Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazar, Aralık 7, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ümit SÖNMEZ

Günlük – Zeynep’i Kodlamak

Ümit SÖNMEZ Yazar Ümit SÖNMEZ
05 Ekim 2014
Ümit SÖNMEZ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Hazır, tatil olmuşken ben de yazı yazmaya ağırlık verdim. Öte yandan, televizyonlardı, gazetelerdi, ve hatta günlük hayatlarımızdı… ve içlerinde sürekli katliamlar, kanlar, IŞİDler, cemaatler, kirli siyasetlerdi derken; otomatik ve görünmez birtakım tahammül kodları devreye giriyor ve en çok rahat düşünebileceğimiz bir yere atıyor bizi. Yani derleyip toparlama isteğine dönüşüyor bu kafamızda yaratılan karmaşa.

Normal bir vatandaş olarak benim de siyasiyi yorumlarım oluyor. Fakat şu manzarada ben bir şey daha görüyorum ki; “haklı veya haksız” tartışmalarına girmeden meselelere baktığımızda çok fazla siyasete kapılmak, doğru şeyler söylesek bile, hep başka çıkar guruplarının işine yarıyor. Sen “haklıyım” diye “haksız” ın karşısında dursan bile bu “haksız” olana daha çok yarayabiliyor. Neden ve nasıl böyle olduğu konusuna girmeyeceğim. Bir gerçek daha var ki esas “faydalı” işlerden bizi uzak tutuyor böyle (güya) “siyasi” duruşlar.

Gündemler, siyasetler vs.ler ilke ve yapıtaşları üzerinde düşünmekten alıkoyuyor bizi.

Etrafımda, farkında olmadan farklı mafyatik yapılara veya siyasi temelsiz gençlik kollarına bile hayranlık duyan gençler gördüğümde bu durumların sebeplerini, kökenlerini inceleme gereği duyuyorum. Ve elbette ki kendi hayatımın içinden örnekleri incelemek en mantıklısı oluyor.

Sivas‘taki zorunlu hizmetimden sonra memlekete döneyim diye düşünmüştüm. Tayin Atama dönemi geldiğinde Tokat’ta boş yerler armaya başladım. Ben bir meslek lisesi öğretmeniydim fakat Tokat’ın hiçbir ilçesinde, Erbaa hariç, bilgisayar öğretmeni açığı olan meslek lisesi yoktu. Ben de mecburen Tokat’ta bir ilköğretime tayinimi istedim. Bilişim formatörü olarak ilköğretimde çalışmaya başladım. Sonuçta, “yabancı” bir yer değil, memleketimdi benim.

Tesadüf, orada göreve başladığım yıl(2008) ilköğretimlerin bütün sınıflarına bilişim dersleri koyulmuş bakanlık tarafından. 1,2,3,4,5,6,7,8. Bu durumu çok yıllık sınıf öğretmeni arkadaşlarla değerlendirmiştik. İlk yaptığımız değerlendirme şuydu: birinci kademeye bilişim dersleri koymak sakıncalıdır. Bunu da şuna dayandırmıştık: bir çocuk en az 10 yaşına kadar mümkün olduğunca doğal ortamlarda bulunmalıdır. İlköğretim’in İkinci kademesinde yani 6.,7.,8.sınıflarında ders saati sayısı fazla olmamak koşuluyla bilişim dersleri olabilir.

Birinci kademe (1,2,3,4,5) öğrencileri ile ders yapmak bir açıdan zor bir açıdan kolaydı. Kolaydı; çünkü anlatılması-işlenmesi zor dersler (programlama dersleri gibi..) yoktu. Basit donanım konuları, yazı çizi gibi basit konular. Zordu; çünkü her ne konu olursa olsun sanal konulardı. Bu önemli değildi. İlköğretim öğrencilerini zaptetmek zordu. Hiç olmadık bir zamanda ani bir hareketle bilgisayarlara zarar verebiliyorlardı. Ve çoğunun, el büyüklükleri fareyi tutmayacak kadar küçüktü. Özellikle 1,2,3’ler.

Öyleydi böyleydi derken, bir zaman geçti, 1,2,3, 4 ve 5’lerle bilgisayarda resim yapma konularına geldik. Fakat yine de hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı. Bilgisayarda resim yapmayı seviyorlardı fakat bu nihayetinde gerçek bir şey değildi.

Meslek liselerinin ağır programlarından “hafif” derslere geçince bir süre sonra canım sıkılmaya başladı. Ben de, hem derste hem ders dışında öğrenciler için bir iki faaliyet düşündüm. Sürekli devam eden faaliyetler. Bu faaliyetlerden, bence, en önemlisi, kağıt üzerine çizilen resimler yapmaktı.

Epeyce bir süre, resim yapma faaliyetlerine devam ettik. Mesela şunu yapıyorduk: bir resim konusu veriyordum ders içinde veya ders dışında. İstedikleri zaman da yanıma gelebiliyorlardı. Resim yapanlara küçük hediyeler veriyordum. Kalem, defter, boya vb şeyler. Maddi açıdan bana dokunan şeyler değildi bunlar. Fakat sadece bu tür ödüllerle yetinmiyordum, laboratuvarda masamın arkasındaki duvara bu resimleri asıyordum. Diğer duvarlara da tabii ki asıyordum resimleri fakat en çok arkamdaki duvara asıyordum, asmaya çalışıyordum.

