https://www.youtube.com/watch?v=vVAldfQO4aY&t=169s
Değerli Okuyucular, ben bu günden itibaren bu köşede, alışılmışlığın dışında hatta ezber bozan bir çok konuya değinmek istiyorum.
Bu konuların başında özellikle de herkesi ilgilendiren sağlık gelmektedir. Bu dünyada doğamız bütün canlılar ve insanlar hepsi değerlidir.
Bunu korumak, ona sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Her insanın şeffaf bir sağlık sistemine ihtiyacı vardır, bu sistem problem çözme odaklı olması gerekir. Mantıksız olan ve başarılı olmayan çözümlere ihtiyacımız yoktur.
Ancak önce var olan sözde sağlık sistemi ile ilgili bir tespit yapmamız gerekli. Bu tespiti yapmadan sağlık sisteminin neden bozuk olduğunu insanların ne için birçok şikayetlerden gerçek anlamda sağlığına kavuşmadığını göreceğiz.
1913’de ABD’nin Newyork kentine Rockefeller fundation adı altında bir vakıf kurulmuştur, bu vakıf bütün dünya da sağlıkla ilgili ne kadar yazılı (şifalı, doğal bitkiler) literatür varsa hepsini toplayıp önemli bilgileri kendi kütüphanesinde arşiv yapıp geri kalan bütün bilgileri yok etmişlerdir.
Daha sonra kimyasal ve yan etkisi olan ilaçları piyasaya sürmüşlerdir.
Hastalık kaçınılması mümkün olmayan bir kader değildir.
Genelde yanlış davranışların ve sebep olan faktörlerdir, bu faktörlerin başında da cehalet gelmektedir. Bu kısa tespiti yaptıktan sonra bu günkü konumuzun özüne dönmek istiyorum.
Konumuz vücudumuzdaki biriken kireçtir.
Biz buna karşı ne yapıyoruz?
Bir örnek ile bu konuyu açmak istiyorum çay için kaynatılan suyu düşünün zamanla o demlik kireç alır, biz demliği temizlemezsek o demlik ne hale gelir siz düşünün, işte bizim vücudumuzda bu benzerdir, yaş ilerledikçe vücutta kireç birikimi oluyor ve damarlarımız tıkanıyor, özellikle 40’yaşından itibaren organizmamız magnezyumu besinlerde az kabul etmektedir. Bu nedenden dolayı yaşlanma süreci hızlanıyor ve çeşitli hastalıklar baş gösteriyor. Sağlık sorunumuz olduğunda hemen sistemin yetiştirdiği doktorlara koşuyoruz. Doktorlarda doğal olarak bildiklerini bize reçete ediyorlar ve evlerimize geri dönüyoruz. Oysa doğal bir madde ile biz vücudumuzdaki kireçleri sürekli atma şansımız var, bu mucize doğal maddenin ismi magnezyum klorürdür. Magnezyum klorür fevkalade vücudumuzdaki biriken kireçleri zamanla atabilir, eğer düzenli magnezyum klörür alırsak vücutta artık kireç birikimi olmaz.
Magnezyum klörürün faydaları anlatmakla bitmez.
Bir kaç örnek vermek gerekirse:
1. Kanı temizler ve pH değerlerinin düzelmesine yardımcı olur, böylece çeşitli hastalıkları önleyebilir.
2. Böbreklerde birikebilecek asitler karşı çalışır ve böbrek sağlığını arttırır.
3. Beyin aktivitesini ve sinir uyarılarına iletimi arttırır ve böylece bilinçle performans yükselir.
4. Sporcular ve yüksek fiziksel stresi olan insanlar için idealdir, kas gerginliği, kramp, yorgunluk ve kas yorgunluğunu güçlü hale getirir.
5. Kardiyovasküler sistemi uyarır ve kalp hastalıklarını önler.
6. Kolesterol seviyesini düzenlemede yardımcı olur aynı zamanda kan dolaşımını teşvik eder.
7. Stres için güçlü bir ilaçtır, depresyon, baş dönmesi ve yorgunluğu önler bu ilaç vücut ısısının düzenlenmesinde çok etkili olur.
8. Hemoroid gibi sorunları önler, bağırsak sağlığını iyileştirir, kolit, kabızlık ve diğer bağırsak sorunlarına yardımcı olur.
9. Bu ilaç prostat problemleri olanlarda çok etkili çalışır.
10. Çeşitli araştırmalar, magmezyumun tümorlere karşı önleyebilecek güçte olduğunu göstermiştir.
11. Bağışıklık sistemini güçlendirir, soğuk algınlığı, grip ve enfeksiyonlara yardımcı olur.
12. Hücre yenilenmesini teşvik ettiği için erken yaşamayı önler, özellikle osteoporoz (kemik erimesi) magnezyum klorür kemiklerdeki kalsiyumu düzelttiği için ciddi anlamda tavsiye edilir.
13. Böbrek taşlarında oluşumu önler ve kalsiyum oksalat’ın birikmesini engeller.
14. Kadın sağlığını teşvik eder, adet öncesi sendromu (gerginlik) azaltır ve hormon dengesini düzenler.
15. Serbest radikallerle savaşır ve siğil oluşumunu önler ayrıca arterio skleroz’u önleyen artellerin temizliğini teşvik eder.
Benim amacım burada insanları doğru ve dürüst bir şekilde aydınlatmaktır. Bir nebzede olsa bilgi kirliliğini önlemektir, yazdıklarımı herkes sorgulayabilir.
Ancak önemli bir vurguyu da belirtmek gerek benim verdiğim bilgiler doğrultusunda hareket eden her kim olursa olsun, sorumluluğu almalıdır, bunu şu sebepten iletiyorum, ağır bir kalp hastalığı veya farklı bir hastalığı vardır benim verdiğim bilgileri uygular ağır hastalığı sebebi ile başına bir şey gelebilir bu konuda sorumluluk kabul etmem.
Magnezyum klorürün hiç bir yan etkisi yoktur.
Fuat AKPINAR (Sağlık ve Besin Uzmanı)
akpinarfuat@yandex.com