Yerel seçim yaklaştı, üzerimize proje yağıyor… Doğrusu şu sıralar vaatleri dinlemek iyi geliyor insana. Seçim bittiğinde ‘güç, tape savaşları’nın tırmanacağını düşünmek bile kabus gibi geliyor ve diyorsunuz ki, ülke değişmeyecekse hiç değilse yaşadığım kent, cadde ve sokaklar değişsin. O yüzden sevdim ben bu vaat işini…
Adımınızı sokağa attığınızda köşe başındaki çukuru…
Yeşil ışık yandığında körüklü otobüslerin önünüzdeki yolu tıkayarak en az üç kez aynı sahneyi yaşamanın verdiği o sinirden titreten hazzı… Yoksul ve dar gelirli semtlerde halkın yaşam koşullarının değişmediğini…
Sevgi yollarının geceleri açıkhava işporta alanlarına dönüştüğünü unutup aniden herşeyin değişeceğine inanmak geliyor içimden. Şahsen ben, körfeze yapılacak yapay adayla mutlu olmak istiyorum!!!.
Hatta, 2013 yılında toplam kamu yatırımı içinde Ankara’ya yüzde 17.5, İstanbul’a yüzde 11.8 pay ayrılırken İzmir’in oranı yüzde 4.4’te kalmasına ve yıllık yatırım miktarının 1.5 milyar TL’yi geçmemesine rağmen gelecek beş yılda 60 milyar TL’lik yatırım vaat edilmesi bile pek etkileyici geliyor. H Evet ironi bir yana, İzmir’de seçim vaatlerini çekici bulmamın gerçekçi bir nedeni daha var.
Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Aziz Kocaoğlu ile AKP adayı Binali Yıldırım’ın vaatleri bu kez, geçmişte duyduklarımızdan farklı. Birkaç sıyrık projeyi kenara bırakın çoğu vaat, kentin özümsendiğini, sıkıntıların artık görmezden gelinmediğini ortaya koyuyor. Hatta iki adayın vaatleri birbirine benziyor. Deniz kirliliği, İzmir’in inci gerdanlığına yakışacak kıyı tasarımları, açık hava müzeleri, rekreasyon alanları, İZBAN hafif raylı sistem hatlarının artırılması, İnciraltı projeleri, katı atık tesisleri, otopark planlamaları gibi vaatler çakışıyor. İşkembei kübradan atmak yerine kenti sokak sokak tanıyarak, problemleri inceleyerek oluşturulduğu izlenimi veren vaatler gerçekleşirse hakikatten İzmir değişir, güzelleşir.
H Ancak maalesef her iki adayın vaatlerinde çakışan başka noktalar da var. Halka özellikle kadınlara dokunan projeler yok gibi, sanata bakış açıları da öyle.. Birkaç satırla ayıp olmasın diye iliştirilmiş cinsten. Başkan Kocaoğlu’nun şehir tiyatrosu kurulucağını belirtmesi kulağa güzel gelse de bu vaadi eskilerden hatırlar gibiyiz. Yalnız başkan bu kez deneyimli ve olası son döneminde çok şey yapmak ister gibi..
Evet, seçimlerden sonra Türkiye değişmezse de İzmirim değişecek, güzelleşecek diyerek nefes almayı umuyorum. H Ama sakın yanlış anlaşılmasın. Ben fiziki değişiklik diyorum.. İzmir’in ruhu sonsuza kadar aynı kalmalı. Özgürlükçü, eşitlikçi, demokrasiyi özümsemiş, birçok medeniyete evsahipliği yapmanın sıcaklığını, hoşgörüsünü her dem taze tutan ve yeri geldiğinde itirazcı, sürüklenemez, sürü gibi görülemez… Aksi halde Hakikatten nefes alınmaz.
