GÜL DİKENİ
ANLATIYORDU BAYBURDU
ANLATIYORDU BAYBURDU BABAM, toprağa tohum ekerek,
Ağıt yakıyordu anam, derin bir ah çekerek,
Elleri kınalı, ak secdelere diz çökerek,
Gözleri Gökmavi’li, çağıl çağıl yaş dökerek,
RÜYA DEĞİL, GERÇEKTİ, MADALYALI GÖNÜL ŞEHRE…
KEMÂLİ
BAYBURT’UN ERMENİ VE RUS ÇETELERİNDEN KURTULUŞUNUN 97. YILDÖNÜMÜNDE:
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI, MİLLETVEKİLLERİ, VALİ, BELEDİYE BAŞKANI, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE SEVDÂLI BAYBURTLULARA AÇIK DİLEKÇE
Anadolu kültür ağacının ilk çekirdeği, ilk beşik, ilk temeline dayalı, fethi “İkinci Hayber” olarak nitelenen, ulu çınarın, ulu dallarından biri olan Bayburt’la ilgili ne yazsak, ne söylesek azdır, ifâdeler âciz kalır.
“Âşina-yı hakayık u mecaz,
Ahd-i gülşende şehr-i Şiraz,
İlm mü tefsirle hillaktırâz,
Belde-i sairede azdan az”
İfadeleri büyük şair Şair Zihni’ye ait olup: acılara set çekmiş, zillet yerine ölümü tercih etmiş, kör talihe bile gülümsemiş kâmil insan pazarı Bayburt ve Bayburtlu, layık olduğu yere bir türlü gelememiş, Bayburt’u içinden ve dışından vuranlar, menfaat odaklarında bekleyenler, siyasi oyunların meddahlığını yapanlar, her devirde zeytinyağı gibi açığa çıkmışlardır.
Devr-i Sâbık’n Millî Şefi İnönü tarafından en büyük darbeyi yemiş, bir Bayburt ziyaretinde, ehramlı hanımların başı polis zoruyla açılmış, İnönü tarafından yapılan köprüden Bayburtlu altı ay geçmemiş, yalan söyleyen tarihin utanarak yazdığı “Hart İsyanı” (Şeyh Eşref Olayı) uydurma senaryolarla tarihe geçirilmiş, “Ermeni Mezalimi” bütün heybet ve azameti Bayburt’ta yaşanmış, mazlum Şehit Nusret Efendi’nin idam olayı “Kara Kitap” içerisinde yer almış, Sancak iken hakkı elinden alınmış, vilayet olmaması için siyasi bezirgânlar tarafından yıllarca takoz konulmuş ve 1989 yılında İl statüsüne alınarak, bugünlere gelebilmiştir.
Bayburt sevdâlısı olarak, biz bunları geride bıraktık. Kimselere dargınlık/kırgınlığımız olamaz. Her türlü yalan ve iftiralar, mazluma yapılan zulümler, elbet bir gün gelir Mîzân’a gider, hesap sorulur.
Önceki belediye başkanlarımız, valimiz, Millet vekilimiz, dernek, vakıf ve federasyonlarla görüşmeler, Kültür ve Turizm Bakanlığına yapılan müracaatlar, Bayburt sevdâlıları ile bire bir görüşmeler, basında ve internet sitelerinde çıkan çeşitli yazılar, ilgili derneğin büyük gayret ve çalışmaları, gazetelerde yayınlanan çeşitlimakale/haber/araştırmalar bir netice vermemiş, bugünlere gelinmiştir.
Peygamber Sancaktarı, Sahabi, Şark komutanı, Bayburdu feth eden kumandan Abdülvehhab Gazi’nin Bayburt Duduzar Köyünde medfun olduğunu bilgi ve belgelerle bir kitap haline getirmiş, ilgili dernek tarafından hazırlanan projenin desteklenmesini istemiştik.
Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız, milletvekillerimiz, valimiz, yeni Belediye Başkanımız Naci Memiş, Bayburt Sivil toplum örgütleri, Bayburt sevdâlıları sütunda dilekçe ile sizlere seslenmek istiyoruz. Bayburt’un geleceği için önemli bir adım olan bu projeye el atın, hayata geçirin.
“DEDEKORKUT KÜLTÜR VE SANAT ŞÖLENİ”nde bilimsel bildiriler büyük önem taşır, ağırlık verilmelidir. Günlük gösteri ve oyalamalarla, ziyafetlerle hedefe varılmaz. Yapılan büyük masraflar yerini bulmalı, iz/eser bırakmalıdır. Bayburt ve Bayburtlu için bir şeyler kazandırmalıdır. Önümüzdeki şölende, gerekenin yapılacağına inanır, size güveniriz.
‘Abdülvehhab Gazi projesi’, Bayburt’a büyük bir turizm patlaması yapacak, tarih yeniden değer bulacaktır. İstanbul’un Eyüp Sultanı ile Bayburt’ta metfun Abdülvehhab Gazi dava arkadaşı… Medine ışığını Anadolu’ya getiren gönül eri, biri Garb’a, diğeri şark’a komutan iki kardeş…
Yıllar sonra danışmanlığını yaptığımız,Yönetmen Halil Demirci tarafından çekimi yapılan GAZİ ŞEHİR BAYBURT belgeseli televizyon kanallarında yayınlanmalı, bütün illere gönderilmelidir. Şehirlerde bulunan Bayburt’la ilgili vakıf ve derneklerin bu belgesel ile ilgili gala yapmalarını bekliyoruz.
Bayburt Abdülvehhâb Gazi Hz. Tanıtma, Yaşatma ve Yaptırma Derneği’nin yıllar öncesinden başlayan çalışmaları destek görmeli, hazırladıkları proje hayata geçirilmeli, Bayburt sevdalıları bu önemli çalışmalara destek olmalıdır.
Zatıâllerinizin bu inanç noktasında, hassas olduğunu biliyoruz. Bize düşen bir görev olursa, hazırız.
BAYBURT; Âşıkların gönlünde, şairlerin dilinde, yazarların kaleminde, ozanların telinde imanlı bir kaledir. Bu kaleyi yıkanlar altında kalır. Eser verenler, iz bırakanlar unutulmaz.
En derin sevgi ve muhabbetlerimle.
Bayburt ve Bayburtluların kurtuluş bayramlarını tebrik eder, bu şiirimi hepinize armağan etmek isterim:
ZİHNİ’NİN KOŞMASINA NÂZİRE
Sevdiğin yurdundan, göçler götürmüş,
Ceylanlar terk etmiş, yok Aslandağ’ı,
Koruğun düzünde, bağlar sökülmüş,
Dârül Celâl Yurdun, haşmetli çağı,
BAYBURT OTAĞINDAN, ÇEKMİŞ AYAĞI.
Gülistan bahçeyi, dikenler almış,
“Ben” deki benliği, dirliği çalmış,
Kalenin içleri, vîrâne kalmış,
Bayburtlu gamını Çoruh’a salmış,
İKİ DUDAĞINDA, ÇİLENİN BAĞI.
Ararsın Meralı, yoktur durağı,
Terk etti sılayı, usta, çırağı,
Türkiye bir vatan, uzak, ırağı,
Zihni’nin dilinde, sonsuz merâğı,
NASIR TUTMUŞ DİZDE, ACI DAYAĞI.
KEMÂLİ’de ağlar, her zaman ağlar,
Gam yüklenmiş dağlar, bahçıvan ağlar,
Süleyman Tahtında, Selvi’ler ağlar,
Bülbüller ötmüyor, goncalar ağlar.
EDEB-İ DERGÂHTAN, İLMİN YAPRAĞI.
KEMÂLİ (İlhan YARDIMCI
(İLHAN YARDIMCI- 0535 477 73 90-0224.250 29 60)
İlhan-yardimci@hotmail.com
www.İlhanyardimci.com.
