Gündem toz duman…
Siyasetin içinden çürük kokuları yükselmeye, içimizi kaldırmaya devam ediyor. Evet kesin ki, uzun süreli iktidar yozlaştırır, mutlak iktidar çürütür. Türkiye bugünlerde otoriterleşen, yolsuzluklara direnemeyen iktidarın hukuka, vicdana ve de akla zıt düşen zikzaklarını yaşıyor. Erk gösterileri, hukukun gücü yerine gücün hukukuna dönüşen krizlerle bir anlamda, ‘Erkek hegemonyalı güç savaşlarını’ izliyoruz. Vizyonda kaba saba bir siyaset, adalet ve inandırıcılık şirazesi kaçmış ülke yönetimi var. Hem seyrediyor, hem üzülüyorsunuz. Olan yine halka, yoksula, işsize ya da önümüzde bal kabağı gibi duran krizle doğacak yeni işsizlere olacak.
***
İzlediğimiz ‘siyasette rövanş’ ya da ‘otoriterleşmede çöküş’ filminin dikkat çeken bir yanı daha var. Bakın ne yolsuzluklarda ne de sözünü ettiğimiz o meşum güç savaşlarında kadınlar yok. Nasıl olsun diyeceksiniz kadının siyasetteki yeri ne? Haklısınız, nüfusumuzun yarısı kadın olmasına rağmen parlamentodaki kadın varlığı 79 kadın milletvekiline rağmen ancak yüzde 14,6’ya ulaşıyor. Belediye başkanlığında durum daha vahim. 2104 belediye başkanından sadece 26’sı kadın onların da 16’sı Barış ve Demokrasi Partisi’nden. Ancak ülke genelinde siyaset, hukuk ve işdünyasında yaşanan sarsıntıyı kadınlar ancak izleyebiliyor. Ya da daha doğrusu izliyorlardı ama artık niyet de çaba da yön değiştiriyor.
***
Bu değişimi de en çok Ege İşkadınları Derneği EGİKAD’ın gerçekleştirdiği Yerel Seçimler öncesi Siyasette Kadının yeri konferansında hissettim. EGİKAD Başkanı Işın Yılmaz o kadar çalışkan ki üst üste organizasyonlar düzenliyor, güç şartlardaki kadınların meslek sahibi olmasına çalışıyor, arı gibi. Yılmaz’dan bayrağı devralacak olan Betül Elmasoğlu da canla başla çalışıyor. Bir de panele Adana’dan katılan İŞKAD Yönetim Kurulu Başkanı Elif Türkmen, Diyarbakır’dan katılan Yönetim Kurulu Başkanı Esra Aksu’yu tanıyınca açıkçası aklıma siyasette ‘vitrin figürünün’ ötesinde etkin şekilde yer almaya layık çok kadınımız var” cümleleri düşüyor.
***
Egeli kadınlar EGİKAD öncülüğünde düğmeye ise tam yerel seçimler öncesi 20 maddelik bir deklerasyonla basmaya hazırlanıyor. Öncelikle İzmir’de büyükşehir belediye başkan adaylarına kentte kadına ve çağdaş yaşama yönelik beklentileri içeren 20 başlığı iletecek ve kendilerinden söz isteyecekler. Beklentiler arasında sığınma evlerindeki kadınların meslek sahibi yapılmasından sanat ve kültür merkezlerinde oluşturulacak kurslara kadar birçok başlık yer alacak. EGİKAD bu beklentileri önemli ilçelerde netleşen adaylara da iletirken, verilen sözleri yakından takip edecek, dönem sonunda da başkanlara kadınlar açısından not verecek. Dosya, adaylıkları netleşen Başkan Aziz Kocaoğlu ile Binali Yıldırım’a teslim edilirken, Egeli işkadınları bu projelere destek vermeye de hazır.
***
Özetle, Kadınlar geleneklerin, ekonominin ve evi çekip çevirmenin sırtlarına yüklediği yüke rağmen siyasette ve hatta bürokraside etkin olmaya sıkı hazırlanıyor. Cinsiyet siyaseti yapmak için değil, Siyaseti ‘gözüdönmüş, çığrından çıkmış, çivileri sökülmüş kabalıktan biraz olsun uzaklaştırmak, siyasi dili değiştirmek, naifliği, hakkaniyeti, samimiyeti karar mekanizmalarına taşımak için. Anne olmanın eşsiz duyarlılığıyla aklı ve hırsı metalleşmemiş kadınlar geleceğe de çocuklarına da sahip çıkmaya kararlı. ‘Kadınların siyasette ve etkin mercilerde sayısı artarsa her şey değişecek mi sanıyorsunuz’ diyorsanız eğer kadınların yanıtı hazır. “Beyler biraz kenara çekilin, farkı gösterelim. İnanın bugünden kötü olmaz.”
KARA PARADA SON ADRES İNŞAAT SEKTÖRÜ
Türkiye’nin gündemi, yolsuzluk operasyonu yeni bir tartışma da başlatacak gibi. Türkiye’nin çehresini değiştiren ve istihdama en büyük katkıyı yapan inşaat sektörü para aklama mekanizması haline geldiğine dair kuşkular artıyor.
Dairelere, lüks villalara değerinin çok üstünde paralar ödendiği, araziler için verilen paraların göz kamaştırdığı, imara açılması için çaba harcanan yerlere milyar dolarların peşin peşin sayılması boşuna görünmüyor. Rezidanslar, gökdelenler kapış kapış astronomik fiyatlara satılırken, doğrusu kuşkular da artıyor. Ancak soruşturma şimdi bu gidişata ağır bir darbe vuracak gibi. Kötüsü masum olanlar da dahil inşaat sektörünün büyük projeler için yurtdışından kredi bulması zor. Yaşananlar öyle hal aldı ki, etkilerinden kurtulmak kolay değil. Yolsuzluk ve rüşvet yurtdışı piyasalarda sınırlayıcı uygulamalar getirir. Artık tek çare var; erken seçim lakin bu ihtimal şimdilerde göze alınamayacak kadar ağır bir risk.
