manevî atmosferi lâyıkıyla okuyuculara yansıtabilsin. Nerde?..

Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında birincilik kürsüsüne çıkarılan şiirde Türk askerinin hissiyatı değil, binlerce kilometre uzaklardan topraklarımızı işgal etmeye gelen düşman askerlerinin hissiyatı anlatılmış. Yani Çanakkale’ye Türk askerinin gözüyle değil, Avusturalyalı işgalci askerlerin gözüyle bakılmıştır. İşgalci askerlerin duygularını bakın nasıl dile getiriyor birincilikle taçlandırılan bu şiirde: Buyrun bakalım, burdan yakalım: “Öyle mutluydum ki ben/Güzel ülkemde /Başak saçlı bir anam /Bir de eşimle Vatanımdı benim Canberra /Geçmişten geleceğe, /Dört yanı engin /Toprağı serin Avustralya/Ben gelmedim isteyerek /Getirenlere sorun /Tutun yakalarından /Benim hesabıma/Sessiz ve hınçlı /Yatarım ki bir bilseniz /Saros körfezinde gözlerim /Ve hâlâ durmayan kanım/Süngü yaramda”

Şair Nevzat Erkol, Çanakkale Zaferinin 100. Yılı dolayısıyla kaleme aldığı “O Topraklarda” adlı şiirinde Fransa’nın denizaşırı sömürgelerinden olan Kaledonyalı ve Martinikli askerlerin duygularını şöyle yansıtıyor: “Ben mi? /Ben Gaston oğlu Fransuva’yım, /Düğüne gelir gibi /Geldim buraya/Sıkıldım dostçası /Martinik’te/Kaledonya’da /Ucuz gecelerden /Boş gezmelerden/Bir gece yarısı bindik bu tabuta /Dediler ki /Sıkı durun /Dediler ki /Neslinizin görmediği /Bir sefere çıkıyoruz, /Dönene aşk ola/Son anımsadığım/Bizim tabutun/Yani Buve’ nin/Zıpkın yemiş yunus gibi/Ters döndüğüdür/Ve o gün bu gündür/Buralarda yatarım”

Şairin anlattığına göre adamlar ülkelerinde canları sıkıldığı için gelmiş Çanakkale’ye. Tabir caizse macera aramaya gelmişler Müslüman Türk topraklarına. Oysa Çanakkale ölümün kol gezdiği ateşten bir çemberdi. Büyük şair Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Savaşını anlatırken düşman askerlerini şöyle canlandırıyor gözlerimizin önünde:  “Ne hayasızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!/Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı/Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi/Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!/Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer/Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer./Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,/Osrtralya’yla beraber bakıyorsun; Kanada!/Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk/Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk/Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ…/Hani tauna da züldür bu rezil istila…” Rahmetli az bile söylemiş…

Üstad Mehmet Akif’in böyle dehşetli bir manzara olarak canlandırdığı bir savaşın müsebbiplerini nasıl olur da Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünde böyle masum, böyle sevimli ve böyle mağdur gösterebilirsiniz? Düşmanın kara yüzünü nasıl aklayabilirsiniz? Okuyan da sanacak ki adamları ta binlerce kilometre uzaktan biz çağırdık da gereken ilgiyi göstermedik kendilerine. Yahu be haydutlar, be eşkıyalar ne işiniz vardı bu Müslüman topraklarda? 250 bin askerimizi hunharca öldürenler sizler değil misiniz? Sizler Çanakkale’de canavar kesilmediniz mi? Nevzat Erkol, yüzüncü zafer yılının anısına yazdığı ve akademisyenlerden kurulu jürinin birinciliğe layık gördüğü şiirine şöyle devam ediyor:

“Ben Yeni Zelanda’dan geldim/Ne için mi?/Sormayın/Beni ejder sananlar/Aldılar, sürüdüler buraya/Silahsız bir ordu var karşımızda/Silahsız ama/Öyle de korkunç/Onlarla ancak/Sen baş edersin diyerek/İngiliz konservesi yiyerek/Viski derseniz su gibi,/Umursamazlıkla geldim/Kanlısırt’ta/Dişe dişti dövüşümüz/Başa baş düşüyorduk,/İlk süngülediğim Memet/Acıya aldırmadan/Bir sıktı ki boğazımdan,/Kaba parmaklarıyla/Turp devşirir gibiydi/Gözleri soğuk/Kanı sıcaktı/Sanırım ki ruhumuz/İki ayrı bedenden/Aynı anda çıktı//Ama kırgın değilim/Her kendime gelişte/Kanlısırt’taki düzgün safımdan/Kaldırır da başımı/Bir tepe önümdeki şehitlikte yatan/Kavgadaşımı/Saygıyla selamlarım”

Adam, Türk askerini nasıl süngülediğini ballandıra ballandıra anlatıyor.

Biz de yabancı hayranlığı ve ecnebi sevdası yeni değildir. Bir zamanlar bu ülkede başbakanlık yapan Ecevit de Yunanlılara dostluk ve kardeşlik şiirleri yazmıştı: “Sıla derdine düşünce anlarsın/Yunanlıyla kardeş olduğunu/Bir Rum şarkısı duyunca gör/Gurbet elde İstanbul çocuğunu” demişti. Fakat bu şiir Yunanlıların Türk düşmanlığına merhem olmamıştı.

Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında yazılan bu şiirde düşman askerinin duygularını anlatan şair, nedense şanlı Türk askerinin acılarını görmezden geliyor ve şöyle devam ediyor:

“Biz/Hepimiz,/Bu süngü gibi uzayan yarımadada/Her yıl o gün gelende,/Cehennemi düğünde/Toplanır da/Haydah çekeriz/Kimimiz dizini döver /Kimimiz/Uzanır da gökyüzüne/Mahzun ve hasret/Görünmeyen birilerini severiz.”

“Biz/Kimimiz o günde /Kadere baş eğip/Kıbleye duranlarız/Biz kimimiz o günde/Yakmağa geldiğimiz bu topraklarda/Bizi bırakanlara/Lânet savuranlarız//Düşünmeyin bizi artık/Sormayın ki neyleriz,/Hepimiz kardeşiz biz/Çoktan bitti kavgamız/Açın dilerseniz toprağı/Açın, görün de şaşın,/Bin bir anadan gelmiş/Bin bir çeşit insanın/Nasıl yattığını sessiz//Birinin sıcacık eli/Diğerinin avucunda/Görün de utanın/Yalnız dikkatli olun/Aman komut vermeyin,/Herkes huzurda şimdi/Ve herkes uykusunda.”

Bazıları, sözüm ona, çağdaşlık adına ne idüğü belirsiz hümanist bir yaklaşımla herkese dost ve kardeş gözüyle bakmayı insancıllık olarak adlandırıyor. Topraklarını işgal etmeye, insanlarını katletmeye gelen azılı düşmana hümanistçe bakma hakkınız yoktur. Hem düşmanı seveceksin, hem de vatansever olacaksın. Bu nerden baksanız büyük bir çelişkidir.

Neymiş efendim, mahşeri andıran Çanakkale’deki şehitlikte Peygamberin bile kucak açtığı kahraman şehitlerimiz, kendilerini göz kırpmadan öldüren düşman askerleriyle el ele tutuşmuş hâlde yatıyorlarmış. Birinin sıcak eli, diğerinin avucunda, kardeş kardeş yatıyorlarmış kara toprağın altında. Oh ne âlâ!… Madem düşmanlar bu kadar merhametliydi toprağın altında değil de, toprağın üstünde gösterseydiler bu engin sevgi ve muhabbetini…

Diyelim ki şair böyle düşündü, böyle inandı ve böyle yazdı. Peki, böyle bir şiiri Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında birinci seçen akademik jüri ne düşündü? Söyleyin…

– See more at: http://www.61haber.com/yazi/953-canakkale-zaferi-nin-100-yilinda-birincilikle-taclandirilan-skandal-bir-canakkale-siiri.html#sthash.AgV55OfR.dpuf

 

Paylaş
Etiketler: çanakkale zaferiÇanakkale’deki şehitlik
Önceki Yazı

Öncelik Ekonomi Olmalı…

Sonraki Yazı

Güvenmek mi? Bu Devirde Kime?

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Güvenmek mi? Bu Devirde Kime?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Kim Kırdı

Kim Kırdı

18 Aralık 2025
Korkuluk

Korkuluk

18 Aralık 2025
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap