Hey Allahım sen nelere kadirsin! Eceline susayan köpek cami duvarına işermiş, ya şimdi o günleri yaşıyoruz.
Silivri’de belediye başkanıyla ilgili bir habere imza atıyoruz, bir yağdanlık çıkıyor yanıt veriyor.
Haberimizle ilgili belediyeden yanıt yok.
Ancak kalemşörden yanıt var.
****
Avcılar için haber yapıyoruz.
Yanıt, belediye ile alakası olmayan, kendine gazeteci diyen adamdan geliyor.
Yazdığı yanıtta değil, bize küfür ediyor.
Gerçek şantaj yapmış…
Ne demiş, kiminle görüşmüş, ne istemiş yok…
Yaptığımız haberlerle ilgili hiçbir yanıt yok.
Çamur at izi kalsın.
Çok korktuk aleyhimizde yaptığı haberden dolayı.
Ayrıca çok teşekkür ediyoruz, haberimizin daha çok insan tarafından merak edilmesine vesile oldular diye.
****
Silivri ilçesine 1000 gazete gönderirsin. Neden, Ali Tarakçı’ya çaktık ya…
Işıklar o’na bir madalya takacaktır. Helal olsun be…
Hey yavrum gazeteciliğe bak… Habere itiraz var mı, başkanın haberle ilgili açıklaması var mı?
Yokkkkk.
Ama gazeteci arkadaşımızın cengaverliği, cansiparhane ihale yapanları korumaya çalışması, o’na büyük takdir kazandıracaktır.
Ne de olsa, görevini hakkıyla yapması gerekir.
Çıkardığı bülteni şimdi de, tetikçilik yapmaktadır. Benim başkanım aleyhinde haber yaparsın ha, şimdi görürsün sen… Haberin neresi yalan, yanıt yok.
****
A be kardeşim, başkanın adına yanıt veriyorsun ya… Şantaj yapacaklar diye…
Ne de olsa, bildikleri iş…
Çıkardıkları gazete son beş aydır Toprak Ana’nın bülteni.
Neden, haberin ayrıntıları ertesi gün demişiz.
Adam gazeteci olsa bilir.
Haberi duyurur, ayrıntısının yarın geleceğini yazarsınız.
Tüm gazeteler böyle yapar.
Çünkü o gün manşet haber vardır.
Ertesi güne saklarsınız, okuyucuyu merak ettirmek için.
Bizde öyle yapmışız.
Adam şantajın nasıl yapıldığını biliyor ya, bizi de onlardan zannediyor.
****
Vay bize belgeleri kim vermiş!
Adam gazetecilik yapmadığı için bize birinin belge verdiğini zannediyor.
Ayrıca belge de gelebilir. Bu bir gazeteci için kötü birşey de değildir ki…
Haberin arka planını yazalım, herkes öğrensin.
Meslektaşımız Emin Beyaz, Avcılar Belediyesi’nin çöp ihalesinin iptal olduğunu ve bununla ilgili bir haber yaptığını söyledi.
Biz de, kendisine haberin ayrıntısını göndermesini istedik.
Geçen haftadan itibaren gazetemizin ortağı olan ve Yazı İşleri Müdürümüz Cengiz Alçayır, haberin yetersiz olduğunu belirterek, birkaç gün müsaade istedi.
Ve KİK’den ihalenin ayrıntılarına ulaştı.
Çöp ihalesinin ayrıntılarını birinden almadık, anlayacağınız internetten aldık. Çünkü, isteyen herkes KİK’den ihalelere ulaşabiliyor.
Biz de haberin ayrıntılarına ulaşarak, Emin Beyaz’ın haberine katkıda bulunduk.
Fırıldak ve yalan diyebilmek için ne gerekir?
Neyse ardından Cengiz, başka bir ihaleye ulaştığını ve şaibe koktuğunu belirtti.
O haberin de üzerinde titizlikle çalışarak, dün gazetemizde okuduğunuz 5 mahalle, 5 film ihalesi, ardından sünnet ihalesi derken müthiş bir gazetecilik başarısı gösterdi.
Ardından Silivri Belediyesi’nin iptal edilen çöp ihalesinin ayrıntılarına ulaştı.
Birkaç gün sonra başka bir belediyenin ihale haberini okuyacaksınız, gazetemizde.
Ve bunların tamamını KİK’in (Kamu İhale Kurumu’nun) resmi internet sitesinden buldu.
Haberleri sıraya koyduk.
Onun içinde haberleri sırayla verdik.
“5 mahalle, 5 film, 5 yalan 5 fırıldak” başlığı da Cengiz arkadaşımıza aitti.
****
Siz, yoksul çocuklar için sünnet düzenleyip, ihaleyi bir dil okuluna verirseniz bunun adı fırıldaklık olur.
Sünnet çocuğu başına 1.200 TL ücret belirleyip, 359 bin TL’ye ihaleye verirseniz yalan olur.
Çünkü, bir sünnet çocuğunun maliyeti taş çatlasa 200 TL. Ve bunlar da sponsorlarla yapılıyor. Bütçenizden para harcamaya ihtiyaç yok.
Konserleri ücretsiz deyip, ücretini sünnet ihalesinden yaparsınız, bunun adı da yalan olur.
Hem de tam bir fırıldaklık olur.
****
İstanbul’un tek bayan belediye başkanına fırıldak denir miymiş! Vay anam vay…
Feminist erkek gazeteciler de varmış haberimiz yok muş!
25 milyon 115 milyon olursa,
burnumuza kötü kokular gelir…
Çöp ihalesini 25 milyondan, 115 milyona çıkarırsanız birilerinin dikkatini çeker.
İhaleye de Avcılar’ın plajı varmış gibi, plajlardaki kumu temizlemek için 2 makine-araç şartı koyarsanız, bunun adı fırıldaklık olur.
****
Hem plaj olmadığını bilip, hem de dolgu alanlarındaki arazinin hazineye ve büyükşehirlerde de büyükşehir belediyelerine ati olduğunu bilmenize rağmen, starejik 5 yıllık planlara plaj yaratma, işletme gibi hayalleri koyarsanız bunun için hazırlık yaptık derseniz, bunun adı yalan ve fırıldaklık olur.
****
Olması mümkün değil ya, hadi diyelim, 3 yıl sonra plajınız oldu. A be kardeşim 3 yıl sonra kumsal temizleme ihalesi yaparsanız işi uygun bir firmaya verirsiniz. Olur biter…
****
Belediye Başkanının eşi Kültür Merkezi’nde toplantılar yapar ve bunun gerekçesini ”saz çalıyor, destek veriyor” derseniz bunun adı fırıldaklık olur.
Oğlunuz partiye müdahale eder, gençlik kolları başkanını görevden aldırır, ilçe yönetimini görevden aldırmak için çabalar sarf eder, yönetim listeleri yaparsa, bunu da belediyenin olanakları ile yaparsa bunun adı başka birşey olur.
****
Sözün özü, biz yazmaya haber yapmaya devam edeceğiz.
Bizi yolumuzdan tetikçiler çeviremez.
Korkumuz olsaydı, bu işi yapmazdık.
Filanca belediye ile ilgili neden haber yapmıyor muşuz.
Adam da okuma yazma olsa, geçen hafta yaptığımız iki manşet haberi görürdü.
Bugüne kadar en çok olumsuz haberi ve yazıyı bizim yazdığımızı da görürdü. Hatta varsa birşey sen yaz kardeşim, mani olan mı var?
Son söz: Elimizde belge ve bilgi oldukça daha çok yazmaya devam edeceğiz. Bizi tetikçiler korkut(a)maz. Biz gazetecilik yapacağız. Yok o’nun dayısıdır, yok o’nun babasıdır, yok o’nun geçim kaynağıdır, yok o’nun gönüllü danışmadır, yok o’nun bilmem nesidir, onlardan gelecek hiçbirşey bizi yolumuzdan çevirmez. Hayatında gazetecilik yapmayanların, sadece bülten çıkaranların bize laf söylemelerinden rahatsız olmayacağımızın bilinmesini isteriz.
Biz onlarla mahkemelerde hesaplaşırız. Ve onlardan alacağımız tazminatı da, tetikçilerin sahipleri karşılarlar inşallah…
