Yılda iki kez güneş dünyaya en uzak mesafeye gider. Bu en uzak mesafelerdir gün dönümü ve ardından yeniden yaklaşırlar birbirlerine…Yaz dönümü, 21 Haziran’da, kış dönümü ise 21 Aralık’ta gerçekleşir. Türkiye’nin içinde olduğu kuzey yarım kürede 21 Aralık tarihinde en uzun gece yaşanır ve o günden sonra günler uzamaya başlar. 21 Aralık’la birlikte gün dönümü yaşadık ama bu kez ne gün dönümü!… 17 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen rüşvet ve yolsuzluk operasyonları da AKP’nin 12 yıllık iktidarının gün dönümüdür.
***
2002 yılında 3Y formülü “Yoksulluğu, yasakları ve yolsuzlukları” bitirme iddiasıyla iktidara gelen AKP’nin iktidar süreci, “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır” sözünü bir kez daha doğruluyor. Bakınız bu ülkede yoksulluk ve açlık sınırları Türk-İş Kasım 2013 verilerine göre 3 bin 470 TL. ve 1065 TL. Türkiye’de 2002 yılında 10 milyon yoksul varken 2012 sonunda bu rakam 12 milyonu aştı. Nüfus içindeki yoksulluk oranı 14.7’den 16.3’e yükseldi. Bugün; çiftçiler 1 lt mazot alabilmek için 5 lt. süt, 7 kg. mandalin üretmek zorunda.
***
İşçi ve memurlar ancak kredi kartlarındaki asgari ödemeleri gerçekleştirerek ay sonunu getiriyor, faiz kıskacında kurduğu döngüye mahkum ediliyor. Özetle yoksulluk cephesinde artan ‘vehamet’ten başka değişen birşey yok… Yasaklar konusunda da uzun lafa hacet yok.
***
Gazeteciler Koruma Komitesi’nin (EPJ) 2013 yılı raporu yine yüzümüze çarpıldı. Türkiye gazetecileri hapse atan ülkeler sıralamasında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da listenin tepesinde. Raporda ilk üçe giren Türkiye, İran ve Çin’de hapse atılan gazeteciler toplamından fazla ülke olarak yer alıyor. Ayrıca bu dönemde düşünceleri, yazıları nedeniyle işten uzaklaştırılan görevine son verilen gazeteciler saymakla bitmez.
***
Parasız eğitim isteyen gençlerin hapse atıldığı… Baskıcı, dayatmacı zihniyete “dur” demek için demokratik haklarını kullanırken Gezi eylemlerinde canların kaybedildiği, onların suçlu, vatan haini ilan edildiği bir zihniyet yasakları bırakın azaltmayı, azdırmaya artmaya devam ediyor. Gelelim iktidarın mücadele edeceğini açıkladığı 3Y formülünün sonuncusuna, yolsuzluklara…
***
Uzun yıllardır yazıldı, çizildi, söylendi. Ancak yaratılan ‘Türkiye gelişiyor’ sloganının içine gömülü rant ya da bazen daha küçük çıkarlar beklentiler uğruna havada uçuşan dosyalar karartma gecelerinin karanlığında yok oldu. Gemiciklerden, limancıklardan söz ediliyor. Deniz feneri dosyaları raflarda tozlandı. Yolsuzlukların üzeri “Yandaşlara han hamam, vatandaşa din, iman” örtüsüyle örtülüyor. Ya da örtülüyordu… Ta ki 17 Aralık’ta dipten gelen dalgaya kadar. Şimdiye kadar rüşvet parası olarak 17.5 milyonluk toplam rüşvetin 100 milyar Euro civarında olduğu öne sürülüyor. Yolsuzluğun ana ayağı; ABD ambargosu nedeniyle İran’a gaz bedeli karşılığı altınla ödemenin ihracat gibi gösterilmesi işlemleri. Kim bilir o örtünün altından daha neler çıkacak…
***
Örtü biraz olsun sıyrıldı. Lakin gözümüzün içine baka baka, ‘Bizim yolsuzluk olaylarını halka nasıl jurnallersiniz’ dercesine Emniyet müdürlüklerinde görevden almalar sürüyor. 21 Aralık’ı atlattık, gün dönüyor ve günler uzamaya başlayacak.. Ne dersiniz bu kez güneş karanlığı aydınlatır mı?
