Yazar Portal
Çarşamba, Nisan 21, 2021
  • Giriş Yap
  • Kayıt ol
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
İletişim
Yazar Portal
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mahmut Celal ÖZMEN

Kur’an Dışındaki Kaynaklara Uymalı(mı?)yız.

Mahmut Celal ÖZMEN Yazar Mahmut Celal ÖZMEN
28 Ekim 2010
Mahmut Celal ÖZMEN
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İddia: “Kur’an Allah’a ve O’nun peygamberine itaat etmemizi istemektedir. Bu durumda Allah’a itaat etmek için Kuran’a, peygambere itaat etmek için ise Kuran dışındaki kaynaklara uymalıyız.”

Düzeltme: Kuran, peygambere itaat etmemiz gerektiğini söylemekle kalmıyor, bunun nasıl yapılacağını, peygambere indirilen ve peygamberin insanlara ilettiği “ilahî mesaj”ın ne olduğunu da anlatıyor. Aşağıdaki ayetler bizi peygambere indirilen ilahî öğretinin ne olduğu konusunda bilgilendiriyor:

Maide Suresi’nde elçiden kendisine ulaşan kutsal vahyi, yani Kuran’ı, insanlara iletmesi istenmektedir. Aksi takdirde elçinin misyonunu tamamlamamış olacağı belirtilmektedir:

“Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.” (5:67)

Yukarıdaki ayette Allah’ın elçisinden kendisine indirileni insanlarla paylaşması istenmektedir. Peki, Allah’ın elçisine indirilen bu öğreti ve kurallar nelerdir? Aşağıdaki ayetler elçiye indirilenin ne olduğunu açıklıyor:

“Biz Kitap’ı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.” (16:89)

Görüldüğü gibi Allah tarafından elçisine indirilen kitap olan Kuran, hidayet (doğru yol) ve rehberlikle ilgili her konuda açıklama içerir. Nisa Suresi’nde de elçiye gönderilen kutsal mesaj şöyle açıklanır:

“Şüphesiz, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hükmetmen için biz sana Kitap’ı hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma.” (4:105)

Bir kez daha görüyoruz ki Allah’ın Kitap’ı olan Kuran, Allah’ın elçisine gönderdiği “kutsal mesaj” olarak anılıyor. Allah, elçisinden insanlar arasında bu mesaj ile hüküm vermesini istiyor. Aşağıdaki ayet de bu gerçeğe işaret ediyor:

“Sana da daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitap’ı gönderdik. Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hüküm ver; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma.” (5:48)

Yukarıdaki ayetler göstermektedir ki Allah, elçisine Kitap’ı indirmiştir ve elçinin görevi bu Kitap’ın, yani Kuran’ın dediklerini harfiyen uygulayıp ondan sapmamak ve insanlar arasında onunla hüküm vermektir.

Aşağıdaki ayetler peygamberin insanları hangi öğreti ile uyardığını ve onlara ne ile nasihat ettiğini daha net açıklıyor. Allah, Kaf Suresi’nde, elçisine şu emirde bulunuyor:

“Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Tehdidimden korkanlara Kuran’la öğüt ver.” (50:45)

Görüldüğü gibi Allah, peygamberden insanlara Kuran ile öğüt vermesini istemektedir, başka bir kitap ile değil. Peygamberin ağzından da bu görev onaylanmaktadır. Peygamber, Kuran’da geçen bir konuşmasında görevinin Kuran ile uyarmak olduğunu anlatmaktadır:

“Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kuran bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahiy olundu.” (6:19)

Yine başka bir ayet peygamberin insanları hangi öğreti ile uyarması gerektiğini açıklamaktadır:

“Ey Ehlikitap! Elçimiz size geldi. Kitap’tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah’tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasına uyanları o Kitap’la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.” (5:15-16)

Yukarıdaki ayetler göstermektedir ki Allah’ın elçisi, Kitap Ehli’ne -yani Hıristiyan ve Yahudilere- Allah’tan gelen Kitap ile tebliğ yapmaktadır. Kuran bize elçinin hangi öğreti ile insanları aydınlattığını bir kez daha hatırlatıyor:

“Ben sadece, bu şehrin Rabbi’ne kulluk etmekle emrolundum. Orayı kutsal kılmıştır O. Her ey O’nundur. Ben, Müslümanlardan/Allah’a teslim olanlardan olmakla emrolundum. Ve Kuran okumakla emrolundum. Artık kim yola gelirse kendisi için gelir. Sapmışa gelince, böylesine de ki: ‘Ben uyarıcılardan biriyim. Hepsi bu!'” (27:91-92)