Zamanım bol olduğu için ben de bazen onların gözü önünde resimler yapıyordum. Öğrenciler benim resimlerimi gördükten sonra, bir de kendi resimlerinin arka duvarda başımın üstünde yer aldığını gördüklerinde mutlu oluyorlardı. “(Onlara göre güzel -)resim yapan bir insan-öğretmen- bizim resimlerimizi başının üstüne asıyor.” Aylarca dururdu her resimleri.

Bu, kodlamaktır. Bir insanı kodlamak. Yapabileceği şeylere kodlamak. Özgüveni kodlamak.

2.sınıflardan bir Zeynep vardı. O da tabii ki resim yapardı ve getirirdi diğer öğrenciler gibi. Fakat Zeynep‘te farklı bir şey vardı. Hani ne derler, büyümüş de küçülmüş. Teneffüs olur, Zeynep elinde resim yaptığı kağıdı büyük bir dikkatle tutarak getirir, masamın üzerine koyar, büyük bir insanı arkasında saklayan gözleriyle bana bakar, ne söyleyeceğimi beklerdi. Ona biraz daha dikkatli konuşmaya çalışırdım. “Şunu şöyle de yapsak olur mu?” derdi. (ki aslında önerileri var fakat saygısından söylemiyor ilkin) “Biraz daha az mı yeşil kullansaydım öytmenim? “ Yani, bu çocuk benim takdirimi istediği kadar da kendinden emin. Yarı yarıya paylaşmışız takdir’i. O zaten kendini takdir edebiliyor.

Birgün, dersin birinde dağ resimleri çizmelerini istedim. Kendimce, amacım; biraz uzaklara bakıp, uzaklardan kendi evlerine kadar olan şeylerin arasında kalan şeyleri de görmelerini sağlamaktı. Boyut kavramını da biraz eşelesinler istiyordum.

Ertesi günü teker teker belirmeye başladılar tenefüslerde. Çoğu çizmiş, boyamış.. normal dağlar tepeler. Özenmişler. Öğrencilerin hepsi, Zeynep hariç, benzer şekillerde yapmışlar dağları, tepeleri,evlerini,yolları. Zeynep de lav, patlamalar, sarılar, turuncular çizmiş, boyamış…

Bunlar nedir Zeynep? Yanaydağ, lav, orman.. Fakat burada(Tokat’ta) yanardağ yok ki Zeynep? “İçimden böyle geldi öytmenim,” dedi. “Okul şu, evimiz de şu…” Lavlardan tavuklar bile kaçıyormuş..

Mutlaka ki bir yerlerde gördü yanardağı; televizyonda mesela. Fakat senaryo kuruyordu. Büyümüş de küçülmüş.

5.sınıflardan da Turan adlı çocuk vardı. Bu çocuk da büyümüş de küçülmüşlerden. Zeynep’ten bir farkı vardı: teknik çizimler konusunda iyiydi. Ona mümkün olduğunca çok soru sorardım. Fikrini sorardım. Meslek liselerinden çokça bahsettim ona. Meslek lisesine git, demedim hiç.

Kodlama modlama derken, bir “insanı kodlamak” deyimi kulağa pek mekanik pek teknolojik geliyor olabilir fakat yapabileceği şeylere ve de en önemlisi özgüvene kodlamak demekle insan yönünü de anlatmaya çalışıyorum.

O okulda aslında ben mesleğimi tam icra edemedim, müfredattan dolayı fakat bir bilgisayarcı olarak en iyi kodlamalarımı orada yaptım. O laboratuvardan bir video. Resimler başımın üstünde.

Laboratuvar

 

Paylaş
Etiketler: Eğitiminsankodlamakprogramlama
Önceki Yazı

Torba açılıyor

Sonraki Yazı

Devletin Gönlü

Ümit SÖNMEZ

Ümit SÖNMEZ

1976 Tokat doğumluyum. Bilim-Teknik konularına ve edebiyata karşı yoğun ilgim var. Öyle ki, taa çocukken alfabeden "A"yı öğrenir öğrenmez bulduğum her şeyi okurum. Bu dünyadan alabileceğimiz bir şey yoktur. Öyleyse, yazarak bir şeyler bırakalım.

İlişkili Yazılar

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (IV) – “Almanya Bitmiş!”

14 Kasım 2025
5k
Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (III) – Berlin Gezi Rehberi

03 Ekim 2025
5.1k
Berlin, Leda
Anı / Günce

Berlin Günlükleri (II) – Leda: Berlin’in En Ünlü Ressamı

15 Eylül 2025
5.1k
Berlin
Gezi Yazısı

Berlin Günlükleri (I) -İncir Ağacı Kafe’de Bir Elf Kızı

27 Ağustos 2025
5.2k
Sonraki Yazı

Devletin Gönlü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada

Angarya Değil Bu İş

07 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Eller Taşın Altında

07 Aralık 2025
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap