TDH Genel Başkanı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye katılacağını aylar önce yazdık. Sorun olmayacağını ve aynı zamanda Sarıgül’ün CHP ile bir pazarlığı olmadığını da iddia ettik.
Bugün açıkça yazayım. Mustafa Sarıgül, CHP’ye üye olurken aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için yapılmış bir pazarlığı yoktur. Olması da mümkün değildir.
Kağıt üzerinde bugün TDH Türkiye genelinde varlığı ile yokluğu belli olmayan bir siyasi harekettir. Katılacağı bir seçimde yüzde 1-2 oyun dışında alacağı bir oyda yoktur. Ancak Mustafa Sarıgül’ün toplumda bir karşılığı da vardır.
Diyeceksiniz ki, hem oyu yok diyorsun hem de toplumda karşılığı var, bu nasıl oluyor?
Şöyle oluyor: Bugün Türkiye ikili bir siyasi yapıya oturmuştur. MHP ve BDP ise küçük partilerdir ve iki büyük siyasi hareketin yanında Türkiye’nin renkleridir.Anlayacağınız Türkiye 4 siyasili bir merkeze oturmuştur. Bunun dışında oluşacak bir siyasi merkezin şansı da yoktur, seçmenin o’na oy verme ihtimali de yoktur. Lideri beğenilse bile…
Onun içindir ki, Mustafa Sarıgül’ün siyaset geleceği ancak CHP üzerinden mümkün olabilirdi. İşte bunun için Sarıgül iddialarını sürdürebilmek için CHP üyesi olması gerekiyordu.
****
Sarıgül’ün CHP’ye üye olabilmesi için bulunduğu konum itibariyle pazarlık gücü olamazdı. Ayrıca pazarlık yapsaydı partiye katılması mümkün olmazdı.
Katıldı, katılmadı diye tartışılan uzun sürec her iki taraf içinde olumlu olmuştur. Sarıgül’ün TDH’lıların ikna etmesine, CHP’nin de Sarıgül karşıtlarını ikna etmesine katkı sunmuştur, uzun süreç.
Anlayacağınız Sarıgül CHP’ye, CHP’de İstanbul’da Sarıgül’e mecbur olmuştur.
****
En önemli eşik geçilmiştir.
Mustafa Sarıgül 2014 seçimlerinde çok büyük ihtimalle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olacaktır. Olmaz ise Sarıgül’ün siyaset geleceği açık açık yoktur. Bu saatten sonra kıvırma şansı da yoktur.9 Kasım’da Gürsel Tekin’in adaylık açıklaması ise büyük pazarlığın staretejik aşamasıdır. Velev ki, Sarıgül aday olmadı, Türkçesi kıvırdı; işte o zaman İstanbul CHP Büyükşehir Adayı Gürsel Tekin olacaktır.
****
Sarıgül İstanbul’da 2009 seçimlerinden daha yüksek bir oy alır ve kayberse siyaset geleceği devam edecektir. Velev ki, seçimleri kazandı o zamanda 2015 seçimlerinde CHP’nin alacağı sonuca göre tavır alacaktır.
Sarıgüllü bir CHP İstanbul’u küçük bir oy ile kaybetti, İstanbul oyları yükseldi, Türkiye’de CHP 2009 seçimlerinden daha iyi bir sonuç aldı. Yazın bir kenara 2015 yılında yapılacak genel seçimlere CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında gider.
Sarıgül, Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandı. 2015 seçimlerine yine CHP Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında girer.
Sarıgül ise 5 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapar. Yok Kılıçdaroğlu genel seçimlerde başarısız oldu. Sarıgül, CHP’nin başına istese de istemese de genel başkan olur.
****
2014 yerel seçimleri bir yerel seçim gibi yürümeyecek, kutuplaşmaya dayalı bir seçim olacaktır. Her siyasi parti kamuoyunun desteğini alabilecek güçlü isimleri aday yapmak için çaba sarf edecektir. Türkiye’de yerel seçimler belki de, ilk defa siyasi partilerin ‘her kimi aday yaparsam yapayım seçilir’ mantığından, ‘kimi aday yapalım kazanalım’ gerçeğine gelindi.
Sarıgül gerçeğini buradan okumak gerekiyor.
Ayrıca İstanbul’da CHP’nin Sarıgül’ü Büyükşehir Adayı yaptığında, AK Parti’nin İstanbul Adayı Kadir Topbaş, isimleri geçen Egemen Bağış Ataşehir Adayı olur.
****
Sarıgül Aday olduğunda ise CHP İstanbul’da ki 12 belediye başkanının büyük çoğunluğundan vazgeçer. Ayrca Sarıgül aday olduğunda, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen aday olamaz. CHP merkezi yada karar vericileri CHP’nin seçim kazanabileceği ilçelerde Mustafa Sarıgül’e yakın hiçbir ismi belediye başkan adayı yapmaz. Mustafa Sarıgül İstanbul Büyükşehir Adayı olduğunda, AK Parti belediye meclis üyelerini bile ince eleyip dokuyup sık eleyecektir ki, bugün kağıt üzerinde belediye başkan adayı olacağını zanneden kimi isimlerin hayalleri suya düşebilir.
Son söz: 2014 yerel seçimleri sadece bir kent yönetimlerini belirleyeceğimiz bir seçim değil aynı zamanda 2015 ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de sonuçlarını belirleyeceği, kartların yeniden karılmasına neden olacak bir seçim olur.
Bizim tercihimiz ise, Türkiye’nin bir daha vesayetçi rejime dönemeyeceğinden yana olacaktır…