Yukarıdaki ayet elçinin Kuran’ı okuyacağını ve dileyenin bu rehberliği kabul edip doğru yolu bulacağın anlatıyor. Görüldüğü gibi, elçiden tebliğde kullanılması istenen kaynak Kuran’dır. Bir başka ayette Allah şöyle buyuruyor:

“Bu Kuran’ı sana farz kılan, elbette ki seni vaat edilen yere götürecektir. De ki: ‘Hidayeti getireni de açık bir sapıklık içinde olanı da en iyi Rabbin bilir.'” (28:85)

Yukarıdaki ayet göstermektedir ki elçi için bağlayıcı olan öğreti Kuran’dır. Tüm bu ayetler göstermektedir ki Allah’ın elçisi olan peygambere Allah’ın Kitap’ı olan Kuran indirilmiştir ve peygamber bu Kitap’ı kullanarak insanlara dinî anlatmak ile görevlendirilmiştir. Bunu yaparken Kuran’dan en ufak bir sapma göstermemesi konusunda uyarılmıştır.. Yukarıda alıntıladığımız Maide Suresinin 48. ayetinde görüldüğü gibi peygamberin din alanında verdiği tüm hükümler Kuran’a dayanmak zorundadır.. Peygamber bu ayetlerden anlaşılacağı üzere dinî anlatırken kendine ait hukukunu ya da öğretilerini değil, Kuran’ı anlatmak zorundadır. İnsanlar peygamberin kişisel fikirlerine ya da hukukuna değil Allah’ın yasasına boyun eğmelidirler. Nitekim peygamber de böyle davranmış, insanlara sadece Allah’ın Kitap’ı olan Kuran’ı tebliğ etmiştir. Unutulmamalıdır ki Allah’ın elçisine itaat etmek demek, Allah’ın mesajına uymak demektir; çünkü elçi, sadece, Allah tarafından kendisine verileni insanlara yaymıştır, başka bir öğretiyi değil.. (Zaten ‘elçi’nin kelime anlamı da kendisine ait olmayan bir şeyi başkasına ileten kişidir.) Elçi kendi hayatında Kuran’ın hakkında hüküm vermediği konularda kendi fikirlerine, alışkanlıklarına ve içinde bulunduğu toplumun genel öğretilerine göre davranmış olabilir. Ancak bunlar onun bireysel tercihleridir. Dinî bir anlam taşımazlar. Bu yüzden elçi insanlara bu seçimlerini aşılamaya çalışmamıştır.

Allah Kuran’da insanlardan sadece Kuran’a uymalarını istemiştir. Aşağıdaki ayetler din adına uyulacak tek yasanın Allah’ın yasası olan Kuran olduğunu gösteriyor:

“Hüküm yalnız Allah’ındır.” (12:40)

“O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.” (18:26)

Bu ayetler göstermektedir ki Allah dışında hiç kimse din adına hüküm koyamaz. Allah’ın elçisi bile olsa insanların kişisel görüşleri dinî hüküm olarak kabul edilemez. Aşağıdaki ayet bu gerçeğe destek niteliğindedir:

“Hiçbir insanın, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra insanlara: ‘Allah’ı bırakıp bana kul olun!’ demesi mümkün değildir. Bilakis şöyle der: Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabb’e hâlis kullar olunuz.” (3:79)

Ayetin gösterdiği gibi Allah’ın elçisi olan peygambere düşen, insanların onun şahsi kararlarına uymalarını istemek değildir. Peygamber insanlardan Allah’ın Kitap’ına uymalarını ister.

Allah’ın yasası, Evren’de doğa kanunları olarak vücut bulur. Aynı yasa, insan hayatında da bulunur ve orada Allah’ın öğüt ve emirlerine dayanır. Nitekim Muhammed peygamber, Allah’ın, insan hayatı üzerindeki hükmünün ancak Allah’ın Kitap’ı olan Kuran’daki öğüt ve emirlerle sağlanacağını şu ayetlerde geçen ifadesi ile onaylamıştır:

“Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım?” (6:114)

Yukarıdaki ayet açıkça göstermektedir ki Allah’ın elçisinin görevi Allah’ın Kitap’ında yer alan yasaları uygulamaktır. Bu yüzden elçiye uymak, Allah’ın Kitap’ına uymaktan başka bir şey değildir. Allah’ın elçisi sadece Allah’ın mesajını iletir. İnsanlardan Allah’ın Kitap’ı olan Kuran dışında bir yasaya ya da kurala uymalarını istemez. Hüküm koyucu olarak yalnızca Allah’ın Kitap’ı olan Kuran kabul edilebilir. Aşağıdaki ayetler elçiye uymak için onunla gönderilen mesaja uymak gerektiğini anlatır:

“Allah’a itaat edin, elçiye itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.” (5:92)

“Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu. Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan koruyacak elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte nimetini üzerinizde böyle tamamlıyor ki, O’na teslim olup esenliğe ulaşabilesiniz. Yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.” (16:81-82)

“Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Elçiye de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.” (29:18)

“Allah’a itaat edin, elçiye de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz elçimize düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir.” (64:12)

“De ki: ‘Allah’a da itaat edin, elçiye de. Eğer yüz çevirirseniz, onun görevi ona yüklenen, sizin göreviniz de size yüklenendir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Elçiye düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.'” (24:54)

Yukarıdaki ayetler Allah’a ve elçisine itaatin ne anlama geldiğini açıkça gösteriyor. “Elçiye düşen, açık bir tebliğden başkası değildir” ifadesi elçinin görevinin sadece Allah’tan geleni insanlara iletip insanları onunla uyarmak olduğunu bildiriyor. Elçi Kuran ile kendisine iletilenler dışında dinî kurallar koyamaz ve kişisel uygulamalarının din adına kabul edilmesini talep edemez.

Araf Suresi’nde inananların sadece Allah’ın Kitap’ına uyup, o kitabı takip etmeleri istenmektedir, diğer kitapları değil.

“Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak… O halde, bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. Rabbinizden size indirilene uyun; O’nun berisinden birtakım velilerin ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” (7:2-3)

Bu ayette görülüyor ki uyulması gereken kaynak Allah’tan insanlara indirilen Kuran’dır. “O’nun berisinden birtakım velilerin ardına düşmeyin” ifadesi Allah’ın vahiy ettiği dışında hiçbir kaynağa uymamamız gerektiğini vurguluyor.

Allah, elçisine şunu hatırlatıyor ki, insanlar için Kuran dışında bir kılavuz bulunmamaktadır:

“Oysa biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı göndermemiştik.” (34:44)

Başka bir ayette Allah şu soruyu yöneltiyor:

“Müslümanlara suçlular gibi mi davranalım? Neyiniz var, ne biçim hüküm veriyorsunuz? Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz? Ve içinde her dilediğinizi bulabiliyorsunuz?” (68:35-38)

Bu ayette geçen “Yoksa bir kitabınız var da onu mu okuyup duruyorsunuz” ifadesi bize, inananların din adına okuyup ders alacakları tek Kitap’ın Kuran olduğunu gösteriyor.

Kuran dışında ders alacağımız başka dinî bir kaynak olmadığı şu ayetle de destekleniyor:

“Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimler birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler.” (35:40)

Zühruf Suresi’nde inanmayanlar için şunlar söylenmektedir:

“Onlara bundan önce bir kitap verdik de ona mı dayanıyorlar?” (43:21)

Hakka Suresi’nde elçinin dinle ilgili sözlerinin Kuran’dan olduğu belirtilmektedir. Aynı surede elçinin kendi dünyevi sözlerini Allah’ın sözleri gibi göstermesi durumunda bundan sorumlu tutulacağı hatta cezalandırılacağı anlatılmaktadır:

“Eğer bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız.” (69:44-47)

Saffat Suresi’nde Allah, inanmayanları Kuran dışında bir kitaba uymamaları konusunda uyarıyor:

“Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!” (37:154-157)

Peygamber, Kuran ayetlerinde geçen ifadeleri ile Allah’tan gelen kitaplar dışında insanlara din alanında rehberlik edecek başka bir kaynak olmadığını bildirmektedir. (Allah tarafından indirilen diğer kitaplar da Kuran ile aynı mesajı paylaştıkları sürece Allah’ın Kitap’ı kategorisinde değerlendirilebilir. Bakınız 42:13)

“De ki, ‘Doğru sözlü iseniz, Allah katından bu ikisinden daha iyi yol gösteren bir kitap getirin, ben ona uyayım.'” (28:49)

Bu ayette geçen “bu ikisinden” ifadesi bir önceki ayette açıklanmaktadır:

“Fakat hak, katımızdan kendilerine geldiğinde böyle dediler: ‘Musa’ya verilenin aynısı buna da verilseydi ya!’ Bunlar daha önce Musa’ya verileni inkâr etmemişler miydi? Söyle demişlerdi: ‘Birbirini destekleyen iki büyü.’ Ve dediler: ‘Biz bunların ikisine de inanmıyoruz.'” (28:48)

İnanmayanlar Musa Peygamber’e ve Muhammed Peygamber’e indirilen mesajları reddettiklerini bildirmektedirler. Yukarıdaki ayet Allah’ın indirdiği Kitap olan Kuran ve onunla aynı mesajı taşıyan ve yine Allah tarafından Musa Peygamber’e indirilen kitap dışında insanlar tarafından oluşturulmuş bir kaynağın din alanında yol gösterici olamayacağını vurgulamaktadır. Allah, Kitap’ını indirmiş, inananlardan bu Kitap’taki kurallarına uymalarını istemiştir. İnananlara düşen; bu kurallara uymak, saf olan dine ilaveler sokmamaktır. Din adına neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna karar verecek merci Kuran’dır. Ancak buna rağmen insanlar Kuran’ı terk edip başka kaynaklara yönelmektedirler.

“Kitap’ın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan Allah’tandır. Şüphesiz, sana bu Kitap’ı hak ile indirdik; öyleyse dinî yalnızca O’na has kılarak Allah’a ibadet et. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’nun yanında birilerini daha veliler edinerek ‘Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz.’ diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.” (39:1-3)

Yukarıdaki ayetler bize şunları hatırlatıyor: Allah’a Kuran’ı takip ederek kulluk etmeli, dinî Allah’a has kılmalıyız. Bunu yaparken bizi Allah’a daha çok yaklaştıracaklarını düşünerek Allah dışındakilere kulluk etmemeliyiz.

Fatır Suresi’nde Allah, vahiy olarak yine, sadece Kuran’a dikkat çekmektedir. Allah, peygambere Kuran’ın indirildiğini ve Müslümanların Kuran’ı kutsal yol gösterici olarak almaları gerektiğini vurguluyor:

“Sana vahiy ettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarından haberdardır, görendir. Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap’a mirasçı kıldık. İçlerinden kendine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.” (35:31-32)

Görüldüğü gibi Allah kullarına miras olarak Kitap’ını bırakıyor, başka bir kaynağı değil.

Kuran’a bakınca şunu görmekteyiz ki Allah’a ve elçisine itaat iki ayrı kavram değildir. Bu yüzden “Allah’a uymak için Kuran’a, elçiye uymak için ise Kuran dışında başka kitaplara uymalı” görüşü hatalıdır. Kuran ayetlerinin gösterdiği gibi, “Allah ve elçisi” tek bir hukuk ve itaat kaynağına karşılık gelir. Tevbe Suresinde Allah, elçisi aracılığıyla, müşrikler hakkında bir açıklama yapmaktadır:

“Bu, aynı zamanda, Allah ve elçisinden tüm halka, büyük hac günü yayımlanmış bir duyurudur: Allah putperestlerden uzaktır, elçisi de… Tövbe ederseniz sizin için daha iyidir. Dönerseniz, bilin ki siz Allah’ı aciz bırakamazsınız. İnkârcılara acı bir azabı müjdele.” (9:3)

Bu ayetteki duyuru insanlara elçi tarafından ulaştırılmıştır ancak ayette bu duyurunun “Allah’tan ve elçisinden” geldiği ifade edilmektedir. Şurası açıktır ki elçi müşriklere, Allah’ın bu duyurusu dışında bir duyuru yapmamaktadır.. Yukarıda bahsedilen duyuru Allah tarafından hazırlanmış ve elçisi tarafından insanlara ulaştırılmıştır. Bu duyurunun “Allah ve elçisi”nden geldiğinin söylenmesi gösteriyor ki Allah ve elçisi iki ayrı kural kaynağı değildir. Allah tüm kutsal kuralların kaynağıdır ancak Allah bu kuralları herkese tek tek anlatmayı tercih etmemiş, bir elçi seçerek kutsal mesajını insanlara onun aracılığıyla ulaştırmıştır.

Enfal Suresi’nde þu ifade yer almaktadır:

“Ey inananlar! Allah’a ve elçisine itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yüzünüzü çevirmeyin.” (8:20)

Yukarıdaki ayette inananlardan Allah’a ve elçisine itaat etmeleri istenirken ayet “İşitip duyduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin” ifadesi ile sona ermektedir. Buradaki ifadede çoğul zamir olan “onlardan” değil, tekil zamir olan “ondan” kelimesinin kullanılması anlamlıdır. Çünkü Allah ve elçisi iki ayrı dinî kaynak getirmezler. Allah’ın gönderdiği ve elçisinin inananlara ilettiği mesaj “tek”tir. O tek kaynak Kuran’dır.

İtaat ve boyun eğmenin yöneleceği tek otorite Allah’tır. Ancak Allah her kulu ile tek tek görünmediği için insanlar arasından birisini seçip, yasalarını ve emirlerini o kulu aracılığı ile diğerlerine iletmiştir. Allah’ın mesajını diğer kullara ulaştıran bu kişiye “peygamber” ve “elçi” (Resul) denir. O kişi ‘peygamber’dir çünkü Allah mesajını ona iletir. Aynı zamanda o kişi ‘elçi’dir çünkü mesajı kendisine saklamaz, diğer kullara iletir. Elçi, insanları bu yasalara uymaya çağırmakla kalmaz, kendisi de bu yasaya uymakla yükümlüdür.

Elçi kendi fikirlerini değil, kutsal mesajı insanlara iletir. Elçinin dinî anlamda Kuran dışında getirdiği bir söz yoktur:

“Hiç şüphesiz o (Kuran), çok şerefli bir elçinin sözüdür.” (69:40)

Bu ayet gösteriyor ki elçinin sözüne uymak onun yaymaya çalıştığı mesaja, yani Kuran’a uymaktır. Bu yüzden Allah, Nisa Suresi’nde şöyle demektedir:

“Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.” (4:80)

Yukarıdaki ayetler gösteriyor ki elçiye itaat etmek onun kişisel görüşlerine itaat etmek değildir. Elçiye itaat, ona elçiliğinin gereği olarak indirilen ilahî mesaja itaat etmektir. Bu yüzden Allah ve elçisi iki ayrı kaynak değildir. Allah’a ve elçisine itaat, tek bir kaynağa, yani Allah’ın indirdiği Kitap’a uymakla mümkün olur.

Paylaş
Etiketler: Allah'a itaatayetElçiKur'anpeygamber
Önceki Yazı

Uzaya Mekik Gönderdiniz de Baş Örtüsüne mi Takıldı…!!!

Sonraki Yazı

Edeb Yâ Hû!

Mahmut Celal ÖZMEN

Mahmut Celal ÖZMEN

İlişkili Yazılar

Mahmut Celal ÖZMEN

Anneler Günü Kimin Günü

12 Mayıs 2013
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Facebookta Bir Arkadaşla Sohbetimiz…

29 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Tarikat mı? Sakın ha!

27 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Öğüt Almak İsteyene Kur’an Yeter!

03 Ağustos 2011
5k
Sonraki Yazı

Edeb Yâ Hû!

Yorumlar 1

  1. ABDULKADİR YASTIMAN says:
    10 sene önce

    TEVFİKAT-I SUBHAN HAYAT TARZIMIZ
    KUR’AN’I HAK BİLMEK ELBET ARZUMUZ
    USVET-ÜN HASENE AHMED MUSTAFA
    İTTİBA İTAAT ŞEKSİZ KARZIMIZ…

    ALLAH’A EMANET OL..YAZILARININ İKMALİ GÖNLÜNÜN NURUNU ZİYADELEŞTİRSİN..DUALARIMIZDASIN!

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazarları

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son

Zevzeklik

11 Nisan 2021

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019

Kalifikasyon

18 Nisan 2021

“İngiliz Efsânesini Bitiriyoruz…” Atatürk Tarafından Verilen 450 Ton Altın

16 Kasım 2018
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

03 Nisan 2021

Şereflikoçhisar’ın Yüzyıllık Lezzeti Tahinli Pide, Nam-ı Diğer Tahanlı Pide

20 Ağustos 2018

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39

Şükran Günay Gönen Köy Enstitüsü’nün İlk Öğretmenlerinden Ali TONGAZ’ı Anlatıyor (2018) (III)

21 Nisan 2021

Gözledim Yolları

21 Nisan 2021

Rejim Baskı Üretmeye Mecbur

21 Nisan 2021
Yağda Kızartmalar Kalp Krizi ve Ölüm Riskini Artırıyor

Yağda Kızartmalar Kalp Krizi ve Ölüm Riskini Artırıyor

21 Nisan 2021

İş Hukukunda “Telafi Çalışması”

21 Nisan 2021

İlk Yüzyıl…Ortak Noktaların Zuhur Ettiği Yıldır…

21 Nisan 2021

Hoş Geldin Ramazan

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi

Ayın Kitabı

Ayın kitabı bölümünde yazarlarımızın kitaplarının yayınlanması için, her ay en az üç yazı yayınlamış ve yazılarının her birinin en az 50 tekil tıklama sayısına ulaşmış veya her bir yazısına en az 5 er portal üzerinde yorum almış olması gerekmektedir.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

YAZAR PORTAL

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun? Kayıt ol

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formları doldurun

Tum alanlar zorunludur Giriş yap

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap