Reytingleri %1 leri zor gören diziler.
Spor yorumcusu altında ki kişilere neredeyse futbol oynadığı dönemdekine yakın verilen ücretler.
Ne işe yaradığı anlaşılamayan dünya kadar kanal.
Sırf belli bir grubu memnun etmek için kurulan farklı dilde yayın yapan kanallar.
Devlet kanalı olmaktan öte iktidar kanalı olmaya çalışan bir hal.
En nihayetinde zarar etmesin diye halkın sırtına yüklenen vergiler.
**
İşte bizim devlet kanalımızın portresi.
Oysa mantıklı bir şekilde nasıl yürümeli işler.
Bir yöneticisi vardır.
Reklam gelirleri vesairelerle kanalı ayakta tutar.
Tıpkı yüzlerce olan diğer özel kanallarda ki gibi.
**
Ama yok neremiz doğru ki buranında doğru düzgün işlemesini bekleyelim.
Ranttır yağmadır almış yürümüş.
Hazır halkta sütlaç kıvamında.
Daya sırtına vergiyi üç kuruşluk asgari ücretiyle ayakta tutsun devletten nemalananları.
Ve kimsede hesabını soramasın bir kanalı bile yönetme konusunda aciz olanlar devleti nasıl yönetsin diye?
Böyle oldukça da işte, onların beceriksizliğinin tutarı senin aldığın üründen ödediğin faturadan çıkarılmakta.
**
Bir zamanlar elektrik, su, yol, olarak geri dönerdi vergiler.
Şimdi dizi, film, spor programı olarak geri dönüyor daha ne isteriz ki devletten?
**
Son olarak “Basit yaşa ki, başkaları da var olabilsin.” demiş Gandhi.
Biz de sistem bunun tersine işliyor, birileri daha lüks yaşıyor ki zar zor basit yaşayanlar da yok olsun.
Şu durumda özel kanallarında para kazandığı yok fakat özel kanallar hükümetin eliyle beleş kredileri kapıyor.
TRT de hükümetin çiftliği olduğundan sonuçta özeli de TRT si de halkın sırtında