Cancer Journal for Clinicians isimli dergide yayınlanan bir makalede, tüm dünyada adeta salgın bir hastalık gibi yayılan obezitenin gerçek sebebinin yiyecek fiyatlarının ucuzlaması olduğu bildiriliyor.
Makaleye göre, obeziteye yol açtığı düşünülen araç kullanmak, oturarak çalışmak, abur-cubur gıdalar, porsiyonların büyümesi gibi etkenlerden hiçbirinin yiyeceklerin ucuzlaması kadar etkili değil.
Makalede, Amerikalıların 1930’ da safi gelirlerinin dörtte birini yiyeceklere harcarken, günümüzde yiyeceklere harcadıkları paranın net gelirlerinin sadece onda biri kadar olduğu iddia ediliyor.
Araştırmacılar, yiyeceklere ulaşılması ve hazırlanmasının eskiye göre çok daha kolaylaşmasının, gıdaların yüksek kalorili olması yanında çeşitliliğin artmasının da önemli olduğunu vurgulayarak Amerikalıların 1970’ lerden beri yüzde 20 daha fazla kalori tükettiklerini söylüyorlar.
Obezitenin, sosyo-ekonomik durumları ve tahsilleri ne olursa olsun tüm tabakalarda ve tüm eyaletlerde aynı oranda görülmesi de yazıda bildirilen önemli hususlardan biri.
İyi şeyler de oluyor
CDC’ nin verilerine göre, Amerikalıların daha fazla egzersiz yapmaları gibi iyi şeyler de oluyor.
Haftanın en az beş günü orta derecede veya haftanın en az üç günü ağır egzersiz yapanların oranı 2001’ de yüzde 46 iken, 2009’ da yüzde 51’ e çıkmış.
Taze yiyeceklere ulaşma oranı da son 40 senede artış gösteriyor.
1970’ den 2010’ a kişi başına taze meyve tüketiminde yüzde, 27 taze sebzede ise yüzde 21 artış var ama meyve ve sebze yiyen insanların sayısı pek fazla değişiklik göstermiyor.
1960’ dan bu yana çalışma saatleri azalırken serbest zamanın arttığı ama bunun obeziteye bir etkisinin olmadığı bildiriliyor.
Gelelim neticeye
Obezite, diyabet, kalp krizi, felç, kanserler başta olmak üzere pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor ve ülkeler vatandaşlarının bu hastalıkları için çok büyük paralar harcıyorlar.
Şayet bu değerlendirme yazısında bildirildiği gibi, obezitenin esas sebebi yiyeceklerin ucuzlamış olması ise bunun çaresi çok kolay, öyle değil mi?
KAYNAK
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.3322/caac.21237/abstract
