Dünya İnsanlık Ailesine Kurtuluş Reçetesi olarak indirilmiş olan Kur’an-ı Kerim’i Mezarlıkların, kandil gecelerinin yada 5 vakit kılınan namazların dışında kaç kere okuduk?
İş ilanlarını, hastalık reçetelerini, arabamızın markasını, çocuklarımızın adını, eşimizi, kardeşimizi, dostumuzu tanıdığımız kadar Allah’ın kitabını tanıyor muyuz?
Yoksa bize EMEVİ’nin yada şunun bunun dayattığı, insanüstü bir varlık olarak parmaklarından suların fışkırdığı, 40 insan gücünde cinsel güce sahip, su üstünde yürüyen, ayı parmağıyla alimallah ikiye bölen yada Mirac’da Allah’ ile haşa! Pazarlık yaparak namazı 40 vakitten 5 vakte indittiren, onlarca eşi olan haremağası gibi tanıtılan bir Peygamber mi tanıyoruz(!)
Kendisini bir beşer ve Mekke’den kuru ekmek yiyen bir kadının oğlu olarak anlatan, dalalete düşerse nefsinden, hidayeti bulursa onu Allah’tan bilen 34/50 Hazreti Muhammet ve ona indirilen Kur’an surelerini; Filmler, reklamlar, diziler ve dizi oyuncular kadar Allah’ın anlattığı ölçülerde gereği gibi tanıyor muyuz?
TEBBET SURESİ
İsterseniz Kur’an’ın iniş sıralamasında 5. Suresi olan Tebbet Suresi’ne bu bağlamda bir göz atalım:
Sevgi Ve Merhameti Bitimsiz Allah’ın Adıyla
“Kahrolsun Ebu Leheb’in iktidarı, ki kahroldu da!
Ne malı, ne de topladıkları ona fayda vermez.
O, alevli bir ateşte yanacak!
Çenesi düşük karısı da peşinden,
Boynunda hurma lifinden bir ip bağlı olarak…”
Tebbet kelimesi, Kur’an’da toplam 4 yerde geçiyor; “Eğer güzel davranırsanız, kendi benlikleriniz için güzellik sergilemiş olursunuz. Ve eğer kötülük yaparsanız o da benlikleriniz aleyhine olur. Bu sırada, yüzlerinizi çirkinleştirsinler, ilk kez girdikleri gibi mabede girsinler ve egemenlik altına aldıklarını yerle bir etsinler (veliyutebbir˚) diye ikinci vaat geldi.” (İsra 7)
“Şu gördüklerinizin, içinde bulundukları din çökmüştür, (mutebberun) Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır.” (7/ 139)
“Bunların her birine türlü türlü örnekler verdik. Ve bunların hepsini perişan edip (tebbern‚) batırdık.” (25/ 39)
Değerli Okur,
Kur’an-ı Kerim’de (Tebb) kelimesi, geçtiği bütün ayetlerde; yeryüzünde yaşanan bir yıkıma işaret edilmiştir.
Dolayısı ile Tebbet Suresi de, dönemin mevcut iktidarına yönelik bir slogan, bir temenni olarak kullanılmıştır.
Hatta, Hazreti Peygamber ve devrimin öncüleri, yumrukları havada, Tebbet Suresi’ni bağırarak sokaklarda yürümüşlerdir.
“Kahrolsun Ebu Leheb’in iktidarı!
Ki kahroldu da!
Ne malı kurtarır onu ne topladıkları!!!”
Peki ya Ebu Leheb kimdir?
Tebbet Suresi, “Tebbet yed’a Ebu Lehebin ve tebb” diye başlar.
Aslında, Ebu Leheb’in “yed”i, yani eli kurusun manasına gelir.
Lakin Kur’an’da yed, güç kavramıdır. İktidar gücüne işaret eder…
Ebu Leheb’in kim olduğunu anlamak için çok kitap okumaya gerek yoktur.
Çünkü 2. ayette Ebu Leheb tanıtılmaktadır.
‘Ne malı kurtarır onu ne topladıkları!!!’
Topladığı mallar ile anılan Ebu Leheb, demek ki bir kapitalisttir.
Bu çığlığın ezilenler tarafından atıldığı da bilindiğinden, demek ki ezen, zorba bir kapitalisttir/kenzodur.
Ve “çenesi düşük” karısından bahseder.
Çoğu mealde “odun hamalı” olarak çevrilir. “Hamm‚lete-l hatab” kavramı, çenesi düşük olduğundan, cehennem koşullarını hazırlıyor olmasına işaret eder. Yani Ebu Leheb’in “zevzek” bir karısı vardır. Ve zevzekliğiyle, zihinleri bulayan bir tiptir…
Muktedir, ezen, zorba bir kenzci olan Ebu Leheb, Allah elçisinin çıkışı karşısında adeta canavara dönüşür.
Ebu Leheb, ateşin-alevli ateşin/cehennemin babası manasına gelir.
Şimdi dikkat!!!
Daha önceki yazılarımda, Kur’an’ın cehenneminin “sınıflı toplum” olduğunu anlatmıştım.
İşte Ebu Leheb, bu toplum karakterinin inşacısıdır.
Ve bu pastadan büyük payı alan şer odağıdır.
Bugün, küresel çetenin baş babaları için Ebu Leheb demek mümkündür.(Kaynak: Ezber bozanlar ve Kur’an-ı Kerim’in İnsanca Çevirisi)
ATATÜRK KÖŞESİ
Benim karakterim bağımsızlıktır…
DÜŞÜN-TAŞIN
Güç Aslanın pençesinde yiğidinde dizindedir, her kim yüzden aşağı yaşıyorsa günah onun özündedir…
AFORİZMALARIM
Her zaman diliminde, muhatabım kim olursa olsun; dil değirmenimin çarklarını gönülden ve beyinden gelen ırmaklarla döndürmeye çalışıyorum ama hey hat hala mükemmeli yakalayamadım!….
